Seçime 1 gün kaldı. Siyasi belirsizliklerin, terör olaylarının ekonomiyi etkilemesinden dolayı yeni seçim siyasi açıdan olduğu kadar ekonomik açıdan da heyecan yaratmış durumda. Habertürk'ün haberine göre, tabii dünyada da ciddi bir ekonomik değişim söz konusuyken seçim sonrası durum ne olacak, dolar-euro ve altın değişimine nasıl devam edecek, tekrar bir hükümet kurulmazsa piyasaları neler bekliyor, tüm bunlar merak konusu.
‘2016’YA KALMADAN FAİZ ARTTIRIMI OLABİLİR’
PhillipCapital Genel Müdür Yardımcısı Oğuz Yılmaz'ın değerlendirmelerine göre; özellikle son dönemdeki gelişmeler; Amerika’nın durumu, Amerika’dan gelen datalar, Çin’den kaynaklı sıkıntıların meydana gelmesiyle birlikte FED’in artık
faiz artırımı konusunda elinin çok kuvvetsiz bir duruma geldiği piyasaların beklentisiydi.FED daha önceki açıklamalarında bu toplantıda
faiz arttırabileceğini söylemişti. Ancak gerçekleşen gelişmeler sonucunda faiz artırımının 2016’ya kalacağı bekleniyordu. FED
Faiz artırmadı ancak 2016’ya kalmadan faizi arttırabileceğini belirtti. Pyasaların 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı sebebiyle kapalı olduğu günde bu durum doların güçlenmesine neden oldu. EURO/USD paritesinin 1.09 seviyelerine kadar gevşemesi tüm dünyada olduğu gibi TL’nin de Dolar karşısında değer kaybetmesine neden oldu. FED cephesinden piyasalara yansıyanlar şimdilik bu şekilde.
‘DOLARIN HIZLI DEĞER KAYBI KOLAY DEĞİL’
Yılmaz dolar açısından yaptığı değerlendirmelerde de doların yükselen trendine devam edeceğine, dünya piyasalarında bu trendin uzun bir süre daha devam etmesi muhtemel göründüğüne değindi. Yılmaz sözlerine şu şekilde devam etti: "Çok hızlı bir şekilde doların geri çekilmesi, değer kaybı yaşaması çok kolay değil. ABD ekonomisinde olumsuz gelişmeler yaşanır ve FED faiz artırımı 2016 ‘ya kalsa bile ana trendde değişiklik olması zor sonuçta faiz artırımı olacak. Bu süreçte euro/dolar paritesinin 1 seviyelerine kadar gevşemesi muhtemeldir."
‘PİYASALAR HÜKÜMET KURULMASINA OLUMLU TEPKİ VERECEKTİR’
Yılmaz seçim dönemine ilişkin ise; "7 Haziran seçimlerine tek başına iktidarın devam ettiği ve edeceği beklentisinin kuvvetli olduğu bir dönemde ve 85bin endeks seviyelerinden girmiştik. Ortaya çıkan tablo sonrasında endeks önce 75bin seviyelerini test etti ardından koalisyon kurulması beklentisiyle tekrar 85 bin seviyelerine yaklaştı. Sonrasında ortaya çıkan siyasal tablo ve ülkemizde yaşadığımız acı olaylar endekste 70bin seviyelerine kadar geri çekilmeyi beraberinde getirdi. Seçimler yaklaştığında ise tekrar 80bin seviyelerine yaklaşan endeks değerlerine ulaştık. Bu da gösteriyor ki piyasalar siyasilerden bu seçimin sonucunda halkın iradesi ne olursa olsun hükümetin kurulmasını bekliyor. Bu senaryonun gerçekleşmesi halinde yani 2016 yılına güvenoyu almış bir hükümetle girmemiz halinde piyasalardaki olumlu tablo devam edebilir. Piyasanın seçimle ilgili en olumsuz tepkisi; hükümetin kurulamaması ve siyasilerin tekrar seçim kararı alarak 3. seçime gitmesi olacaktır. Bu durum hem maliyetler açısından hem istikrarsızlık açısından hem de ülkemizin itibarı açısından sıkıntılar doğurabilir" dedi.
‘DAHA PARLAK 2016 BİZİ BEKLİYOR’
2016'da piyasaları karanlık günlerin beklemediğini belirten Yılmaz; "Global ekonomiye göre fiyatlandırmaların belirlendiği bir dönemden geçerken örneğin 2008’de Türkiye bazlı bir şey yokken Lehman Brothers’ın batışının gerçekleşmesi bunun dünya ekonomisinde yarattığı etkiler bizim borsamızda 58 binden 20 binlere yaklaşan düşüş yaşamamıza neden olmuştu. Sonuçta dünya ekonomileriyle paralel hareket ediyoruz. Dünya ekonomilerinde ciddi sıkıntıların yaşandığı dönemlerden geçiyoruz. Benim inancım bunlarının çoğunun artık fiyatlara yansımış olduğu. FED faiz artırdığında tabii ki olumsuz yansıması olabilir. Ama FED tarafından 2013’ün Mayıs ayında bu durum zaten belirtilmişti. Piyasalar o günden bugüne bunları fiyatlıyor. Bu yüzden FED’in faiz artırımı total olarak piyasaların üzerinde çok çok kalıcı olumsuz etkiler bırakmaz. Bizim üzerimizde ekonomik olarak dünya piyasaları çok olumsuz etki bırakmayacaktır. Tüketici güven endekslerinin yükseldiği, geleceğe güvenle bakabildiğimiz, insanların yatırım ve harcama yapabileceği dönem olabileceğini düşünüyorum. Dolar/TL açısından baktığımızda 2014 ve 2015 yıllarını yaklaşık her 2 yılda da %30’a varan yükselişlerle 1.80 seviyelerinden 2.90’a gelerek kapatıyoruz. Bu tablo bir çok olumsuzluğun fiyatlara yansıdığını gösteriyor. Endeks açısından da evet hala olumsuz gelişmelerde düşüler yaşanabilir. Ama şu anki fiyatlar şirket değerleri göz önüne alındığında ucuz diyebiliriz" şeklinde ifade etti.
‘ALTINDA CİDDİ BİR YÜKSELİŞ YAKIN ZAMANDA YOK’
Altını da değerlendiren Yılmaz sözlerine şu şekilde devam etti: "Özellikle 3-4 yılda altının ciddi değer kaybettiği dönem yaşadık. 1.900-1.800 dolarlardan 1.100 dolarlara gelen ve tüm dünya yatırımcısının zarar ettiği bir dönemdi. Doların TL karşısında değerlenmesinden dolayı yatırımcı altındaki düşüşü çok çok hissetmedi. Ancak doların güçlü olduğu dönemde altın için çok ekstrem gelişmeler olmadığı süreçte dünyada altının değerlenmesi çok kolay değil. Dolarla ters orantılı olan bir yatırım aracı olduğundan dolayı. Doların güçlü seyirlerine devam edeceğini ve bunun altın fiyatlarında ciddi anlamda yükseliş yaşayacağı dönemi yakın süreçte görebileceğimizi düşünmüyorum."
‘ÇİFT SENARYO ÜZERİNDE DEĞERLENDİRME YAPMAK GEREKİYOR’
Yılmaz; "Çift senaryo üzerinden değerlendirme yapmak gerekiyor. İlk senaryo hükümet kurulursa dolar 2.75-2.80 seviyelerine gelebilir. Daha sonrasında ise yurtdışı gelişmelere göre yön bulabilir. Borsaya döndüğümüzde 6 hanelere yani 100 bin seviyelerine doğru bir hareketlenme yaşayabiliriz. 2. Senaryo ise hükümetin kurulamayıp 3. seçimin konuşulması. Bu durumda Dolarda 3.25, endekste 65000 seviyelerinden bahsedebiliriz. Faizlerde de 14 seviyelerine kadar yükseliş yaşanması muhtemel olur" dedi.
'ARALIKTAKİ FAİZ ARTIRIMI SEMBOLİK OLUR'
FED'in faiz durumunu değerlendiren Alan Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Yeliz Karabulut, Amerika'dan gelen verilerin olumsuz olduğuna ancak kasım ayının da önemli olduğuna vurgu yaptı. Aralık ayında gidilecek bir faiz artırımının sembolik olacağını ifade eden Karabulut, bu durumun ciddi boyutta piyasayı etkilemeyeceğini ancak Çin'e dair endişelerle faiz artırımının aralık ihtimalinin daha yüksek olduğunun altını çizdi.
'SEÇİM SONRASI OLUMSUZLUK POZİTİF BİR HAVA YARATMAZ'
Karabulut seçim sonrası piyasaları değerlendirirken şu sözlere yer verdi: "7 Haziran seçimleri sonrasında koalisyon olmamıştı. Olumsuz bir hava hakimdi. Seçim sonrası pozitif tavrı piyasalar olumlu karşılar. Koalisyon ihtimali de piyasaları rahatlatır. Ancak eğer olumsuz açıklamalar devam ederse endeks tarafından 68-72binlere doğru hareket olur."
'3. SEÇİMLE KAYIP BİR YIL OLUR'
Karabulut sözlerine şu şekilde devam etti: "2016 yılında Çin'in yavaşlaması konuşulacak. Piyasalarda faiz artırımı konuşulacak. Ülkemiz açısından bir değerlendirme yaparsak 2016 yılında eğer bir seçim daha söz konusu olursa 2015 yılında oluğu gibi kayıp bir yıl olur. Türkiye'de ayrıca ekonomiyi genel olarak değerlendirirsek açık bir şekilde ekonomik reformlara ihtiyaç var. Bu reformlar gerçekleştirilirse Türkiye'nin lehine bir süreç işlenecektir."
'ALTINI OLAN YASTIK ALTINDA BEKLETSİN'
Karabulut; "Altını ONS ve gram fiyatı olarak 2 açıdan değerlendirmek gerekiyor. Dolar/TL seyri yukarı olursa eğer altında da bu şekilde bir seyir izlenir. Yurtiçi gelişmelere bağlı olarak 1.200 dolar/ons seviyesinde seyreder. Ben yastık altında altını bulunanların bir süre daha yastık altında tutmasını öneririm" dedi.
'DOLARDAKİ BEKLENTİYİ SEÇİM BELİRLEYECEK'
Karabulut son olarak doları değerlendirirken sözlerine şunları ekledi: "Dolardaki beklentilerle ilgili olarak seçim sonrası değerlendirmeler sandıktan çıkacak sonuca ve siyasilerin tavrına bağlı. Eğer hükümet kurulursa dolar 2.82-2.84 seviyelerinde olacak. Eğer hükümet kurulmazsa ve 3. seçim söz konusu olursa 3.00 seviyeleri belki daha üstünün tekrarlanması kaçınılmaz. Böyle bir durumda uzlaşı taraftarı olmayan cezalandırılmalıdır."