Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Demet Sağlam Aykut, yaptığı yazılı açıklamada, Kovid-19 sürecinin, toplum üzerinde sosyal, politik ve ekonomik etkilerinin yanı sıra nüfusun büyük bir bölümü üzerinde ruhsal etkileri olduğunu vurguladı.
Aykut, salgın nedeniyle artan psikolojik stresin, hastalık bulaşma korkusu, karantina uygulaması, salgın sürecine ilişkin belirsizlik ve yetersiz bilgilendirilmenin, ruh sağlığı problemlerinin gelişme riskini beraberinde getirdiğini aktararak, "Kovid-19 salgınının neden olduğu korku, bireyler üzerinde anksiyete ve depresyon gibi önemli ruh sağlığı sorunlarını ortaya çıkardı. Bu dönemdeki psikolojik etkiler, şiddetli ve kalıcı ruhsal sorunlara yol açabilmektedir." ifadesini kullandı.
Doç. Dr. Aykut, salgın döneminde, toplumda görülen psikolojik tepkilerin hastalanma ve ölüm korkusu, tedavi gereken durumlarda hastalığı kapma endişesiyle sağlık kurumlarına başvurmaktan çekinme, geçim kaynaklarını kaybetme, izolasyonda iken çalışamama ve işten çıkarılmanın korkulardan sadece bazıları olduğuna işaret etti.
"Sosyal izolasyon ve yol açtığı yalnızlık hem ruhsal hem de fiziksel sağlığı olumsuz etkilemektedir"
Kovid-19 sürecinin toplumun ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkilerinin "tsunami gibi" artış eğilimi gösterdiğini belirtti.
Aykut, bireylerin enfeksiyon tehdidine karşı yineleyici kontrol etme ve güvence arama davranışı sergileyebildiklerini vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:
"Hastalığa yakalanma endişesi fazla olan kişiler, hijyen kurallarını tıbben gereksiz ve aşırı boyutta uygulayabilmekte. Örneğin, önerilen şekilde el yıkamaktan daha ağır davranışlar ya da aşırı korunma veya güvenlik davranışları gösterebilmekte, hastalıktan korunma adına uzun zaman harcayabilmekte, tedbirleri çok abartabilmektedir. Pandemi, yeni ruhsal bozukluklara zemin hazırlayabilir veya önceden var olan bozuklukların şiddetlenmesine sebep olabilir. Salgın süreci, depresif belirtiler, anksiyete bozuklukları, bedensel belirtiler, suçluluk hissi, travma sonrası stres bozukluğu, deliryum, psikoz ve hatta intihar gibi çeşitli psikiyatrik bozukluklara neden olmuştur."
Aykut, pandemi için birincil önleyici çabalar arasında yer alan fiziksel mesafenin, karantina şeklindeki fiziksel kısıtlamalardan kaynaklanan sosyal izolasyon ve yol açtığı yalnızlığın hem ruhsal hem de fiziksel sağlığı olumsuz etkilediğini anlattı.
Aykut, karantina ve izolasyonda görülebilen ruhsal belirtiler arasında kaygı, endişe, korku, huzursuzluk, sinirlilik hali, çaresizlik hissi, tetikte olma hali, kas ağrıları, sağlık kaygısı, değersizlik ve suçluluk hissi, motivasyon kaybı, isteksizlik, dikkatini toplama güçlüğü, iştah değişiklikleri, uykusuzluk, öfke ve tahammülsüzlük, tükenmişlik ve yalnızlık duygularının da yer aldığının altını çizdi.
Salgının uzun dönemli ruhsal etkileri arasında sosyal ağların, kişiler arası ilişkilerin zayıflaması, öfke ve saldırganlığın ortaya çıkması, sağlık çalışanlarına karşı olumsuz davranışların sayılabildiğini aktaran Aykut, ayrıca psikiyatri kliniklerine gidilememesi ya da başvuruların ertelenmesi nedeniyle ruhsal hastalıklarda şiddetlenme ya da nüksetmeler görüldüğünü kaydetti.
"Salgın sürecinde aile içi psikolojik baskı ve şiddette artma gözlenmektedir"
Aykut, salgının uzun dönemli etkilerinden bir diğerinin ise aile içi şiddet olduğuna işaret ederek, "Salgın sürecinde aile içi psikolojik baskı ve şiddette artma gözlenmektedir. Öfkeli ve saldırgan tutumların hedefinin sıklıkla kadınlar ve çocuklar olduğu görülmektedir." ifadelerini kullandı.
Damgalama ve ayrımcılığın, bulaşıcı hastalıklarda, rahatsızlığı yaşayan bir kişi veya gruba yönelik olumsuz, kötüleyici, düşmanca, değersizleştirici ve ayrımcı tutumları içerdiğini belirten Aykut, "Kovid-19 ile ilişkili olarak hastalara, hastaların ailelerine, sağlık çalışanlarına yönelik sosyal damgalama ve ayrımcılık görülebilmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Türklerin yüzde 61’inin akıl ve ruh sağlığı bozuldu
DSÖ: Salgın sona ermekten çok uzak!
10-15 yıl sonra yeni salgınlar gelecek
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.