BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 49,54 -3,43 257.608.000.000,00
ALBRK 6,50 2,52 16.250.000.000,00
GARAN 102,80 -1,81 431.760.000.000,00
HALKB 19,68 -1,30 141.396.431.866,56
ICBCT 12,39 -0,48 10.655.400.000,00
ISCTR 10,66 -3,62 266.499.680.200,00
SKBNK 5,07 -1,93 12.675.000.000,00
TSKB 10,49 -1,78 29.372.000.000,00
VAKBN 20,40 -2,11 202.284.799.069,20
YKBNK 22,16 -3,57 187.186.656.453,44

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaSigorta - BES ve HayatReasüransta fiyat artışları olmayacak----

Reasüransta fiyat artışları olmayacak

Reasüransta fiyat artışları olmayacak
23 Ocak 2012 - 11:26 www.finansingundemi.com

Japonya depreminden sonra reasürans fiyatlarının artacağı düşünüldü...

Aslında baktığınızda hasar olan yerlerde fiyat artışı olması çok normal, ama hasar olmayan yerlerde çok çarpıcı bir fiyat artışı olmadı. Kimi bölgelerde % 5 veya % 10’dur bu oran.
Milli Reasürans Genel Müdürü Hulki Yalçın, reasürans piyasasını değerlendirerek, son yılların en kötü yılı olacağını söyledi. “Çünkü reasüransı belirleyen en önemli unsurlardan biri doğal afetler. 2011 yılı da doğal afetler açısından çok kötü bir yıl olarak istatistiklere geçecek” diyen Yalçın sözlerine şöyle devam etti: “2010 yılında Şili ve Yeni Zelanda depremi vardı, 2011’in hemen başında Yeni Zelanda’da yeni bir deprem oldu. Daha sonra malum, Japonya depremi ve sel felaketleri başladı. Çin, Pakistan ve Uzak Doğu’da birtakım başka sel felaketleri derken, daha sonra yine bir Yeni Zelanda depremi oldu. Ve en son Avustralya ve Tayland’da çok önemli bir sel felaketi oldu. Bunların hepsi reasürans algılamasında önemli bir değişiklik yarattı. Biliyorsunuz, afetlerin olması reasürans işinin gereği, bu afetler olmazsa zaten sizin de varlığınız sorgulanır, bu güvenceye ihtiyaç kalmaz. Ama burada modellemeler ciddi şekilde sorgulanmıştı, belli başlı modellemeler var ve bunları hazırlayan RMS şirketi. Şirketin yeni bir modelleme sürümü ‘11’ gündeme geldi. Ama en önemlisi Yeni Zelanda depreminde modelleme sonuçlarında, model oluşturulurken oradaki fay hattının modeli dikkate alınamadı. Çünkü böyle bir fay hattından haberdar olunmadığı anlaşıldı. Keza Japonya depreminde de modelleme şirketleri 8 derecesinde bir depremi modellemişken 9 şiddetinde bir deprem oldu. Tabii bu ciddi bir algı yarattı ve bu algının bir yansıması daha oldu. Bence bu çok önemli portföy çeşitlendirmesi, yani riski yaymak oldu. Ama ilk defa büyük şirketler için, bu konuda çeşitlendirme son derece kötüdür diye bir görüş ortaya atıldı. Bunun da temel nedeni şuydu; mesela çok somut bir örnek vermek gerekirse, Yeni Zelanda gibi 5 milyon nüfusu olan, muhtemelen 130 milyar dolar gayrisafi milli hâsılası olan bir ülkede yaklaşık 25 milyar dolar sigorta hasarı oluştu. O zaman şirketler tabii kendilerini sorgulamaya başladılar; biz bu portföy çeşitliliği içinde buralardan mı hasar yemeliyiz yoksa biz termotropik risk dediğimiz Amerika’daki kasırga, Avrupa’daki birtakım sel riski ya da Japonya’daki deprem riskinden mi gibi bir soru sormaya başladılar.”
‘YENİ ZELANDA’YI KİMSE BEKLEMİYORDU’
Herkesin Japonya’daki depremi çok büyük addettiğini söyleyen Hulki Yalçın, “Tabii rakamsal olarak ekonomik boyutuyla da çok ciddiydi ama Japonya zaten modellenen bir yerdi, hepimizin algısı içindeydi. Japonya’daki depremin yüksek hasar vermesi zaten hepimizin algılayacağı bir şey ama Yeni Zelanda gibi bir yerde ciddi bir para kaybetmeyi hiç kimse modellemedi. Çünkü o paranın geri dönüşü çok fazla yok, belki 200 sene beklemeleri gerekiyor o parayı tekrar alabilmek için. Bu çok önemliydi tabii, şimdi bunun yansıması geliyor yavaş yavaş” dedi.
Türkiye’de reasürans yenilemelerinde takvim yılının çalıştığını ama dünyada kimi haziranda kiminin eylülde bu anlaşmaları yaptığını ifade eden Yalçın, “Japonya depreminden sonra reasürans fiyatları artacak gibi bir algı oluştu. Aslına baktığınızda hasar olan yerlerde fiyat artışı olması çok normal, ama hasar olmayan yerlerde çok çarpıcı bir fiyat artışı olmadı. Kimi bölgelerde yüzde 5 veya yüzde 10’dur bu oran. Biz daha yenilemeleri yeni yapıyoruz ama ben şahsen çok büyük bir artış beklemiyorum. Maliyet anlamında belki programların kendi içinde bir takım risk dağılımı değişecektir. Şirketlerin taşın altına biraz daha elini sokması istenecektir belki ama maliyet anlamında çok büyük bir fark olmayacak gibi görünüyor. Bu işin bir boyutuydu. Bir de Türkiye açısında reasürans boyutuyla baktığımızda, Türkiye’de biliyorsunuz çok büyük katastrof hasarı olmadı bu sene bizim istatistiklerimiz açısından” dedi.
‘VAN DEPREMİ ASAR YARATMADI’
Sanayi tesislerindeki hasarların sigorta şirketlerine büyük zarara yol açtığını belirten Yalçın, “Van depremi bence sigorta sektörü açısından büyük bir sorun yaratmadı. Orada 2 deprem oldu, bir tanesi ekim ayında bir tanesi de kasım ayında gerçekleşti. Zannediyorum ki ekimdeki depremde 48 milyon lira, kasım ayında da 27 milyon hasar oldu. Toplasanız iki depremi 75 milyon lira gibi bir toplamı var ki ben eminim o rakam da biraz yüksek tutulmuştur” dedi.
MİLLİ RE, ŞİLİ VE JAPONYA’DA HASAR ÖDEDİ
Milli Re’nin temel bir hedefinin yüzde 25’lere ulaşan dış portföy olduğunu kaydeden Yalçın şöyle devam etti: “Bu çerçevede biz yurtdışından iş kabul etmeye başladık. Bu çerçevede mesela Şili depremiyle ilgili belki 5–6 milyon dolarlık hasar oluşmuştur. Yeni Zelenda ve Japonya depremi çok yeni, rakamları daha yeni yeni oluşturuluyor bizim kısımla ilgili ama bunlar tabii bahsettiğim rakamlar içinde noktadır; bunlar bizim için önemli rakamlar değil. Şöyle belki örnek vermek gerekebilir; bütün Japonya depreminde aldığımız hasar, belki burada aldığımız bir büyük risk hasarının tamamına yakın bir şey. Yani bu tip şeyler çok normaldir, bunu her zaman söylüyorum. Bu reasüransın doğasında var, tabii ki doğal afet olacak katastrof olacak ama doğru fiyatlayıp doğru seçmek gerekiyor.” sigortacı

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)