Satın alma devinden Kılıçdaroğlu sorusu
Karşımda heyecanlı bir ses: Murat Bey rahatsız ettim. Ne diyorsunuz kazanabilir mi? Kazanırsa halktan destek alır mı?
Murat Sabuncu
Arayan kişi dünyanın en önemli, en büyük private equitylerinden birinin Türkiye sorumlusu. Burada pek çok alım yapmış bir isim. Birkaç gündür ABDde imiş. Grubun yeni satın alma stratejileri üzerine fikir alışverişi için ABDye çağırmışlar. Hem ülkedeki yeni alım fırsatlarını hem de ülkenin geleceğiyle ilgili tahminlerini dinlemek için çağırmışlar. Sunumu sırasında Türkiyeden ABDli fonun yöneticilerine telefon gelmiş. Ve onlar da Türk temsilcilerine bu konuyu araştırıp kendilerine anlatma, kısa vadede de raporlama istemişler.
Merak ettikleri Ak Parti hükümetine yeni liderin desteğindeki CHPnin rakip olup olamayacağı. Ya da güçlü bir oy oranı alıp Türkiyede yeni bir koalisyon olasılığının gözüküp gözükmeyeceği?.
Biliyorum kimileriniz Bu ne hız? diyecek. Pazartesi 11.30da Kılıçdaroğlu Ankarada adaylığını açıklıyor. Saat 16.00da bir yatırımcı grup ne olur? sorusu soruyor. Hemen cevap vereyim hızlı değiller ve gayet doğal bir soru bu. Milyarlarca dolarlık yatırım yapanlar ülkedeki olası siyasi gelişmeleri-değişimleri yakından izlerler.
Bugün gazetemizin manşeti sanırım onlara bir fikir verecektir. Kılıçdaroğlunun genel başkanlığındaki bir CHPye oy verebileceğini söyleyenlerin oranı yüzde 32 civarında. Bu tabii ki önümüzdeki günlerdeki politik ortama göre azalabilir de artabilir de.
Sözü yine dünyadan önemli bir analiste bırakalım. Yazdığı raporlar yatırım kararı alan pek çok uluslararası şirketin izlediği bir isim. Uzmanlığı Türkiye, Dünyanın en ünlü siyasi risk analizi kuruluşu Eurasia Grouptan Wolfango Piccoli. Bakın ne diyor:
Kılıçdaroğlu CHPnin başına geçerse bu Türkiyedeki demokrasi için, iyi yönetim için ve CHPnin kendisi için olumlu bir gelişme olur. Buradaki soru, siyasi liderlik anlamında ondan bekleneni yapabilecek mi... Kılıçdaroğlunun önünde iki büyük mesele var. Biri, partisini modernleştirmek, eski zihniyetten çıkarıp sadece Ankaranın değil Türkiyenin partisi haline dönüştürmek. İkincisi de halkın desteğini toplamak. Geçmişi şaibeli biri değil. Bu olumlu.
İngilterede Muhafazakar Parti lideri David Cameron da benzer bir süreçten geçti. O da elitist partisini modernize etmek için uğraştı, imajını değiştirdi. Ama onun önünde 4 yıldan uzun zaman vardı. Kılıçdaroğlunun önünde ise seçimlere kadar sadece 1 yıl var. Üstelik seçimi kazanmak için Tayyip Erdoğana meydan okumak zorunda. Bu oldukça zor bir görev... Ama olabilir. Yolda da bazı şeyleri öğrenebilirsiniz... Koalisyon hükümeti olursa Kılıçdaroğlu daha uyumlu ve ılımlı bir isim olduğu için birlikte çalışması da daha kolay olabilir. Ama tabii şimdiden seçim sonuçlarıyla ilgili bir şey söylemek mümkün değil. Dünyadaki yatırımcılar adım adım CHPyi ve yeni lider adayını izliyor.
CHP eski yönetimle iktidar olsaydı ekonomide...
Aylık ekonomi dergisi Infomag bu ay yayınlanan sayısında tüm partilere iktidar olursanız ekonomi politikalarınız ne olacak? diye sordu. Bakın hafta sonu yönetimi değişecek CHPnin ekonomideki öncelikleri ve hemen hallederiz dediği konular nelerdi?
Özelleştirme: Ulusal sanayinin yabancılaşma sürecinden vazgeçilecek. KİTler tam anlamıyla özerkleştirilecek, gerekirse özel sektör ile işbirliğine girecek.
Kur politikası/ihracat: Bugünkü döviz kuruyla 10 yılda 200 milyar dolar ihracat gerçekleştirilecek. Gerçekçi bir kur politikası uygulanacak.
Yabancı sermaye: Kısa süreli giriş çıkışlardan vergi alınacak.
Vergi/kayıtdışılık: Vergi tabana yayılacak. Çalışanlardan alınan vergi AB standartlarına çekilecek. 10 yıl içinde ekonomide kayıtdışılık yüzde 20ye indirilecek.
İşsizlik: Yüzde 5in altına düşürülecek.
Dergi sonrada verilen bu cevapları iş dünyası ve akademisyenlere değerlendirtti. Ve sordu: Hangi parti daha rasyonel?. Buradaki sonuçlarda CHP, MHPnin hatta SPnin bile gerisinde kalmış.
Yani çoğunluk CHPnin söylediklerini yapamayacağını düşünüyor. Ekonomi alanında fikirlerine inanmıyor. Dün gazetemizin Ankara bürosunu ziyaret eden Kemal Kılıçdaroğlu ekonomide de yeni bir söylem getireceğinin sinyallerini verdi. İş dünyasının önünü açacak, bürokrasiyi ortadan kaldıracak bir yapıdan bahsetti. Dikkatle not edilecek.MİLLİYET