Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Reuters’ın Türkiye ekonomisi analizinde, Türkiye’de yüksek enflasyon ve cari açık gibi dengesizliklerin ekonominin yumuşak karnı olmaya devam edeceği belirtilirken, Türkiye’nin gelişen ekonomiler arasında en kırılgan olmaya ve TL’nin değer kaybetmeye devam edeceği kaydedildi.
Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinin hala düzelmediğini, ABD’de yeni dışişleri bakanının atanması ardından ilişkilerin nasıl şekilleneceğinin belirsiz olduğunu kaydeden analistler, her ne kadar eskisi kadar dile getirilmese de Halkbank eski yöneticisi Hakan Atilla davası ve bankaya gelebilecek olası cezaların da halen risk unsuru olarak canlılığını koruduğunu belirtiyor.
Enflasyondaki katılık, cari açıkta yükselişin sürmesi gibi unsurların yabancı yatırımcının tahvil piyasasından hızlı bir şekilde çıkmasına neden olması, düşen Moody’s notu, Afrin operasyonu kaynaklı jeopolitik endişeler ve erken seçim riski TL’nin özellikle son dönemde benzer para birimlerinden negatif ayrışmasına neden olmuştu.
Son olarak küresel risk iştahındaki azalma TL’yi dolar ve avro karşısında rekor düşük seviyelere itti. Dolar/TL dün gece tarihi zirve olan 4.0375’i, avro/TL 4.9694’ü, sepet bazında TL ise 4.5037’yi gördü.
Dolar/TL yılbaşından bu yana yüzde 4’ün üzerinde yükseliş kaydetmiş oldu.
Nomura ekonomisti İnan Demir, Türkiye piyasaları için en önemli riskin 2017’deki aşırı ısınmanın yarattığı yüksek enflasyon ve cari açığın, sıkılaşan küresel koşullar ile etkileşimi olacağını belirterek, “Fed’in kaç kez faiz artıracağının, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) parasal genişlemeyi ne zaman sonlandıracağının tartışıldığı bir dünya konjonktürü yüksek cari açık ve dış finansman ihtiyacına sahip ülkeler için çok dezavantajlı bir konjonktür. Türkiye de bu kriterlere göre en kırılgan gelişen piyasa ekonomileri arasında yer alıyor” dedi.
Jeopolitik riskler sebebiyle Türkiye’nin ilave kırılganlıklarının devam ettiğini, kasım-aralıktaki vize krizi ve Hakan Atilla duruşmaları esnasında olduğu kadar yoğun tartışılmasa da gündemden düştüğünü söylemenin mümkün olmadığını belirten Demir, “Afrin operasyonunun sona ermesi ve ABD’de Tillerson’ın görevden alınmasının ardından bu cephedeki risklerin biraz daha arttığını söylemek mümkün. Aynı şekilde en yetkili ağızlardan ısrarlı yalanlamalara rağmen erken seçim konusunun gündemden düşmemesi de yatırımcıların Türkiye’nin iç ve dış politika dinamiklerine dair duyduğu endişelerin bir göstergesi bence” dedi.
İttifak yasasının geçerli olduğu bir erken seçim mi?
AKP ve MHP’nin ortak hazırladığı ve siyasi partilerin seçim ittifakına ilişkin düzenlemeleri içeren yasa TBMM’de 13 Mart’ta kabul edilirken, ‘seçim ittifakı yasası’ ile yapılan bazı değişiklikler piyasalarda bazı kesimlerin ‘ittifak yasasının geçerli olduğu bir erken seçim planlandığı’ görüşlerine neden olmuştu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başta olmak üzere AKP bir erken seçim planı olduğu iddialarını ise reddediyor. Erdoğan yerel ve genel seçimlerin planlandığı gibi Mart ve Kasım 2019 tarihlerinde yapılacağını ifade ediyor.
‘Değer kaybı daha çok avroya karşı olur’
Demir, bu risklere karşı TCMB’nin şimdiye kadar sürdürdüğü politikanın devam etmesini beklerken, genel beklentilerinin doların değer kaybetmeye devam ederek yıl sonunda avro/dolar paritesinin 1.30 olması yönünde olduğunu söyledi. Demir, TL’deki değer kaybının daha çok avroya karşı olmasını ve dolar/TL’nin yıl sonunda 4 olmasını beklediğini söyledi.
Demir, avro/doların beklenen seviyelere ulaşmaması halinde ise dolar/TL’de daha yüksek seviyelerin görülmesinin mümkün olduğunu belirtti.
Enflasyonda çift haneye devam mı?
Yıllık enflasyon Kasım 2017’de yüzde 12.98 ile görülen 14 yılın zirvesinden şubat itibarıyla 2.7 puan gerileyerek yüzde 10.26 oldu. Önemli bölümü baz etkisi kaynaklı olarak görülen bu düşüşün ardından ekonomistler 2018’in son aylarına kadar çift haneden anlamlı bir uzaklaşmayı olası görmüyorlar.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre dış ticaret açığı ocak ayında yüzde 108.54 artışla 9.06 milyar dolar olurken, dış ticaret açığındaki artış cari açığa da yansıdı. Cari açık ocak ayında 7.1 milyar dolar ile 6.9 milyar dolar olan beklentilerin üzerinde çıktı.
‘Orta vadede TL daha da zayıflar’
TD Securities EM Strategy bölümünün başında olan Cristina Maggio, orta vadede TL’nin daha da zayıflamasını beklediğini, şartlar değişmedikçe zayıflamanın devam edeceğini söyleyerek, “Çünkü halen düzeltilemeyen birkaç makroekonomik dengesizlik var. Enflasyon yüksek ve kalıcı olarak düşeceğine dair bir sinyal yok, cari açık da yüksek seviyelerde seyrediyor. Yüksek büyüme kağıt üzerinde iyi ancak büyümenin neden güçlü olduğuna baktığınızda mali teşvikler de dahil olmak üzere aşırı ısınmanın bütün işaretleri görülüyor” dedi.
Maggio, “Bütçe açığı genişliyor ki hükümetin büyümeyi mümkün olduğu kadar yüksek tutmaya çalışmaya odaklı adımlar attığını teyit ediyor. Şirketler döviz cinsinden yüksek borçlu olması nedeniyle ciddi dengesizliğe sahip ki Fed’in faiz artırımları ve kur istikrarı borçlarını karşılama konusunda tehdit oluşturuyor” dedi.
Dış finansman siyasi duruma ‘çok duyarlı’
TCMB’nin rezervlerinin oldukça az olduğunu, kuru dengede tutabilmek adına piyasaya müdahale edemediğini dolayısıyla da bunu ancak Faiz artırımı ile yapabileceğini söyleyen Maggio, “Cari açık ise çoğunlukla hisse ve tahvillerde spekülatif portföy girişleri ile finanse ediliyor, çoğunlukla da tahviller aracılığıyla. Doğrudan yabancı yatırımlar biraz azaldı. Bu girişler ortama, risk algılamasına, siyasi duruma oldukça duyarlı” dedi ve şöyle devam etti: “Bu faktörlerden herhangi birini zayıflatacak bir gelişme olması halinde girişlerin de sert bir şekilde terse döndüğünü görürüz. Birçok faktör var, hangilerinin daha önemli olduğunu söylemek zor ancak ortak resim hepsinin daha zayıf bir para birimine işaret ettiği. Dolayısıyla TL’nin tek bir vurucu gelişme ile değil, bütün bunların etkisiyle yavaş yavaş zayıflayacağını düşünüyorum.”
En büyük risk erken seçim
TCMB’nin 89.8 milyar doları brüt döviz, 25.1 milyar doları altın olmak üzere toplam rezervi 16 Mart itibariyle 114.9 milyar dolar seviyesinde bulunuyor.
Piyasaların önündeki en büyük riskleri erken seçim, Fed, ECB’nin beklenenden önce faiz artırması ve Türkiye’nin bir ticaret savaşının ortasında kalma riski olarak sıralayan bir bankacı, “Büyümenin tüm teşviklere rağmen artmaması ancak enflasyonun daha da artarak stagflasyona girme riski önemli. Diğer taraftan Halkbank’a ceza gelmesi konusu var ki başka bankalara sıçraması halinde piyasaları bozucu etkisi yüksek olur” dedi.
Erken seçim göstergesi inşaat sektörüne teşvik
Düşmesi beklenen enflasyonun halen düşmediğini, cari açığın bu ortamda artmaya devam ettiğini söyleyen aynı bankacı, “Piyasada beklentiler zaten olumlu değildi ama bir tur daha olumsuz olduk. ABD ile ilişkilerin daha kötüye gittiğini düşünüyorum, dışişleri bakanının değişmesi ardından yeni politikanın nasıl şekilleneceğini bilmiyoruz dolayısıyla ABD konusunda riskin arttığını düşünüyorum” dedi ve şöyle devam etti: “Erken seçim riski de geçen hafta fiyatlamalar arasına girdi. Bu konuda öncü sinyal ise benim için teşvik paketi olacak. Eğer pakette inşaat sektörüne ek teşvik, vergi indirim gibi unsurlar eklenirse erken seçim ihtimalinin arttığına dair bir gösterge olur benim için. ABD ile ilişkiler tarafına baktığımızda Kürt meselesi ve S-400 konusunda ilişkiler iyiye gitmekten ziyade donduruldu, bundan sonrası da Pompeo ile birlikte daha sert olabilir. Ayrıca Moody’s’in not indirimi sonrasında piyasada bunun siyasi olduğu ve ABD hükümetinin buna yeşil ışık yaktığı yönünde komplo teorileri de oluştu ki fiyatlara yansıdı bu durum.”
Üretime değilde tüketime dayalı ekonomiyi seçersen birgün gelir ülkeyi uçuruma itersin.Elimizde avucumuzdaki devletin altın yumurtlayan fabrikalarıni tesislerini birer bier satar yerine birşey koymazsan ülkeyi vergi cehennemine çevirir yaşanmaz hale getirirsin.
Mehmet Şimşek dışındaki ekonomistlerin alayı azledilsin..Durmadan dolar eski haline gelecek yok ekonomi yüksek dolardan etkilenmicek..çek cek..Bıkkınlık geldi artik..
ali babacanı harcadılar ekonomi rayından çıktı...
garibanın elindeki üç beş dolarıda bozdurun bozdurun diyip eldek çıkarttılar. parasını bozduranın birikimide yok olup gitti.
her artista dolara dokunanin eli yanar diyorlar, dalga gecilecek noktaya geldiler, 2.5'dan beri ayni muhabbet.. birak elinin yanmasini dokunan bayram ediyor resmen
AŞIRI DEGER KAYBEDEN TL KONUSUNDA SORUMLULUK OLANLAR EKENOMİYİYİ YÖNETLER AZLEDİLMELİ ÇÜNKÜ SÜREKLİ SPAKÜLATÖR DENDİ OYSAKİ TL MİZ ONLAR KONUŞTUKÇA DAHA FAZLA DEGER KAYBEDİYOR.
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.