Rusya meselesinde ekonomiye dikkat
Güngör Uras, ‘büyük dengeleri, önemli ilişkileri’ kaleme aldı, uyardı
Suriye bombardımanında Rusya ile başlayan gerginlik Türk ekonomisini etkiler mi? Etkilerse ne kadar etkiler, hangi pazarları etkiler? Ekonomi medyasının usta ismi Güngör Uras, Milliyet’teki köşesinde endişe yaratan konuyu kaleme aldı. İşte Uras’ın o yazı…
**
ABD, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ve NATO, Rus uçaklarının hava sahamıza girmesi olayını, “abartmayı - köpürtmeyi“ sürdürüyorlar. Olan bitenle ilgili tartışmaları uzatıyorlar. Rusya’nın veİran’ın Suriye’de etkin hale gelmelerine olan tepkilerini, Türkiye üzerinden protesto ediyorlar.
Dış politika tabii ki önemlidir. Fakat dış politika ilişkileriyle kurulmuş dengeler, ülkeler arasındaki ilişkiler kısa sürede bozulursa, ekonomi sarsılır, hatta çöker.
Rusya ve İran ile Türkiye arasında değişik ekonomik ilişkiler var. Bunların en önemlisi “doğalgaz” bağımlığımız.
-2014 yılında 49.2 milyar metreküp doğalgaz ithal ettik. Doğalgazın yüzde 66’sı Rusya’dan, yüzde 16’sı İran’dan, yüzde 12’si Azerbaycan’dan borularla geliyor. Yüzde 15’i gemilerle getirilen likit gazdan elde ediliyor.
-Doğalgazın yüzde 46’sı elektrik santrallarında kullanılıyor. Yüzde 25’i sanayide üretimde kullanılıyor. Yüzde 20’si konutları ısıtıyor, ocakları yakıyor. 75 ilde 11 milyon hane (toplam hanelerin yarıya yakını) doğalgaz kullanıyor.
-2014 yılında üretilen toplam elektriğin yüzde 48’i doğalgaz yakan santrallarda üretildi.
Hem Rusya, hem İran
Eğer bir “savaş” başlıyor ise, söylenecek söz olmaz. Ama Rusların ve İranlıların Suriye içinde etkinliğinden rahatsız olan ABD, AB ülkeleri ve NATO’nun dolduruşu ile bu iki ülke ile siyasi ilişkileri bozar veya kesersek, bunun faturasının ne olacağını da hesaba katmamız gerekir.
Rusya veya İran, siyasi nedenlerle, doğalgaz tedarikini azalttıklarında veya kestiklerinde ertesi gün, elektriklerin yarısı söner. Fabrikalarda üretim durur. Konutlarda şofbenlerin, ocakların alevisöner.
Durup dururken...
Tekrarda yarar var... Birileri Türkiye topraklarına göz koyar, Türkiye bu nedenle savaşa girer ise, elektriğin kesilmesine, sanayinin durmasına, evlerde ocağın yanıp yanmamasına bakılmaz. Ama durup dururken, (tekrarda yarar var) “içeride ve dışarıda gelişmelerden hoşlanmayanların yönlendirmesi sonucu” Rusya ve İran ile “iyi olmasa da, orta karar giden“ ilişkileri düşmanlığa dönüştürmek Türk ekonomisini çökertir.
-Rusya’nın doğalgazını Türkiye üzerinden yeni boru hatlarıyla Avrupa’ya ulaştırmasını bekliyoruz.
-Rusya’nın ve İran’ın doğalgaz faturalarımızı ucuzlatması için müzakereler yapıyoruz.
-Rusya ve İran yaş meyve ve sebze ile giyim eşyası ihracında önemli pazarlarımız.
-Türkiye’ye Rusya ve İran’dan gelen turistler, önemli bir turizm geliri sağlıyor.
-Ruslar Türkiye’nin ilk nükleer santralını inşa ediyorlar. İkinci santral için müzakereler devam ediyor.
Bütün bunları sıralamak “Rusya ve İran ne yaparlarsa yapsınlar... Sesimizi çıkarırsak gazı keserler” anlamına gelmez. Ama bütün bunlar, siyasi ilişkileri yürütürken, dikkate alınması gereken konulardır.
Siyasi ilişkilerdeki yanlışlar ekonominin zayıflamasına, çökmesine yol açar ise, ülkenin siyasi gücü yok olur.