Sadece hayat dışına girenler hata yaptı
Sigorta sektörünün deneyimli isimlerinden Erhan Dumanlı, pazara daha önceden sadece hayat dışına yatırım yaparak giren yabancı şirketlerin, yapacakları hamlelerle bu eksikliklerini gidermeyi ve özellikle banka ilişkisini kurmaya çalışacaklarını söylüyor.
Sadece hayat dışına girenler hata yaptı
Sigorta sektöründe bu yıl satın alma ve birleşmelere dönük hareketlilik beklentisi, Dexianın sigortadan çıkış kararıyla daha da güçlendi. Ancak mevcut görüntü ve karsızlık gibi nedenlerle şu anda yatırımcılara iyi sinyaller gitmediği söyleyen sektörün deneyimli isimlerinden Erhan Dumanlı, pazara daha önceden sadece hayat dışına yatırım yaparak giren yabancı şirketlerin, yapacakları hamlelerle bu eksikliklerini gidermeyi ve özellikle banka ilişkisini kurmaya çalışacaklarını söylüyor.
Mine Zeybekoğulları / Ekonomist
Karların eridiği, fiyat odaklı rekabetten zarar görmeye devam eden sigortacılık sektöründe bu yıl, ertelenen bazı devralma ve birleşmelerin yeniden gündeme gelmesi bekleniyor. Eski fiyatların yakalanamayacağı düşünülse de, son gelişmelerle birlikte sektörün tekrar hareketlenme ihtimali yükseldi.
En son Dexianın sigortadan çıkış kararını açıklamasıyla birlikte Türkiyede Deniz Emeklilik ve Hayatın satışı ufukta göründü. Zorunlu kriz molası veren diğer satış ve satın almalara dönük yapılacak görüşmeler ve bunların yansımaları da sigorta sektörüne ilgiyi sıcak tutacak.
Profesyonel yöneticiliği bıraktıktan sonra bu alanda danışmanlık vermeye başlayan sektörün deneyimli isimlerden Erhan Dumanlı, kriz öncesi pazara giren yabancı sigorta şirketlerinin konumlarını güçlendirmek için boşa çıkacak hayat ve emeklilik şirketlerine talip olabileceğini söylüyor.
Dumanlıya göre, Türkiye sigorta pazarına sadece hayat dışı alanına giriş yapanlar ve banka ilişkisi kuramayanlar hata yaptılar ve yeni olası satın almalarla bunu telafi etmeye çalışacaklar. Danışmanlık şirketinin yanı sıra zamanının önemli bir kısmını başkanlığını yaptığı Sağlık ve Eğitim Vakfının çalışmalarına ayıran Erhan Dumanlıya, sektördeki sıcak gündem maddelerini ve beklentilerini sorduk.
Ekonomist: 2009 sigortacılıkta birleşme ve satın almalar açısından bir mola dönemi oldu. 2010da ise sektörde bu anlamda hareketli olması bekleniyor. Sizin beklentiniz ne yönde?
Erhan Dumanlı: Finans sektörünün genel yapısına baktığımız zaman, bankacılık belli bir boyut kazandı. O büyüklüğün içinde ufak tefek varyasyonlar dışında önemli bir hareket yok. Bakıyorsunuz rakamlara, bankacılık haricindeki bütün kesimlerin performansı, bu boyutta bir ülkenin performansına eşit değil. O zaman herkes diyor ki Evet, buralarda bir boşluk var. Bu boşluk eninde sonunda doldurulmalı.
Örneğin; ABD, Kuzey Avrupa ülkeleri gibi gelişmiş ülkelerde, bankacılıktan bile büyük fonların biriktiği yer sigortacılık. Dolayısıyla elinde parası olup dünyada ben nereye yatırım yapabilirim diyebilecek yatırımcıların ilk baktıkları yerler, gelişmekte olan ülkelerdeki gelişmeye müsait olan finans sektörü. Orada da tabii sigortacılık öne çıkıyor ve öncelikle hepsinin baktığı hayat ve emeklilik alanları.
2007nin ikinci yarısı 2008de hızlı bir birleşme ve satın alma süreci yaşadık zaten. Biraz da ortalığın düzgün olduğu, piyasada uygun şartların oluştuğu zaman çok sayıda yabancı yatırımcı geldi ve şirketleri satın aldı. Arkasından bir kriz süreci ve yabancıların satın almış olduğu şirketlerde bir performans izleme süreci başladı. Benim görüşüm, belki bu süre içerisinde bazıları çok da doğru yapmadığı kanısına da varmış oldu. Bir ülkeye gelip önüne çıkan ilk fırsatta bir şirketi satın almak yeterince doğru olmayabilir. Sektörü iyi analiz edip, rakamları iyi görüp, sektördeki gelişmeleri şimdiden göğüsleyebilecek tarzı yakalayıp, ondan sonra bu satın almaları yapmak daha doğru olacaktı.
Sizce kimler hata yaptı?
Dumanlı: Hata yapanlar diye isim vermek istemiyorum ama doğru yapanlar, sigorta şirketi ve banka ilişkisini beraber yakalamış olanlar. Yanlış yapanlar ise bence sadece hayat dışına girenler. Daha az yanlış yapanlar, hayat dışı ve hayatı birlikte alıp banka ilişkisini kuramayanlar.
Sadece hayat dışını almış olanların içinde aşağı yukarı bir yıldır bir huzursuzluk olduğunu gözlemliyoruz ve duyuyoruz. Onların arayışı, bence şimdi ya bu hayat dışının yanına hayat ve emekliliği katmak, hatta daha da iyisi bununla birlikte bir banka ilişkisini de katabilmek. O yüzden, bu satın almaları yapmış yabancı yatırımcıların gözlerinin banka ilişkisinde ve bir hayat ve emeklilik şirketinde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Onun için bu yıl sadece hayat dışı sigortacılıkta yatırımını yapmış olanlar, şimdi ilave bir hareketi ya birleşmeyle ya konsolidasyonla ya da satın almayla yapmak isteyecektir; tabi eğer büyük bir yabancı kuruluşsa. Küçük boyutta gelip küçük kalmak isteyenler de var; onlar hariç olarak söylüyorum. Hayat ve emeklilik şirketi olup, banka ilişkisi olmayanlar ise bir bankayla bu ilişkiyi nasıl kurarımın peşinde. Kuramayacağını anlarsa, banka ilişkisi olan bir şirketi daha satın alıp bu işlemi öyle tamamlama peşinde.
Bunun haricinde sektörde hala hiçbir yabancının adım atamadığı birkaç tane büyük şirket mevcut; bunların banka ilişkisi var, hayat ve emeklilik ve hayat dışı şirketleri var. Ama kriz yüzünden satış süreçlerini tamamlayamadılar ve bir bekleme sürecine girdiler. Ama 2010un belki ikinci yarısı ya da yıl sonuna doğru, satışla ilgili tekrar devreye girecekleri kanısındayım.
Peki sektör şirketlerinin performanslarını nasıl değerlendiriyorsunuz, kriz nasıl etkiledi?
Dumanlı: Kriz, direkt olarak insanların vazgeçebilecekleri harcamaları etkiliyor. Avrupalı ya da ABDli Cebimdeki parayı idareli harcamalıyım dediği zaman, ev ya da araba almaktan ya da yenilemekten, tatilinden ve lüks harcamalarından vazgeçiyor. Ama sigortadan vazgeçemez. Türkiyede ise maalesef kriz anında vazgeçilecek ilk beş madde arasına sigorta giriyor. O yüzden global krizin başladığı 2008in sonundan beri sektör çok sıkıntılı bir sürecin içine girdi. Fiyatlar daha da düştü, rekabet daha da arttı. Zamanlaması yanlış olan, eninde sonunda yapılması gerekir ama şimdi değil, bir trafik sigortası serbestisi başladı. Bu sektörü anlamsız bir rekabetin içine soktu ve trafikte kar eden hiçbir şirket kalmadı, böyle bir şey olamaz. Trafik poliçesi kesip de teknik olarak kar eden şirket yok şu anda.
Sektör trafik poliçelerinden çok kayba uğradı ama trafiği yapmazsam kaskoyu da kaybedeceğim korkusuyla, küçülmekle beraber ikisini de yapmaya çalıştılar. Teknik karlılık olması gereken en önemli branşlar, trafik ve kasko; ancak bakıldığında neredeyse yüzde 100ü zarar ediyor. Bunu gören yabancı yatırımcı bence bu süreçte çok rahatlıkla pazara gelme planını bir miktar erteler. Sektör analizi yapan büyük bir şirket, bu görüntüde Türkiyeye gelmez. Türkiyede olmaktan memnun olmayan biri kelepir fiyata elindeki satışa çıkarırsa, belki o zaman gelip onu satın almayı düşünebilirler.
Eski fiyatların da çok kolay verilmeyeceği düşünülüyorâ¦
Dumanlı: Krizden dolayı satışı ertelenmiş olan büyük şirketlerin hiçbirine 1.5-2 yıl önce verilen fiyatlarla teklif verileceğini hiç sanmıyorum, artık o fiyatlar bitti. O çarpanları bulmak artık çok zor, rakamlar hakikaten çok büyük ve önemli rakamlardı. Hatta benim danışmanlık yaptığım süreç de tam krizin en yoğun olduğu döneme denk geldi maalesef ve son anda vazgeçildi Türkiyeye yatırım yapmaktan. Ben o rakamın tekrar kısa dönemde kolay kolay bulunabileceğini düşünmüyorum.
Aslında şu anda sigorta sektörü kuyruğunu kovalayan kedi gibi bir kısırdöngünün içerisinde. Onun için ben sektörün şu anda yurt dışına ve muhtemel yatırımcılara çok iyi sinyal vermediği düşüncesindeyim.
Böyle Türkiyeden çıkmak isteyecek başka yabancı şirketler olabilir mi?
Dumanlı: Ben sigortacılıktan çıkmak istiyorum diyebilecek birkaç banka olabilir. Aslında belki bir nebze Yapı Kredi de bugün böyle; İtalyanlar sigortacılığın içinde çok fazla bulunmak istemiyor, daha çok bankacılığa konsantre olmak istiyorlar. Geçmişteki satış sürecinde de muhakkak bunun katkısı bir vardı.
Yine Fortis-TEB birleşmesi söz konusu, orada da Fortis Emeklilik açıkta kalmış olacak bu birleşmeden sonra. Mesela birisi de onu almak için harekete geçebilir, ona da aday çok yani. En basitinden Zürih Sigorta, emeklilik ve hayat şirketi istiyordu ve onu almak isteyebilir. Mapfre Genel Sigorta da isteyebilir, emeklilik tarafı gelsin diye. Bu tip tek başına olan ve çok büyük boyutta olmayan şirketlerin hareketleri daha kolay olacak bu sene. Ama büyük boyutta olanlar, yıl sonu veya 2011in başlarına kayabilir. Zaten satın alma veya satış kararı verildikten sonraki due-diligence süreci 6-7 ay sürüyor. Yani yazın verilen bir kararın neticesi 2011i bulur.
10-20 yıl sonra Niye yaptık diyecek
Erhan Dumanlıya, Denizbank Finansal Hizmetler Grubunun ana hissedarı Belçikalı Dexianın sigorta operasyonlarını sonlandırma kararına paralel Deniz Emeklilik ve Hayatın gündeme gelen satışını da sorduk. Dumanlı, bu konuda şunları söylüyor:
Dexia tabii ne yapacağına yurt dışında karar verdiği için, buradaki operasyonu da genel politikanın içine sokmuştur. Bana kalırsa doğru bir karar değil. Ben bugün sigorta sektöründe çalışmak isteyenlere ilk başta hayat ve emekliliğe ağırlık verin diyorum, öbürünü yapacaksan küçük boyutta girebilirsin ama bunu yapacaksan pazara büyük boyutta girebilirsin. Fonların birikimi, fonların sermaye piyasasına yönelmesi ve nakit para açısından emeklilik şirketi çok önemli. Ve şu anda olmasa da, bundan 10-20 yıl sonra satışı yapan o grup Niye yaptık diyecektir. Ama sonuçta bu kararı alınca, yabancı şirketler verimli verimsiz bakmadan çıkıyorlar.
En önemli hatalardan biri Libertynin
Deniz Emeklilik ve Hayat, Fortis Emeklilik gibi boşta kalan birkaç emeklilik ve hayat şirketine rakam biraz düşük olsa da kesin talep olacağını söyleyen Erhan Dumanlı, hareket beklenen diğer sigorta şirketleri için şu değerlendirmeleri yaptı:
Güneş Sigorta ile Yapı Kredi Sigortada süreci tam kestirmek pek mümkün değil; Güneş Sigorta belki biraz daha erken çıkabilir. Yapı Kredi Sigortada belki 2011de sarkabilir ama tekrar bir hamle ile deneyeceklerdir çünkü ana hissedar elden çıkarmak istiyor. Öte yandan Ziraat Bankası, Ziraat Sigortayı kurdu; emeklilik tarafını da herhalde isteyecektir. Birini mi alır, kendi içinde mi kurar, onu tam olarak kestiremiyorum. Groupama mutlaka bir banka ilişkisi istiyor. İlk yaptığı satın almada bunu ihmal ettiklerine biraz üzülüyorlar, bunu hissediyoruz. Ziraat Bankasıyla uzun süreli bir anlaşma yapmaması ne olursa olsun bir handikap.
Liberty de çok büyük şirket, bu sistemin içinde en önemli hatalardan birisi onunkidir. Ama telafi edeceklerdir çünkü şu an bir hamle içerisindeler ve yapacaklardır da. Biraz eksik bilgiyle⦠Bir ülkede yatırım yapacaksan, o ülkede sana yardımcı olarak seçtiğin insanlar çok önemli. Eğer piyasada girmek istediğin sektördeki konumları çok iyi bilen, iyi araştırabilen ekibi kullanırsan rahat edersin.