AYÇA KARACA - FINANSGUNDEM.COM
“Kriz Kahini” olarak tanınan New York Üniversitesi Profesörü Roubini son yazısında gelişmiş ülkeler mevcut düşük enflasyon ortamında kalmaya devam ederlerse kısa ve uzun vadeli tahvillerde negatif
faiz oranlarının yeni normal olacağını öngörüyor. Merkez Bankalarının ve mali kurumların büyümeyi desteklemek için negatif nominal
faiz uygulamasının yanı sıra büyümeyi hızlandırıcı ve enflasyonu teşvik edici politikalar da izlemeleri gerektiğini kaydediyor.
Roubini Project Syndicate sitesinde yayınlanan son yazısında Merkez Bankalarının uyguladığı para politikalarının son altı yılda geleneksel yöntemlerin dışına çıktığına dikkat çekerek, en sıra dışı uygulamanın negatif nominal
Faiz oranları olduğunu belirtiyor. Halen Euro Bölgesi, İsviçre, Danimarka ve İsveç’te bu uygulamanın hüküm sürdüğünü ifade ediyor. Ayrıca nominal olarak sadece kısa dönemli faiz oranlarının değil aynı zamanda Avrupa ve Japonya’da 3 trilyon dolar tutarındaki varlıkların ve 10 yıllık İsviçre hükümet tahvili gibi uzun dönemli tahvillerinde negatif faiz oranına sahip bulunduğunu hatırlatıyor.
Roubini yatırımcıların enflasyondan arındırılmış olarak reel anlamda negatif getiriye yol açan faiz oranlarını kabul ettiğini belirtiyor. Gelişmiş ülkelerin çoğunda olduğu gibi bankada sıfır faizle mevduat tutmanın reel getirisinin negatif olacağı ( nominal sıfır faiz getirisi -enflasyon) ve bir yıl sonra bankadaki nakdiniz ile bugüne oranla daha az mal alabileceğinizi vurguluyor. Negatif faiz oranlarının yatırımınızın geri dönüşünü şu anda olduğundan daha da negatif hale getireceğine dikkat çekiyor.
Ayrıca Euro Bölgesinde ve dünyanın diğer bazı bölgelerinde hüküm süren deflasyonun negatif nominal faiz oranlarını pozitif reel getiri haline getirebileceğini de belirtiyor. Bu durumun Japonya’da son 20 yıldır süren inatçı deflasyon ve bir çok varlıkta sıfıra yakın faiz oranı uygulaması sonucu geçerli olduğunu hatırlatıyor.
Roubini bu durumda nakdi elde tutmanın negatif getiriyle bankada tutmaktan daha mantıklı olacağı sonucuna varılabileceğini ancak elde tutmanın da güvenlik açısından riskli olabileceğine dikkat çekiyor. Yunan tasarruf sahiplerinin
banka mevduatlarının güvenliğinden endişe edip nakdi elde tutmak için yeni yöntemler denediklerini ancak bir çok evin silahlı soyguncularca talan edildiğini kaydediyor.
Ünlü ekonomist yine de yatırımcıların negatif nominal getirileri üç, beş yıl ya da daha uzun yıllar için kabul etmesinin nedeninin paranın nominal ölçülerde değerlenmesi beklentisinin olduğunu belirtiyor. İsviçre’de Merkez Bankası kur çıpasını terk etmeden önce frank cinsinden varlıkları negatif nominal faizlerle bankada tutan yatırımcıların kur kararından sonra bir gecede %20 kazanç elde ettiğini vurguluyor. Negatif nominal getirinin büyük sermaye kazançları için ufak bir bedel olduğunu kaydediyor.
Ancak Roubini negatif nominal faizlerin paranın değer kaybettiği ve kaybetmeye devam edeceği Almanya gibi ülkelerde de görüldüğünü belirtiyor. Buna rağmen sigorta şirketleri gibi uzun vadeli yatırımcıların güvenli tahviller tutmaktan başka seçenekleri olmadığını ifade ediyor. Ayrıca yatırımcıların riskten kaçındıkları ve diğer riskli varlıkların piyasa dalgalanmalarına maruz kaldığı bir ortamda negatif faizli varlıkların oynak varlıklara göre daha güvenli olduğu kaydediyor.
Roubini negatif nominal ve reel faizlerin tasarruf sahiplerini daha az tasarrufa ve daha çok harcamaya yönelteceğini öngörüyor. Bu sonucun da negatif faiz oranlarının hedefi olduğunu belirtiyor. Eğer gelişmiş ülkeler mevcut düşük enflasyon ortamında kalmaya devam ederlerse kısa ve uzun vadeli tahvillerde negatif faiz oranlarının yeni normal olacağını öngörüyor.
Bu durumdan kaçınmak için Merkez Bankaları ve mali kurumların büyümeyi hızlandırıcı ve enflasyonu teşvik edici politikalar izlemeleri gerektiğini ifade ediyor. Bunun için ise paradoksal olarak tasarruf sahiplerini daha az tasarrufa ve daha çok harcamaya yöneltecek negatif faiz oranlarının devam etmesi gerektiğini kaydediyor. Ancak aynı zamanda verimli altyapı projelerine yapılacak kamu yatırımları ile mali teşvikin de sağlanması gerekliliğine vurguda bulunuyor. Bu projelerin onları finanse etmek için kullanılacak tahvillere oranla daha yüksek getiri elde edeceğini kaydediyor. Bu politikalar ertelendikçe bizim negatif nominal faiz oranları dünyasında daha uzun süre yaşamak zorunda kalacağımıza dikkat çekiyor.