Rahmi Koç'un bilinmeyen yönü

Türk işadamları arasında tatil kültürü Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç ile başladı dersek kimseye haksızlık etmiş olur muyum diye düşündüm bu satırları yazarken. Merhum Vehbi Koç, tatillerini ailesiyle birlikte Erdek’te geçirirdi. Hatta, 1983 yılında verdiği bir röportajda, 15 yıldır tatil için Erdek’i tercih ettiğini vurgulayarak, “Burası hem ucuz hem güzel. Avrupa’da tatil yapacak kadar zengin değilim” demişti.
Milliyet'in haberine göre, tatil kültürünü ailesinden alan Rahmi Koç da sonraki yıllarda renkli pantolonları, şapkaları, yakasındaki eksik etmediği kırmızı karanfili, centilmen İngiliz tarzıyla Ayvalık’tan, Bodrum’dan, gazete sayfalarına yansıyan fotoğraflarıyla görsel belleğimize yerleşti. Formel hayatın dışında gördüğümüz ilk işadamı oldu. İşadamının kendisini yenilemesi, hobiler geliştirmesi, tatil yapması gerektiğini bu pozlarla öğretti Türk iş dünyasına. Bu konuda da liderlik yaptı.
2004 yılında 40 metrelik yatı Nazenin IV ile çıktığı ve iki yıl süren dünya turu, herkese, “Ülkenin en önemli gruplarından birinin beyni de olsa insan kendini önce doğada var etmeyi bilmeli” dedirtti. Şimdilerde de Alaska seyahatiyle gündemde. Bu anlamda da öncü olduğunu söyleyip hakkını teslim etmek lazım.

En büyük hobisi tekneler
Bir deniz tutkunu olan, Kurucusu ve Onursal Başkanı olduğu DenizTemiz TURMEPA’yla denizlerimizin temizlenmesini misyon edinen Rahmi Koç’un hobisi de teknecilik. Tatillerini tekne de geçiriyor. Ayvalık, Bodrum, Göcek, Kalkan koylarına demirliyor zaman zaman. Bu arada, Rahmi Koç’un kişisel çabalarıyla hayata geçen TURMEPA özellikle Göcek-Dalaman, Saros koylarının temizlenmesine katkıda bulundu. Bu anlamda sivil toplum kuruluşlarının önemini de Türkiye Koç ile öğrendi diyebiliriz.

Yılda 400 kilometre yüzüyor
Rahmi Koç, eski tekneleri alıp restore ettirmekten büyük bir keyif alıyor. Tekneyle Ege, Akdeniz, kendi deyimiyle deniz olan her yere demir atıyor.
Deniz, Rahmi Koç için bir yaşam biçimi. Stresi atmak, zinde kalmak için gün içinde bir şekilde mutlaka su ile temas ediyor. Rahmi Koç hiç aksatmadan her gün bir saat yüzüyor. Yazın bazen günde iki kilometre de yüzüyor. Yaptığı bir hesaba göre Rahmi Koç yılda net 400 kilometre yüzüyor. Tekne ve denizcilik dışındaki diğer büyük hobisi ise antikalar. Dünyanın dört bir yanından topladığı antikaları var. New York, Londra, İtalya’ya yaptığı seyahatlerde ilk işi antikacılara uğramak. Rahmi Koç aynı zamanda iş bağlantıları geliştirmede eşsiz bir hobi olan golfü Türkiye’de oynayan ilk işadamlarından.

 ALASKA’DA BALIK AVLADI
Rahmi Koç’un son olarak seyahat ettiği ve balık avına çıktığı Alaska, (Amerika’nın en büyük buna rağmen en seyrek nüfuslu eyalati) doğal güzellikleriyle öne çıkan el değmemiş devasa bir bölge. Rahmi Koç’un uzun bir süredir programladığı Alaska seyahati dünyada en inanılmaz balık tutma deneyimlerinden birini yaşatıyor. Koç da bu deneyimi yaşadı. Alaska’da okyanus, nehirler ve göller somon, alabalık ve kalkan türü büyük balıklarla kaynıyor. Bölgede deniz uçakları ve teknelerle ulaşım sağlanıyor. Doğal ormanların içinde kütük ev tarzı otellerde konaklanıyor. Koç, doğayla baş başa kaldığı Alaska seyahatinde de alışkanlıklarını devam ettirerek notlar tuttu.

 Ayvalık için çok ‘çalıştı’
Rahmi Koç da tatil mekanı olarak Ayvalık’ı mesken tutanlardan. Hem de yıllar öncesinden... Ayvalık’ın tanınmasında, yabancıların tatil destinasyonları arasına girmesinde büyük katkısı var. Beldedeki harabe hale gelmiş tarihi eserlerin kazandırılması için büyük çaba gösteren
Rahmi Koç tatillerini Ayvalık’ta geçiriyor. Rahmi Koç son olarak, Ayvalık Cunda’da sadece temellerini bulabildikleri Agios Yannis Kilisesi’ni restore ettirmiş, Muhtar Kent’in babası Necdet Kent’in adına kütüphaneye dönüştürerek halkın hizmetine açmıştı.
Koç, Türkiye’nin dünyada tanıtımının en çok sanat ve kültür üzerinden olacağına inandığından olsa gerek, Koç Holding’in bu alandaki sponsorlukları yurtdışına kadar uzandı. Her yıl 4.5 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlayan New York Metropolitan’da İslami Eserler Bölümü Koç’un bağışı sayesinde açıldı. Koç Ailesi’nin adının 75 yıl süreyle yazılı kalacağı 2 galeride Osmanlı’nın en parlak döneminin eserleri sergileniyor.
Batılıların Muhteşem Süleyman olarak tanımladığı Kanuni Sultan Süleyman dönemi eserlerinin ağırlık kazandığı Koç Ailesi Galerisi’nde halılar, kumaşlar ve Osmanlı Saray sanat eserleri var. Burada bir parantez de Koç Holding’in ana sponsoru olduğu Uluslararası İstanbul Bienali için açmak lazım. Zira, Bienal tek başına her yıl binlerce yabancının Türkiye’ye gelip İstanbul’u görmesine vesile oluyor.