Sektöre iki cesur genel müdür lazım!

Ahmet Genç... Sigorta yöneticilerinin deyimiyle sektörün ‘Makro Paşa’sı. Hemen hatırlatalım, günümüzde de sık sık kullanılan ‘Derdini Marko Paşa’ya anlat’ deyimindeki Marko Paşa, aslında Türkiye tarihinin ilk ‘ombudsman’ı. İşte Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Ahmet Genç de sektörün her konuda görüş aldığı en etkili pozisyondaki bir isim... Genç, Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nde 1997 yılında başladığı görevini halen Genel Müdür olarak sürdürüyor.
Uyumlu yönüyle biliniyor Genç. Sektörle ilgili her türlü kararı sektör yöneticilerine danışarak, hatta uzlaşıyla almaya çalışıyor. En ufak düzenlemeleri bile sektörün tüm yöneticilerine soruyor, fikirlerine değer veriyor. O yüzden, sektör tarafından sevilen bir bürokrat olduğunu söylersek itiraz eden olmaz diye düşünüyoruz.
Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’nin (TSRŞB) yıllık toplantısı için İstanbul’da yakaladığımız Ahmet Genç ile sigorta sektörünü konuştuk. Sektörün hızlı büyümesi için cesur, macerayı seven iki genel müdüre ihtiyaç olduğunu düşünen Genç, ‘Akıllı Yaşam’ dergisi aracılığıyla önemli mesajlar verdi. Sektördeki yabancı payının artmasından yeni düzenlemelere, geleceğe yönelik beklentilerden sigortacıların Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) aktarmak zorunda kalacağı primlere kadar sigorta ve bireysel emeklilik sektörünün yeni dergisi Akıllı Yaşam için içtenlikte yanıtladı...
İşte söyleşinin satır başları:
Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Ahmet Genç, sigorta sektöründeki yabancı hissedarların kâr transferlerine sıkı düzenlemeler getirdiklerini söylüyor. Genç, “Bu düzenlemelerden sonra kâr edip yurtdışına transfer yapana da helali hoş olsun” diyor.
“Türkiye’de sigortacılığın yeterince gelişmemesinin en önemli nedeni; ekonomik faaliyetlerin yani ihtiyaçların arzı ile sigorta şirketlerinin çıkardığı ürünlerin birbiriyle örtüşmemesi...”
“Bilançodaki zararların karşılıklara bağlanması yanlış... Konuyla ilgili düzenlemeler yapılırken sadece iki genel müdür karşılıkların gevşetilmesini istedi. Diğerleri ise gevşetilmemesi yönünde görüş bildirdi. Biz taraf olmadık. Yöneticiler ne istiyorsa karşılıklar o kadar ayrıldı.”
“Karşılık olayı, sektör yöneticilerinin üzerinde uzlaştığı ve iki yönetici hariç herkesin kabul ettiği bir uygulamadır. Hazine taraf olmadı. Sadece nabız yokladık. Genel kanı o yönde olsaydı biz de karşılıkları biraz gevşetebilirdik. Sektör genel olarak sağlamlığı tercih etti. Elbette bilançoda zarar yazan genel müdürler, patronları hesap sorduğunda ilk olarak karşılıkları gösterecek.”
 “İki cesur, macerayı seven genel müdür çıkıp da boş alanlara girse, o alanlara yönelik yeni ürünler çıkarsa sektör çok hızlı büyür. Bir şirket bir alanda yeni bir ürün yapınca, bir diğeri de ‘ben de farklı bir alanda yeni bir ürün çıkarayım’ diye düşünmüyor.”
“Sermaye yeterliliği düzenlemesi var. Bu düzenlemeyle şirketlerin riskleri otomatik olarak hesaplanıyor ve ekstra sermaye ihtiyacı varsa otomatik olarak eklemesi isteniyor. Bunu bizim sözlü ya da yazılı olarak söylememize gerek bile yok.”
Söyleşinin ayrıntıları Akıllı Yaşam Dergisi’nde…
Akıllı Yaşam dergisi Fortune ile birlikte bayilerde