Saxo Bank Baş Ekonomistinden flaş açıklamalar

Saxo Bank Baş Ekonomisti Steen Jakobsen, kendisinin Danimarka milli takımında futbol oynamasını Fed'in faiz artışı yapmasından daha olası bulduğunu belirterek, "Dünyadaki hakim güçler, gelişmekte olan piyasalarla adeta oyun oynuyor" dedi.

Jakobsen, Saxo Capital Markets ev sahipliğinde Türk yatırımcılara özel düzenlenen seminerde finans piyasalarına ilişkin değerlendirmeler yaptı.

Gelişmekte olan piyasaların "bugünümüze şükür" tutumunu eleştiren Jakobsen, gelişen piyasalardaki otoritelerle kamuoyunun hak talebi için hırslanmasını istedi.

Jakobsen, Amerikan Merkez Bankasını (Fed) piyasaları yanlış yönlendirmekle eleştirdi. Jakobsen, "Benim Danimarka milli takımında futbol oynamam Fed'in faiz artışı yapmasından daha olası. Dünyadaki hakim güçler gelişmekte olan piyasalarla adeta oyun oynuyor. Fed araba farı görmüş geyik gibi piyasaları yanlış yönlendirdi. Eylülde faizi artıracaklarını söylemişlerdi ama yapmadılar. Geçen hafta Ben Bernanke'yle tanıştım, dediği şu; 'Biz hakikaten piyasayı bilmiyormuşuz, keşke en azından çay yapraklarını okusaydık.' Bana kalırsa yeni parasal genişlemeler bile gündeme gelebilir" değerlendirmesinde bulundu.

Dünya ekonomilerinde sermaye maliyetinin büyük artış kaydettiğini aktaran Jakobsen, "ABD'de çöp niteliğindeki tahvillerin bile fiyatları iki katına çıktı. ABD'de teminatsız para basma inanılmaz şekilde artış gösterdi, basılan paraların üzerinde 'Tanrıya inanıyoruz' yazar. Ama gelişmekte olan piyasalar Amerika'daki alacaklarını almaya gittiklerinde nasıl yardım görecekler bunu bilemiyorum" diye konuştu.

"Sahip olabileceğin en kötü pasaport ABD pasaportu"

Jakobsen, Fed'in kredibilitesinin yerle bir olduğunu iddia eden, "Merkez Bankası ve siyasiler unutmamalı ki dolar eninde sonunda zayıflayacak. Yılda 30 ülke geziyorum, kimse bana demiyor ki Amerika'ya yatırım yapacağım… Her şeyin pasif tarafı Amerika'da. Bu, bankalar için çok korkutucu bir durum. İsviçre bankaları Amerikalı müşteri almıyor artık. Sahip olabileceğin en kötü pasaport ABD pasaportu bugün" görüşünü paylaştı.

Gelişen ekonomilerin yakaladığı ivmeleri kaybetmeden dikkatli olması gerektiğini anlatan Jakobsen, "Dünyada, özellikle gelişen piyasalarda insanların ayakları artık yere basmalı. Bir sonraki telefonunuzun modelini düşünmeyi bırakın, tasarruflu olun. Avronun dolar karşısında değerleneceği zamanı bekleyin ve tasarrufunuzla o güne hazır olun" diye konuştu.

"Amerika'daki bankalar bugün krizden 10 kat daha fazla borç yükü altında"

Jakobsen, dünyadaki bankaların borçluluğundaki artışın dünya finans sistemini tıkayacağını ileri sürerek, şunları kaydetti:

"Geçmişe gidelim, 2007'den bu yana dünya 57 trilyon dolar kaybetti. Bütün bilançoların pasifleri şişmiş durumda, kaldıraç yükü fazlasıyla hissediliyor. Lehman ilk iflas ettiğinde direktörüyle telekonferans halindeydik. Yüzde 25 kaldıracıyla övünüyordu. Muazzam bir borç yükü altında. Amerika'daki bankalar bugün krizden 10 kat daha fazla borç yükü altında, Avrupa'daki de 14 kat diyebiliriz. 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana borçlanma hiç olmadığı kadar arttı. Toplum eğitime ve altyapıya yatırım yapmadı. Kağıtlar hayatımızdan çıktı çıkmasına ama sanal bir para var ortada ve dünyada oluşan katma değer kolay para politikalarının da yardımıyla dünyanın yüzde 20'lik üst gelir grubuna gidiyor."

"Türkiye Brezilya'dan başarılı"

Türk ekonomisine de değinen Jakobsen, Türkiye'nin, siyasal iklimle çok fazla ilgili olduğu gibi küresel ekonomik sisteme de çok fazla bağımlı bulunduğunu söyledi. Jakobsen, "Türkiye olarak 2. ligde gibi futbol oynuyorsunuz. Türkiye'deki bu muazzam göçmen nüfusunu bal gibi lehinize çevirebilirsiniz. Neden bu kötümserlik? Bu sene faizler dünya genelinde bir parça düşük gideceği ve emtia fiyatları toparlanacağı için 2016'da işler bir parça yoluna girecek Türkiye için… Siyasiler de bunu kullanacak" ifadelerini kullandı.

Jakobsen, Türkiye'yi, Brezilya'ya nazaran daha avantajlı bulduğunu vurgulayarak, "Brezilya ve Türkiye aynı şeylerden muzdarip, yolsuzluk, torpil sistemi ve katma değer üretiminde tıkanma… Türkiye ve Brezilya aynı dönemde yükselen ülke konumuna geçti ama diyebilirim ki Türkiye burada bir parça daha avantajlı" yorumunda da bulundu.

"Her 7 yılda bir ekonomik kriz olduğu doğru"

Katılımcıların sorularını da yanıtlayan Jakobsen, kriz kehanetlerine ilişkin bir soruya, "Esasında dünyada 1973'ten bu yana her 7 yılda bir ekonomik kriz olduğu doğrudur. Son kriz 2008'de meydana geldi, haliyle bu yıl bir kriz olur mu sorusunu sormak mantıklı ama Musevi takvimine baktığımız zaman orada da tarihin sonuna gelindi. Ona bakılırsa dünyanın batması gerekli ama batmadı... Şu anda sürmekte olan bir trade canlılığı var, kötü merkez bankası başkanlarına ve Facebook profili dışında bir şey düşünmeyen politikacılara rağmen kriz yaşanmadığını ve çok kısa bir süre içinde yaşanmayacağını düşünüyorum" yanıtını verdi.

"Donald Trump'ı başkan yaptırmayalım"

Jakobsen, Amerikan başkanlık seçimlerine ve kampanya sürecine ilişkin görüşlerini de paylaştı. Ünlü Amerikalı milyarder Donald Trump'ın başkanlık yarışında sadece kendi istediklerini konuşup gündemi belirleyen kişi olmayı arzuladığını savunan Jakobsen, Trump'ın bir şekilde başkan olması halinde dünyayı bir kaosun bekleyeceğini iddia etti.

Jacobsen, "Donald Trump kazanırsa çok kötü olur, Amerika'da her şey satılığa çıkabilir. Belki onu da satın almış olabilir ama Trump Amerika başkanı olursa dolar önce fırlar sonra tepe taklak olur. Anladığım kadarıyla Trump başkan olmaktan ziyade başkanı belirleyen adam olmak istiyor. Lütfen ama lütfen gerekiyorsa başkanı o belirlesin, sözü dinlensin, her yerde kafasına göre konuşabilsin hatta ama onu başkan yaptırmayalım" şeklinde konuştu.

"Yatırımlarımın yüzde 20'sini altına yönlendirdim"

Jakobsen, önümüzdeki 3-6 aylık dönemde altının getirisi en yüksek yatırım aracı olduğunu da savunarak, "Yatırımlarımın yüzde 20'sini altına yönlendirdim" dedi.