Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Son bir yıl içerisinde küresel çaptaki tüm gelişmeler Avrupa’nın enerji politikasını kökten değiştirdi. 12 ay önce Glasgow'daki COP26 iklim zirvesinde kabul edilen ‘2050'den önce net karbon sıfıra ulaşma hedefi’ ise hâlâ yürürlükte. Ancak Avrupa genelinde enerji konusunda acil öncelikler ortaya çıktı. Avrupa ülkeleri önümüzdeki kış için enerji arzını güvence altına almayı ve petrol ve gaz fiyatlarındaki çarpıcı yükselişlerin ekonomik ve sosyal etkilerini hafifletmeyi talep ediyor.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali enerji kaynakları başta olmak üzere küresel emtia fiyatlarını olağanüstü bir biçimde artırdı. Avrupa devletlerinin Rusya’ya uyguladığı yaptırımların ardından Rusya’nın Avrupa’ya akan doğalgaz musluklarını kısması Avrupa devletlerini kömür gibi daha kirli enerji kaynaklarına yönelmesine yol açtı. Ancak Financial Times yazarı Nick Butler’a göre bu kısa vadeli arayışlar Glasgow’da belirlenen iklim gündeminin terk edildiği anlamına gelmiyor.
Aynı zamanda King’s Collage’ın misafir profesörü ve King’s Collage Siyaset Enstitüsü eski Başkanı Butler, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle birlikte Avrupa’nın enerji ihtiyacının yüzde 80’ini hidrokarbon üzerinden sağladığını hatırladığını belirtiyor. FT yazarına göre Avrupa ülkeleri yakın zamanda düşük karbonlu enerji kaynaklarına daha fazla ağırlık verecek olsa da uluslararası anlaşmalarda iklim değişikliği konusunda çok daha az aktif bir rol oynayacak.
Avrupa uzun vadede doğalgazdan kurtulmak istiyor
Küresel siyasetteki ani dönüşüm Avrupa’nın enerji için hidrokarbon ithalatına güvenmesinin risklerini açıkça ortaya koydu. Düşük karbonlu enerji kaynakları da eskisine göre cazip hale geldi. Rüzgar ve güneş enerjisi en azından şimdilik ithal doğalgazdan çok daha ucuz enerji kaynakları olarak görülüyor. Yerel bazda üretilen enerjinin kullanılması güvenilmez ticaret ortaklarına olan bağımlılığın neden olduğu sorunları aşabilecek bir çözüm olarak ortaya çıktı. Butler’a göre tüm bunların bir sonucu olarak birbirinden apayrı iki gündem maddesi olan yeni enerji kaynaklarına geçiş ve enerji güvenliği aynı anlama gelmeye başladı.
FT yazarı bu süreçte rüzgar ve güneş enerjisine yapılan yatırımların da büyüme eğilimi gösterdiğini belirtiyor. Zira geçmişte düşük karbonlu ekonomi için bir köprü olarak görülen doğalgaz güvensizliğin başlıca kaynağı haline geldi. Doğalgaz günümüz dünyasında temiz enerjiye geçişin birincil sebebi olarak görülüyor.
Ancak doğalgaza olan talebin hızlı bir şekilde ortadan kaldırılması da mümkün değil. Zira ev ısıtma sistemlerinden sanayi tesislerine kadar birçok alanda enerji tüketiminin altyapısının yerleşik olduğu biliniyor. Ancak yine de toplam doğalgaz tüketiminde düşüş gözlemleniyor. Bu yılın ikinci yarısında Avrupa bir yıl öncesine göre yüzde 16 daha az doğalgaz kullandı. Bu seviyenin gelecekte de azalması bekleniyor.
Kısa vadede ABD ve Orta Doğu’da inşa edilmekte olan yeni LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz tesisleri) acil talep boşluğunu doldurmak için ek kaynak sağlayacak. Ancak Butler'a göre, Ukrayna’daki savaş sona erse dahi daralan bir pazarda Rusya baskın doğalgaz tedarikçisi rolünü yeniden kazanmak için zorlanacaktır.
Uluslararası anlaşmalar dönemi geride kaldı
Avrupa’da yeni ve daha düşük karbonlu enerji yaklaşımı ise yükselişe geçiyor. Ancak devletler COP26 gündemine göre çok daha büyük bir maliyetle karşı karşıyalar. Son altı aydır durumun aciliyeti, enerji politikasında devletlerin kontrolünün yeniden ortaya çıkmasına yol açtı. Işıkları açık tutma ve tüketicileri yükselen fiyatlardan koruma yetenekleriyle yargılanmakla yükümlü olan hükümetler, küresel bir anlaşma için veya 28 ülkenin bir noktada uzlaşması için beklemeyi göze alamaz durumdalar.
Avrupa Komisyonu’nun fiyat kotası ve ortak satın alım düzenlemeleri gibi teklifleri düzenlemeler konusunda daha gönülsüz üye ülkelerin itirazı sonucu engellendi. Almanya ise tedarik zincirini güvence altına almak ve fiyat sübvansiyonları ile tüketicileri korumak gibi ulusal destek paketlerini Avrupa çapında bir çözüm haline getirmeyi hedefledi.
Ulusal politikaların odak noktası ülkelerin kendi iç piyasalarıdır ve maliyeti de görece yüksektir. Kovid ve enerji destek paketleri ile birlikte AB genelinde ülkelerin devlet borcu gayrisafi yurtiçi hasılalarının yüzde 90’ının üzerine çıktı. Yeni paketlerin ortaya çıkmasıyla bu borçlar daha da yükselecek. Yükselen tahvil faizleri de borçlanma konusunda ek maliyetlere sebep oluyor.
Enflasyon ve kemer sıkma politikaları ile tanımlanan bir dönemde, gelişmekte olan ekonomilerin iklim politikalarında adalet taleplerine Avrupa ülkelerinin ciddi bir yanıt verme olasılığı çok az. Mısır’ın Şarm El-Şeyh şehrinde düzenlenen COP27 iklim zirvesinde, dünyanın daha yoksul ülkelerinin enerji geçişi için yeni bir fon talep edilmesi bekleniyor. Ancak FT yazarına göre AB ülkelerinin yeni bir fon için acele etmesini beklemek doğru olmayacak.
Butler iklim politikalarının Avrupa liderlerinin odağındaki önemli gündem maddelerinden biri olmayı sürdürdüğünü belirtiyor. FT yazarı kirli bir dünyada temiz bir Avrupa’nın hiçbir şey ifade etmeyeceğinin altını çizdi. Butler ekonomik istikrarın sağlanması halinde bunun liderler tarafından da anlaşılabileceğini ummaktan başka bir çare bulunmadığını sözlerine ekledi.
BAE ve Mısır'dan, dünyanın en büyük rüzgâr santrali
Bakan Kurum, COP27’ye katılacağını duyurdu
Çin, elektrik üretim portföyünde yeşil yatırımların payına ağırlık veriyor
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.