<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaFinans KulisRekabet Kanunu değişiyor----

Rekabet Kanunu değişiyor

Rekabet Kanunu değişiyor
12 Ocak 2016 - 08:41 www.finansingundemi.com

Rekabet Kurumu 'uzlaşma müessesesi' için kolları sıvadı. 2016'da yeni uygulamalar devreye girecek

Rekabet Kurumu, 2016'da yeni uygulamalarını devreye sokacak. Vergide olduğu gibi rekabet ihlallerinde de uzlaşma müessesesi geliyor. Soruşturmaya uğrayan teşebbüsler, sürecin herhangi bir aşamasında uzlaşma talep edebilecek...

Rekabet Kurumu 'uzlaşma müessesesi' için kolları sıvadı. Vergide olduğu gibi rekabet ihlallerinde de uzlaşma müesseselerinin oluşturulması için harekete geçen Kurum, teşebbüslere soruşturma devam ederken, uzlaşma imkanı tanıyacak şekilde mevzuat değişikliği yapmaya hazırlanıyor. 2016'da Rekabet Kanunu'nda hem teşebbüslere fayda sağlayacak hem de kurum kapasitesinin daha iyi kullanılmasının yolunu açacak şekilde mevzuat değişikliğine gidecek olan Rekabet Kurumu, 2016'da da sektör ve piyasa incelemelerine devam edecek.

Para Dergisi'ne açıklamalarda bulunun Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ömer Torlak, 2016'da öncelikli gündem maddelerinin başında 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'da değişiklik yapılmasına dair çalışmaların geldiğini vurguluyor. Kanun yasalaştığında önemli ölçüde Türkiye'nin 2023 hedefine uyumlu, gelişen ve büyüyen ekonomisine uygun, değişen ihtiyaçları karşılayan bir düzenlemeye kavuşulacağını vurgulayan Torlak, "Piyasaları duraksatan değil etkin işlemesini sağlayan ve büyüten bir kanuna sahip olacağız" ifadesini kullanıyor. Rekabet Kurumu'nun salt ceza vermek, yaptırım yapmak üzere kurulan bir otorite olmadığını belirten Torlak, "Rekabet Kurumu olarak ceza yaptırımını asli amaç olarak görmemekteyiz" diyor. Torlak, mevzuatın Rekabet Kurumu'na çok ciddi bir yaptırım gücü vermesine karşın, teşebbüslere bugüne kadar mümkün olduğu kadar makul oranlar dikkate alınarak idari para cezası verildiğinin altını çiziyor.

REKABET KANUNU'NDA DEĞİŞİKLİK

Ömer Torlak, Rekabet Kanunu'nda yapılacak değişiklikle rekabet ihlallerinde uzlaşma müesseselerinin oluşturulacağını vurguluyor. Türkiye'nin rekabet hukuku mevzuatında şu anda uzlaşma olmadığını belirten Torlak, "Uzlaşma, yasa değişikliği kapsamında bizim mevzuatımıza da girmiş olacak. Teşebbüsler, soruşturmalar devam ederken, uzlaşma talep edilebilecek. Uygulanacak yaptırımların mali portresinin biraz daha kabul edilebilir bir düzeye inmesi bakımından böyle bir müessese düşünülüyor. Soruşturma devam ederken veya sonuçlanmadan önce, teşebbüsler hem sürenin daha fazla devam edip itibarı değerlerine olumsuz etkide bulunmaması adına hem de muhtemel bir yaptırımla karşı karşıya kalacaklarım bildikleri için uzlaşmaya gidebilecek. Uzlaşma bilinen bir yöntem. Diğer ülkelerdeki olumlu örnekleri dikkate alacağız. Çalışmamızı yaptık. Daha önce bir kanun taslağı vardı. 2014'te TBMM'de Genel Kurul gündemine gelememişti. Küçük revizyonlarla taslağın üzerinden geçtik. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı aracılığıyla Meclis'e sevk edilir. Ümit ediyorum ki, Bütçeden sonra Kanun değişikliği TBMM'de gündeme gelebilir" diye konuşuyor.

İKİNCİL DÜZENLEMELER YAPILACAK

Kanunda hem teşebbüslere fayda sağlayacak hem de kurum kapasitesinin daha iyi kullanılmasının yolunu açacak değişikliklerin yapılacağını ifade eden Torlak, şunları kaydediyor:

"Devam eden sürelerle ilgili yapılacak çalışmalar var. Bazı dosyalarla ilgili, dosyanın hacmine bağlı olarak ön inceleme, ön araştırma süreleri yetersiz kalabiliyor. Bazen de soruşturmanın sonuçlandırılması gerekiyor. Ama soruşturma açıldıktan sonra bilgi ve belgeler açısından soruşturmanın devamında, her açıdan bir fayda gözetilmediği durumlarda kurula inisiyatif bırakan bir

değişiklik söz konusu olacak. Bu bizim kurumsal kapasitemizi daha etkili ve verimli kullanma şansı sağlayacak. Bu değişikliklerin 2016 yılı içinde yapılmasını umut ediyoruz. Kanun değişikliği TBMM Genel Kurulu'ndan geçerek yasalaştığında buna uygun ikincil düzenlemeleri de bir an önce yapmayı hedefliyoruz."

İKİ SEKTÖR MERCEK ALTINDA

Rekabet Kurumu, 2016'da sektör ve piyasa incelemelerine devam edecek. 2015'te sinema filmi hizmetleri ve çimento olmak üzere iki sektöre yönelik başlatılan incelemelerin devam ettiğini söyleyen Torlak, çalışmaların tamamlanmasının ardından sonuç raporlarının en kısa sürede yayınlanacağını belirtiyor. Torlak, iki sektöre yönelik incelemelerin bir kaç ay içinde biteceğini ifade ediyor.

Kurumun şimdiye kadar yaptığı piyasa araştırmalarının ilgili sektörlerde olumlu karşılandığını vurgulayan Torlak, "Proaktif bir rekabet politikası için işler soruşturma konusu olmadan teşebbüslerle iyi zeminlerde buluşmak gayreti içinde olacağız" diyor.

Torlak, 2016'da da sektör ve piyasa incelemelerine devam edeceklerini, ancak halihazırda soruşturma başlatma kararı aldıkları bir sektör bulunmadığını ifade ediyor. Torlak, Rekabet Kurumu'na gelen şikayetlerin ulaştırma, petrol ve petrokimya sektörlerinde yoğunlaştığını söylüyor. Son beş yılda en çok ulaştırma sektörüne ilişkin rekabet ihlali kararı alındığına dikkat çeken Torlak, şunları kaydediyor:

"Bu sayıya soruşturma nihai kararlan da dahil. Ulaştırmayı, petrol ve petrokimya ile gıda sektörleri izli-yor. Konu, Rekabet Kurumu'nun bugüne kadar yürüttüğü soruşturmaların nihai kararları bakımından ele alındığında da en çok soruşturma yapılan sektörün ulaştırma olduğu görülüyor."

ELEKTRONİK TİCARET DÜŞÜNDÜRÜYOR

Torlak, çok hızlı gelişen sektörlerden biri olan elektronik ticarete yönelik olarak önümüzdeki günlerde artan sayıda şikayetlerle ve dosyalarla karşılaşılabileceğini düşünüyor. Bunun bir tahmin olduğunun altını çizen Torlak, "Bazen düzenlemeler çok geriden gelebiliyor. Bu anlamda, önümüzdeki dönemde elektronik ticarette artan sayıda, bizim alanımızı ilgilendiren dosyalarla karşı karşıya kalabileceğimizi düşünüyorum. İkinci boyutu ise elektronik ticarette muhatapların önemli bir kısmı Türkiye adresli ve merkezli işler yapmıyor. Türkiye'de belki sadece bir irtibat büroları bulunuyor. Böyle bir dosya ile karşı karşıya kaldığınızda, o dosya bağlamında isabetli karar vermenizi sağlayacak ilgili bilgi ve belgeye ulaşmak için bir muhatabınız yok ya da yurtdışındaki muhatabınız mevzuat gereği pek çok bilgi ve belgeyi paylaşmayabiliyor. Olayın bu boyutunun da ilgi alanımız bakımından önemli olduğunu düşünüyorum. Yurtdışı merkezli elektronik ticaretin, çok ciddi iş potansiyeli var. Burada rekabet hukuku ihlalleri bakımından konu gündeme geldiğinde, bu konuda bilgi ve belge bulma anlamında muhatabını zorlayan bir yapı yok. Dünyada ve AB'de rekabet otoriteleri arasında bir takım network ve organizasyonlar var ama hiçbir şekilde mutlak anlamda bilgi ve belgeler paylaşılacaktır diyen bir mevzuat bulunmuyor. Bu boyutuyla baktığımızda dosya sayısı arttığında, bu tür sıkıntıların da artacağını düşünüyorum" şeklinde konuşuyor.

EN ÜST LİMİTLERDEN CEZA VERİLMİYOR

Torlak, Rekabet Kurumu'nun salt ceza vermek, yaptırım yapmak üzere kurulan bir otorite olmadığını belirterek, "Bunun çok net bilinmesini arzu ederim" diyor. Rekabet Kurumu'nun bütün gelişmiş

ülkelerde olduğu gibi rekabetin kendi kuralları içinde işlemesini tesis ve temin etme, bu anlamda denetim yetkisini yerine getirmeye çalışan bir otorite olduğunu vurgulayan Torlak, teşebbüslere bugüne kadar mümkün olduğu kadar makul oranlar dikkate alınarak idari para cezası verildiğini söylüyor. Torlak şu değerlendirmelerde bulunuyor:

"Biz düzenleyici otorite değiliz. Denetleme yapıyoruz. Elbette yaptırım gücümüz var ama tek başına salt yaptırım uygulayan bir kurum olarak algılanmak istemiyoruz. Çünkü aldığımız kararlarla, Türkiye'nin ekonomik hedeflerinin önünü açsın diye rekabet ortamını iyileştirmeyi hedefliyoruz. Elbette bu noktada çok net bir ihlal varsa, bu ihlalde kanunun bize verdiği yetkiyi kullanıyoruz. Bu yetki kullanılırken de mümkün olduğunca caydırıcılığı ve teşebbüslerin ekonomik geleceğini esas alan bir yaklaşım izliyoruz. Bugüne kadar idari para cezalarında üst limitler uygulanmadı. Üst limitlerin uygulanması durumda, elbette ciddi anlamda teşebbüsleri zor durumda bırakacak para cezaları ortaya çıkabilirdi."

KARARLAR YARGIYA AÇIK

Bütün kamu otoritelerinde olduğu gibi Rekabet Kurulu kararlarının da yargıya açık olduğunu söyleyen Torlak, alınan kararların isabetli olup olmadığının yargı kararlarıyla ortaya çık' tığını vurguluyor. Bu konuda bir istatistik olmamasına karşın, Kurul kararlarının yargıda nihai anlamda çok öne çıkan, bariz bir şekilde ve yüksek oranda bozulduğuna ilişkin bir sonuç görmediklerini dile getiriyor. Tüpraş ve bankacılık sektörünün, Rekabet Kurulu'nun verdiği idari para cezalarına yönelik açtığı davalarda nihai bir karar çıkmadığını ifade eden Torlak, kamuoyunun gündemine gelen dosyalar itibarıyla bakıldığında nihai anlamda yargının bozduğu kurul kararlan olmadığının altını çiziyor.

EKONOMİK ETKİLERİ ÖLÇÜLECEK

Rekabet Kurumu, bu zamana kadar alınan Kurul kararlarının ekonomik etkilerini de ölçecek. Bunun 2016'da hayata geçirilecek kısa vadeli bir proje olmadığını söyleyen Torlak, "Bütün ülkelerde 'rekabet otoritesi ekonomiye ne katkı sağlıyor' sorusunun cevabı merak ediliyor. Biz de yaklaşık 20 yıla yakın bir geçmişiyle, rekabet otoritesinin en azından belli noktalardaki makro göstergeler açısından ne tür sonuçlar ürettiğini kamuoyu ile paylaşmayı düşünüyoruz" diyor.

Torlak, ayrıca Rekabet Kurumu'nun kurumsal hafızasını ortaya koyan bir çalışma yapacaklarını vurguluyor. Torlak, Kurulun bugüne kadar aldığı kararlarıyla ne söylediğine bakacaklarını aktarıyor.

ODALAR VE ÜNİVERSİTELERLE İŞBİRLİĞİ

Rekabet uyum programları kapsamında ticaret ve sanayi odaları, iş dünyası örgütleri ve gerekirse organize sanayi bölgeleri yönetimleriyle birlikte ağırlıklı olarak KOBİ'lere yönelik il bazında programlar yapacaklarını belirten Torlak, "Gittiğimiz illerde ikinci adım olarak da üniversitelerle işbirliklerimizi artırmayı planlıyoruz. Özellikle rekabet hukuku veya iktisat dersleri olan üniversitelerimizle birlikte konferanslar ve sempozyumlar düzenleyerek konuyla ilgili akademik camianın desteğini de daha fazla almak istiyoruz. Üniversite öğrencilerinin zihnindeki rekabet algısının ve kültürünün geliştirilmesi bağlamında bu algıya katkı vermek istiyoruz" diyor. Torlak, büyük şirketler, teşebbüsler ve iş dünyası örgütleriyle ise sektörel bazda daha derinlikli çalıştaylar ve programlar yapmayı hedeflediklerini de açıklıyor.

KARTELLER DEŞİFRE EDİLİYOR

Rekabet Kurumu Başkanı Ömer Torlak, pişmanlık programlarının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de doğası gereği gizli olan kartellerin ortaya çıkartılmasında büyük öneme sahip olduğunu vurgulayarak, bunun yanı sıra kamu kaynaklarının kullanımında da ciddi tasarruflara katkıda bulunduğunu ifade ediyor. Pişmanlık Yönetmeliği'nin 2009'da yürürlüğe girdiğini anımsatan Torlak, bugüne kadar Kartel ve Yerinde İnceleme Destek Birimi'ne (Kartel Birimi) 15 adet başvuruda bulunulduğunu kaydediyor. Bunlardan sekizinin fiyat tespiti üçünün ihale paylaşımı, ikisinin hem müşteri paylaşımı hem fiyat tespiti, birer tanesinin de müşteri paylaşımı, ve bilgi paylaşımına ilişkin olduğunu belirtiyor.

2.2 MİLYAR TL İDARİ PARA CEZASI KESTİ

*Rekabet Kurumu, 2015'te 128 birleşme-devralma-özelleştirme işlemine izin verdi.

*Son beş yılda bin 133 birleşme, devralma ve özelleştirme kararı aldı ve bu kararlardan bin 38'inde ilgili işlemlere izin verilmesini karara bağladı.

*2015'te Kanun'da idari para cezalara vermeye dayanak teşkil eden 16. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca (esastan] idari para cezası vermezken, bir teşebbüs birliğine 16/1-c uyarınca 33 bin 530 TL idari para cezası verdi.

*Son beş yılda 4054 sayılı Kanun'un 16. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 319 teşebbüse, 77 soruşturma sonucunda 2 milyar 175 4 milyon TL'lik idari para cezası verdi. Buna, yargı kararı üzerine yeniden değerlendirilen dosyalar kapsamında verilen idari para cezaları dahil edilmedi. Son beş yılda Kanun'un 16. maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilen toplam idari para cezası ise 17 milyon 286 bin TL oldu.

*2015'te iki soruşturmaya ilişkin olarak sözlü savunma toplantısı düzenledi.

(HÜLYA GENÇ SERTKAYA/PARA DERGİSİ)
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)