BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaFinans KulisRekabet Kurulu bankaları takibe aldı----

Rekabet Kurulu bankaları takibe aldı

Rekabet Kurulu bankaları takibe aldı
21 Eylül 2010 - 14:38 www.finansgundem.com

Rekabet Kurulu geçen yılın Ağustos ayında aldığı kararla Türkiye’nin büyük 7 bankası hakkında soruşturma açtı

İddiası ise söz konusu bankaların kamu veya özel firmaların maaş ödemelerine yönelik teklif ettikleri promosyonlar konusunda aralarında anlaşarak rekabeti ihlal ettikleriydi. Soruşturma 2010’un sonuna doğru nihai karara bağlanacak. Konuyu biraz daha açalım: Bankalar, kurumların maaş ödemeleri karşılığında büyük meblağda promosyon ödemesi yapmaktaydı. Bu yüzden bütçelerinden önemli miktarda parayı kurumlara aktarmak zorunda kalıyorlardı. Ona rağmen bankalar kurumların paralarını kendilerine çekmek için birbirleriyle kıyasıya rekabete girişmişlerdi. Ancak bu uygulama öyle bir noktaya geldi ki, bankaların uygulamayı sürdürmek birbirleri ile anlaşmak zorunda kaldığı iddiaları, Rekabet Kurumu’nu harekete geçirdi.. Promosyon bütçelerindeki olağanüstü artış bankaları önlem almaya sevk etmiş olacak ki, Rekabet Kurumu tarafından bankaların bir araya gelip mutabakat sağladıkları ve bu bütçelerin ani biçimde “makulleştiği ” iddia ediliyor. Buradaki “makulleşme” eğer “rekabeti müşterek karar ile sona erdirmek, promosyon bütçelerinin büyümesinin önüne geçmek için ihaleleri bankalar arasında paylaşmak ” ise durum bankalar açısından vahim sonuçlar doğurabilir. Zira bu tür durumlarda Rekabet Kurumu’nun çıkarttığı yönetmelik kapsamında uygulanan asgari ceza, “ciroların yüzde 2’si.” Yani milyar TL seviyesinde bir toplu ceza söz konusu. Yok şayet bankalar makulleşmeyi müştereken değil münferiden yaptılarsa veya Rekabet Kurumu’ndan gerekli onayları alarak rekabet koşullarını bozmayacak bir çerçevede kalarak işbirliği ile gerçekleştirdilerse ceza kararı çıkmayacak. Bunu birkaç ay içinde göreceğiz. Ancak yeri gelmişken şunu hatırlatalım. Bankacılık Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca bankalar arasında gerçekleştirilen birleşme, devir, bölünme gibi işlemler Rekabet Kurumu denetiminden müstesna tutulmuş bulunuyor. Bu düzenleme 2001 yılındaki ekonominin kaptanı Bay Derviş tarafından yapılmıştı. O dönemde parlamentoda olduğum için Plan Bütçe Komisyonu’nda bu düzenlemeye şiddetle karşı çıkmış olmama rağmen Bay Derviş’in o günkü gücüne mağlup olmuştum. Dolayısıyla Rekabet Kurumu’nun 12 yıllık uygulamalarında bankacılığın belli ölçüde gözardı edilmiş olduğu söylenebilir. Bu da banka yönetimlerinin zaten çok karmaşık olan rekabet kurallarını iyice göz ardı etmelerine neden olmuş olabilir. Ancak şurası bir gerçek ki, birleşme-devralma işlemlerinin denetiminde bankaların sahip olduğu istisnaya rağmen, bankalar arasında gerçekleştirilebilecek rekabeti bozucu anlaşmalar tam olarak Rekabet Kanunu’nun kapsamında. Rekabet Kurumu son olarak Bankalar Arası Kart Merkezi A.Ş.’nin banka kartlarına ilişkin ortak takas komisyonu oranı belirlemesine beş yıl süre ile izin vermişti. Önceki yıllarda sigorta şirketlerinin reasürans primlerinin ve şartlarının müştereken belirlenmesi, bunların sigorta şirketleri arasında kendi kendine regüle edilmesi protokolünü de soruşturma kapsamına almıştı. Dolayısıyla Rekabet Kurumu bankacılık endüstrisinin kurallara ne kadar uzak olduğunu da, bu sektörün rekabet hukuku boyutunda ne kadar netameli olduğunu da biliyor diyebiliriz. Bankaların bu temel kurallar alanını hukuk müşavirlerinin bilgi seviyelerinden uygulamacı-yöneticilerinin iş modellerine ne ölçüde aktarabilmiş oldukları soruşturmanın sonunda netlik kazanacak. Şayet bankalar gerekli hukuki tedbirleri alarak soruşturulan uygulamayı gerçekleştirmişlerse elbet ceza dahi almadan bu soruşturmadan kurtulacaklar. Ancak bankalar sadece “daha karlı” diye düşünerek gerekli iç denetimleri ve Rekabet Kurumu izinlerini tamamlamadan bu müşterek harekete giriştiyse, 12 yıllık rekabet uygulamasının rekor cezalarına çarptırılabilirler. Şayet durum bu yönde gelişirse, bankacılığın da çimento, telekomünikasyon sektörleri gibi Rekabet Kurumu’nun radarına tam olarak girmiş olacağı bugünden söylenebilir. Hatta bu soruşturmanın konusu olan promosyon uygulamalarının bankacılık sistemindeki müşterek davranma alışkanlığının sadece küçük bir bölümünü oluşturduğu göz önünde bulundurulursa, soruşturma neticesinde bankaların içlerindeki teftiş, kurumsal uyum gibi departmanlarının görev çerçevelerini yeniden düzenlemek durumunda kalacaklarını da söylemek sanırım gerçekçi bir öngörü olacaktır. Aydın Ayaydın/Vatan
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)