Şansımız çok daha yüksek

Türkiye Finans Genel Müdürü Derya Gürerk, ‘İstanbul’un İslami finans merkezi olma şansı, küresel finans merkezi olma şansından çok daha yüksek’ dedi.
Vatan'dan Ufuk Şanlı'nın haberine göre, katılım bankalarında büyük bir hareketlilik yaşanıyor. Mevcut 4 katılım bankasına Ziraat ve Halk Bankası’nın da eklenecek olması sektördeki dengeleri şimdiden değiştirmeye başladı. Türkiye Finans Genel Müdürü Derya Gürerk, yeni oyuncuların katılmasıyla sektörün daha hızlı büyüyeceğini belirterek, “2023 yılına kadar katılım bankacılığı sektörü 3 kat büyür, 100 milyar dolar aktif büyüklüğe ulaşır” dedi.
Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) tarafından açıklanan verilere göre Mart sonu itibarıyla Bank Asya, Al Baraka Türk, Kuveyt Türk ve Türkiye Finans’tan oluşan sektörün toplam aktif büyüklüğü 74.7 milyar liraya (41.5 milyar USD) düzeyinde. Bu öngörüye göre katılım bankalarının her yıl ortalama yüzde 20 civarında büyümesi gerekiyor.
Katılım bankacılığının bu potansiyele sahip olduğunu söyleyen Gürerk, “Şu anda şube ağı ve ürün çeşitliliği açısından istenilen seviyede değiliz. Burada gidilecek çok yol olduğuna inanıyorum” diye konuştu.
Şansımız çok daha yüksek
İstanbul’un uluslararası Finans merkezi olacak altyapı ve kapasiteye sahip olduğunun altını çizen Türkiye Finans Genel Müdürü Gürerk, “Ben İslami finans alanında şansımızın daha yüksek olduğuna inanıyorum. İslami finans merkezi olarak öne çıkan yerler; Malezya, Singapur ve Dubai. Türkiye sahip olduğu güç ve jeo-politik avantajlarla dünyanın en önemli İslami finans merkezlerinden birisi olabilir” yorumunu yaptı. Ernst & Young’ın analizlerine göre, son 4 yılda ortalama yüzde 19’luk büyüme ile 2011’de 1.3 trilyon dolara ulaşan İslami bankacılığın toplam aktiflerinin 2014 sonunda 2 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.
Pencere sistemi olmaz yeni banka kurmak şart
Katılım bankacılığının kendine has prensipleri olduğuna dikkat çeken Gürerk, “ Bu sektöre girmek isteyen bankaların da aynı hassasiyeti göstereceğini düşünüyoruz. Bu nedenle kamu bankaları konvansiyonel bankacılıktan bağımsız, farklı tüzel kişilikler oluşturarak bu sektöre girmeli. Pencere sistemi yani aynı banka çatısı altında İslami bankacılık modülüyle işlem yapılması ise sıkıntı oluşturur” uyarısında bulundu.
Yeni katılım bankalarının piyasadan yapacağı transferlerle büyüyeceğini anlatan Gürerk, “Sektördeki mevcut oyuncularından çok sayıda bankacı yeni bankalara gidecek. Bu bizler açısından üzücü olsa da, yeni bankaların hata yapma olasılığını azaltacağı için hayırlı bir gelişme olacaktır” yorumunu yaptı.