Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Yüksek enflasyonla mücadele eden ABD ve dünya ekonomisi, FED’in rekor faiz artırımlarıyla talebi azaltarak enflasyonu yenmeyi planlıyor. Ekonomiyi yavaşlatmayı amaçlayan bu hamle, şiddetli bir resesyon riskini de beraberinde getiriyor.
Uzmanlar, resesyonun şiddetli olup olmayacağı noktasında ayrılıyor. Rekor faiz artırımları esnasında ‘yumuşak bir iniş’ hedeflediğini açıklayan FED’e duyulan güven istikrarlı bir seyir izlemiyor. Bugün açıklanacak olan ABD istihdam verilerinin ise bu noktada bazı ipuçları vereceği düşünülüyor.
‘Yumuşak iniş’ mümkün
Fortune’dan Tristan Bove’un haberine göre, ABD’de resesyonun 2023 yılına da sarkacağını düşünenlerin sayısı hiç de az değil. Bu kişiler arasında eski FED üyesi Randall Kroszner de bulunuyor. Ancak Kroszner, resesyonun ihtimali ne kadar yüksekse, resesyonun şiddetli olmama ihtimalinin de bir o kadar yüksek olduğunu belirtiyor.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, ABD’de, önümüzdeki yıla da sarkacak bir resesyonun mümkün olduğunu belirten Kroszner, ekonomik durgunluğun muhtemelen yıkıcı olmayacağını söylüyor. Kroszner, 1980’lerin başı tipi bir resesyonun en kötü senaryolardan biri olduğunu ancak bunun muhtemelen gerçekleşmeyeceğini düşünüyor. Aynı zamanda Chicago Üniversitesi Booth İşletme Okulu'nda ekonomi profesörü olan Randall Kroszner’ın görüşüne göre, yumuşak bir iniş mümkün. Kroszner’in bu görüşü, hafif bir resesyon olasılığını yüzde 80 olarak gören Bank of America stratejistlerinin görüşüyle de paralel.
Şimdi herkesin hayali, işsizlik rakamlarında hafif bir artış ve ekonomik büyümede yönetilebilir bir büyüme ile resesyonun hafif geçeceğine dair ikna edici işaretler alabilmek.
Bank of America’ya göre yatırımcılar ciddi bir resesyon yaşanma olasılığını yüzde 30 oranında fiyatlıyor. Senatör Elizabeth Warren ise FED’in mevcut Faiz oranlarını bu hızda yükseltmeye devam ederse ‘yıkıcı bir resesyonu’ tetikleme riski olduğunu söylüyor. Kroszner ise şu an için yıkıcı bir resesyon ihtimalini düşük görüyor.
1980’lere benzer yönler var
Kroszner, yıkıcı bir resesyon olasılığının neden düşük olduğuna inandığını belirtirken tarihe odaklanıyor.2022’nin ekonomik ortamı ile 1980’ler arasındaki benzerliklerin ortada olduğunu söyleyen Kroszner, “Bugün yıllık enflasyon oranı 1981’den bu yana görülen en yüksek oran olan yüzde 9,1’e yükselmiş durumda ve FED, talebi düşürmek ve ekonomiyi soğutmak amacıyla 1980’lerdekine benzer bir agresif faiz artırımı stratejisi izliyor” şeklinde konuşuyor.
FED’in enflasyonun düştüğünden emin olana kadar faiz oranlarını artırmaktan vazgeçmesi pek mümkün değil.
Ancak Kroszner, FED’in enflasyonun düştüğünden emin olana kadar faiz oranlarını artırmaktan vazgeçmesinin pek mümkün olmadığını belirtiyor. Kroszner, bunun, 1970'lerin sonlarında FED'in yanlış yaptığı şeylerden biri olduğunu söylüyor. Kroszner “Enflasyon yükseldi, faizleri yükseltmeye başladılar. Sonra enflasyon biraz düştü ve oranları düşürdüler. Enflasyon daha sonra gerçekten yükseldiğinde ise faiz oranlarını çift haneli seviyelere çıkarmak zorunda kaldılar” diyor.
Geçen hafta onaylanan son FED faiz artırımı kararıyla faiz oranı yüzde 2,25 ile yüzde 2,5 arasında bir aralığa gelmiş oldu. Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu 1981 yılında FED borçlanma oranlarını yüzde 19'a kadar çıkarmıştı. Kroszner, "Faiz oranlarını yüksek tutacaklar çünkü enflasyonun istikrarlı bir şekilde düşmesini sağlamaları gerekiyor" diyor.
Artan riskler
FED yetkilileri bir resesyondan çok enflasyonla mücadeleye odaklandıklarını açıkça belirtiyor. Kroszner de bunun FED’in birincil hedefi olması gerektiğini düşünüyor. Ancak bu FED’in resesyon olasılığını hiç düşünmediği anlamına gelmiyor. Kroszner, FED’in ‘yumuşak bir iniş’ tasarlıyorsa faiz oranları konusunda daha temkinli davranması gerektiğini belirtiyor. Kroszner’e göre bunun için, işsizlik ve ekonomik gerilemede gözlenebilecek olası olumsuz gelişmeleri, bugüne kıyasla daha zayıf faiz artırımlarının izlemesi gerektiğini söylüyor.
Şimdiye kadar oldukça güçlü kalan iş gücü piyasasında hala risklerin olduğunu ve birçok ekonomistin ılımlı bir resesyonu daha olası görmesinin de bundan kaynaklandığını belirten Kroszner, ancak bu görüşleri FED’in şahin duruşuna bağlı olarak hızla değişebileceğinin altını çiziyor.
İşsizlik rakamları hayati öneme sahip
Kroszner, yükselen faiz oranlarının iş gücü piyasasının önemli ölçüde zayıflamasına neden olabileceğini söylüyor. Kroszner, “Faiz oranlarını bu kadar artırıp ekonomiye bu kadar çok olumsuz şok yaşatarak işsizlik oranının uzun vadeli ortalamanın biraz üzerine çıkmasını sağlayamazsınız” diyor.
Kroszner’in altını çizdiği ‘olumuz şok’ların birçoğu ise FED’in kontrolünün dışında gelişiyor. Bunlar arasında devam eden tedarik zinciri sorunları, yüksek enerji fiyatları, Ukrayna’daki savaş ve Asya’da artan jeopolitik gerilimlerin küresel piyasalar üzerindeki etkisi yer alıyor.
İşsizlik oranı yüzde 4'ün üzerinde gelebilir
ABD’de işsizlik oranı şu an yüzde 3,6 seviyesinde seyrediyor. 2022 yılı başında FED’in işsizlik tahminleri, öngörülebilir gelecekte yüzde 4’ün üzerine çıkmayacağı yönündeydi. Ancak artan makroekonomik riskler göz önüne alındığında bu hedefe ulaşmak oldukça zor olabilir.
Kroszner ise işsizlik oranının yüzde 4’ün üzerine çıkmasını beklediğini ifade ediyor. Kroszner’e göre ayrıca bu veri, resesyonun ne kadar sert olacağına dair güçlü bir gösterge işlevi görüyor. Kroszner, işsizlik oranında yaşanacak yüzde 5’lik bir artışı ise ‘tarihi standartlara göre oldukça iyi’ şeklinde tanımlıyor ve bu olasılıkta ‘yumuşak bir iniş’in mümkün olacağının altını çiziyor. Ancak Kroszner, olumsuz şokların ekonomiyi ‘kırılgan bir durumda’ bıraktığını ve bu olumsuzlukların işsizlik oranını yüzde 6 veya daha yükseğe çıkarabileceğini sözlerine ekliyor.
Resesyonun cüzdanlardaki 3 büyük etkisi
Resesyon beyaz yakalıları vuracak
Avrupa'da resesyon ve yüksek enflasyon korkusu
FED kaynaklı bir resesyon, enflasyon hastalığından daha kötü bir ilaç olabilir
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.