Ray Sigorta’da yeni dönem nasıl olacak?

Şirketin teknolojik altyapısını yenilediklerini belirten Şişmanoğlu; “Amacımız acentelerin işini kolaylaştırmak” dedi. Ray Sigorta Genel Müdürü Levent Şişmanoğlu, önümüzdeki dönemde öncelikle, daha önce başlatılan Vienna Insurance Group’la aynı dili konuşma sürecini tamamlayacaklarını söyledi. Ray Sigorta teknolojik altyapısının acentelerin işlerini kolaylaştırmak üzere yenilendiğini belirten Şişmanoğlu, “Acentelerimizin poliçe yenilemelerine sahip çıkmaları ve yenileme oranlarını yükseltmeleri için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu. Ray Sigorta Genel Müdürlüğü’ne atanmasının ardından gazetemize açıklamalarda bulunan Şişmanoğlu şu değerlendirmeyi yaptı: “Öncelikle; geçmişte başladığımız Ray Sigorta’nın iş yapısı ve analiz yöntemlerinin Vienna Insurance Group’un 23 ülkede, yaklaşık 23,000 çalışanla gerçekleştirdiği iş yapış ve analiz yöntemleriyle benzeşmesini sağlamak gibi bir amacımız var. Bu, bir günde yapılacak bir şey değil. Öncelikle; bu iş yapış biçimlerini birleştirme, aynı dili konuşabilme, bir riski tanımlarken tek bir cümlede tanımladığımızda; Macaristan’daki meslektaşımızın veya Polonya’daki meslektaşımızın bizi anında anlaması gibi bir hedefimiz var. İletişim dilini sağlamak belli bir zaman alıyor. Ray Sigorta’nın kendi özelinde var olan tüm departmanlar arası iletişimi, birimler arası iletişimi, bölge-genel müdürlük, acente-bölge-genel müdürlük iletişimini çok daha etkin ve çok daha hızlı hale getirmemiz gerekiyor. Sigorta sektöründe bir şirketin en büyük varlığı teknik karşılıklarıdır. Ray Sigorta olarak bu varlığa sahibiz ve geliştiriyoruz. Bunlar bizim önümüzde bekleyen temel konular.” ‘BİLGİ İŞLEM ÇOK ÖNEMLİ’ “Personelin arasındaki iletişimi de süratle geliştirmemiz gerekiyor” diyen Levent Şişmanoğlu şöyle devam etti: “Bir başka konu da bilgi işlem sistemlerinin güvenliği, sürati ve verimliliği. Bugüne dek destek birimi olarak algılanan, şimdiye kadar da öyle düşünülen bilgi işlem sistemleri, bu çağda artık destek birimi değil, asıl iş. Onun sayesinde satış yapıyorsunuz. Bilgi işlem sisteminiz sizin satış performansınızı bile arttırabiliyor. Bilgi işlem sistemimizi daha da geliştirmek için gerekli çabayı gösteriyoruz.” ‘ÜÇ YÜZÜ KESKİN BIÇAK’ KASKO Kasko sigortalarında yaşanan teknik zararı “keskin bıçak” olarak tanımlayan Levent Şişmanoğlu şunları söyledi: “Özellikle geçen yıl araç satışlarının düştüğü dönemlerde motor branşı araç kıymetleri, Birliğin yayınladığı araç değer listeleri analizinde çok bariz düştü. Bu sene artış olmasa da daha toparlanmış bir araç değer listesi görüyoruz. Dolayısıyla bu sene o düşüşün tersine bir toparlanma olduğu için bir parça daha iyi primler aldık. Geçen yıl sektörde şirketler; hasar adetleri arttı/azaldı gibi bir değerlendirme yapmadan, aynı bir önceki yılın kaza frekanslarıyla devam etseler bile kasko portföylerinde yüzde 10 daha az prim aldılar, yüzde 15 daha fazla hasar ödediler. Ben buna iki ucu keskin bıçak diyorum. Geçen sene biz bu bıçağa girdik. Buna ilave olarak da çok düşük risk grupları, yani çok az hasar yapan segmentler fayda maliyet analizi yaptıklarında kasko yaptırmamayı tercih ettiler. Çünkü onlar 6 -7 yılda bir hasar alıyorlar. Oysa sektör ortalamasında müşteriye 2 yılda bir hasar ödeniyor. Tabii ki en iyi müşteriler 6- 7 yılda bir hasar alan ve mum yakıp arayacağınız müşteriler. Ve biz bu müşterileri geçen sene kaybettik. Poliçelerini yenilemediler. Bu, sektörde sigortalı kalmaya devam eden portföyün kaza frekanslarını daha da artırdı. Bu, 3 yüzü keskin bıçak oldu artık. Artık iki ucundan değil 3 yüzünden kesiyordu bıçak geçen sene.” 2010 yılının ilk 6 ayında araç satışlarının bir parça toparlanmasıyla düşük risk grubunda sayılan müşterilerin kasko havuzuna yeniden katıldığını belirten Şişmanoğlu, “Bu, frekansları düşürücü etki yaptı, bu sene ortalama hasar şiddetinin enflasyon kadar arttığını gördük. Ama bu sene geçen senenin de acısıyla sigorta sektörünün kısım kısım zam yaptığını, değişen oranlarda zamlar yaparak çarpanlarını arttırdığını da gördük. Bu da ortalama primlerde yüzde 8 ile yüzde 10 arasında artış yarattı” dedi. ‘TRAFİK PORTFÖYÜNÜ YENİDEN ŞEKİLLENDİRDİK’ Kaskonun sektörün kar ve zararını etkileyen belirleyici bir branş olduğunu ifade eden Şişmanoğlu, “Biz Ray Sigorta olarak 2008-2009’da trafik branşında yapılabilecek zararları yaptık. Çünkü portföyümüzü yeniden şekillendirmiştik. Göreceli fiyatlarımızı risk gruplarına ve illere, yaş segmentlerine göre ayırıp buna uygun fiyatlama yaptığımız için bir kısım pahalı kaldığımız yerleri kaybettik, uygun fiyatladığımız yerlerde çoğaldık. Biz bunları yaparken tabii ki portföyümüzü büyütmemeyi göze almıştık. Yaklaşık 4 seneden beri trafik branşındaki primimizi arttırmadık. Bu yıl özellikle trafik branşında çok rahat ettiğimiz bir dönemdeyiz. Bu yıl sektörün trafik branşında çok rahat etmediğini biliyoruz. Trafik branşında portföyümüzü büyütmemiş olmanın veya istediğimiz yerlerde daha çok portföy oluşturmuş olmanın rahatlığıyla çok daha rahat düşünebiliyoruz. Bunun sonucunda sene sonunda trafik branşında başabaşı öngörebiliyoruz. Kaskoda ise başabaşa çok yakın bir noktada ama muhtemelen negatif bir noktada bitirebileceğimizi öngörebiliyoruz” diye konuştu. Ray Sigorta Genel Müdürü Levent Şişmanoğlu, kasko ve trafiğin geleceği ile ilgili olarak da şu değerlendirmeyi yaptı: “Sektörde bu negatif oluşum devam edecek; hem kaskoda hem trafikte bilançoları olumsuz etkileyecek. Hiçbir şirketin genel giderlerini kasko ve trafikte karşılayabilecek sonuçlar elde edebileceğini düşünmüyorum. Türkiye açısından bu senenin ilk 6 ayı geçen senenin ilk 6 ayı ile karşılaştırıldığında toplamda çok ciddi bir büyüme var. İkinci 6 ayını geçen senenin ikinci yarısı ile karşılaştırdığımızda ise böyle bir büyüme beklemiyoruz. Çünkü geçen senenin ikinci yarısı çok kötü değildi. Dolayısıyla bu sene baz etkisiyle ilerlemenin olmayacağını düşünüyoruz. Oysa biz hep biliyoruz, hasar maliyetlerimiz asgari enflasyon kadar artıyor. Biz bunu sağlayacak büyümeleri ortalama primlerdeki artışlarla temin etmek zorundayız.” ‘HEDEFİMİZ ACENTE VERİMLİLİĞİNİ ARTTIRMAK’ Ray Sigorta’nın üretiminin yüzde 78’ini acenteler kanalıyla yaptığını belirten Şişmanoğlu şunları söyledi: “Eski bir acente sahibi olarak, hayatı nelerin kolaylaştırdığını veya zorlaştırdığını bilen birisiyim. Yeni poliçe tanzim ederken üstlenilen maliyetle, poliçe yenileme maliyetinin farklı olduğunu biliyorum. İlk defa bir poliçeyi yaparken; müşteriye defalarca gider, teklif verir, revizyon yapar, riski tespit etmeye çalışırsınız. Ama poliçe yenilerken bu kadar büyük maliyeti ne acente ne sigorta şirketi yaşamaz. Acentelerimizin poliçe yenilemelerine sahip çıkmaları ve yenileme oranlarını yükseltmelerine, maliyetlerini azaltmalarına çalışıyoruz. Sanal pos uygulaması ile tahsilat için defalarca bir müşteriye gitmelerini engellemek için çalışıyoruz. Poliçeyi tanzim ettikten sonra ödemeyi sanal pos sistemiyle taksit kartlarından çekiyorlar, bir daha o poliçe tahsilatıyla ilgilenmiyorlar. Bütün bunlar verimlilik arttırıcı çalışmalar.” sigortacı gazetesi