Kredi kartı borçlarını ödemekte zorlananların başvurduğu kanun dışı yollar bir bir kapanıyor. Malum, bu konuda en çok izlenen yollardan biri, özellikle KDV’nin olmadığı altın ve kontör satışlarıydı. Nakit paraya sıkışanlar ya da kredi kartı borcunu ödemekte zorlananlar, bazı kuyumcu ya da kontör satan dükkanlara gidiyor, sanki altın ya da kontör almış gibi POS’tan işlem yaptırıyor, komisyonunu peşin ödedikten sonra taksitle geri ödüyorlardı.
Ancak Hürriyet yazarı, vergi uzmanı Şükrü Kızılot, artık bu işi o kadar kolay yapılamayacağına dikkat çekiyor. İşte Şükrü Hoca’nın Yargıtay kararından yola çıkarak köşesine taşıdığı önemli uyarılar:
Son zamanlarda giderek yaygınlaşan, “kredi kartı ile para satma” olayında, “zincirleme şekilde tefecilik suçu işlendiği” gerekçesiyle Türkiye genelinde “hapis cezaları” artmaya başladı.
Halk arasında “POS tefecilik” olarak adlandırılan bu fiiller nedeniyle verilen hapis cezaları, Yargıtay’ca da onaylanıyor.
KUYUMCU VE KONTÖR BAYİLERİ
Banka kredi kartı borcunu ödemek ya da ihtiyaç duyduğu parayı sağlamak isteyen Mustafa Bey, örneğin 5 bin liraya olan ihtiyacı için:
- Kuyumcuya gidiyor. Kuyumcu Mustafa Bey’in kredi kartından POS cihazı ile 12 taksitte ödenecek şekilde 6 bin lira çekiyor. 5 bin lirasını Mustafa Bey’e veriyor.
Ayrıca 6 bin liralık altın satmış gibi “altın satış faturası” düzenliyor.
- Kontör satan dükkanda da kuyumcudaki uygulamanın benzeri yapılıyor. Ancak 6 bin liranın karşılığı kontör satılmış gibi “kontör satış faturası” düzenliyor. 10 bin ya da 20 bin liralık satış için de benzeri işlem yapılıyor.
Her iki satışta da KDV olmadığı için özellikle altın ve kontör tercih ediliyor.
Olaya baktığınızda, Mustafa Bey altın almış ya da kontör almış gözüküyor.
Faturası da düzenlenmiş, sanki sorun yok gibi!
Oysa gerçekte böyle bir satış yok. Kuşkusuz, bu işlemi herkes yapmıyor. Bazı kuyumcu ve kontör satıcıları “kelle koltukta” bu yola başvuruyorlar.
NİÇİN KELLE KOLTUKTA?
Gerçekte altın satışı veya kontör satışı olmadığı halde, satılmış gibi düzenlenen fatura, “sahte belge” olarak kabul ediliyor. Bunun yaptırımı da:
1) “Gelir veya kurumlar Vergisi” ve vergilerin üç katı “kaçakçılık” cezası.
2) Aradaki bin liralık “komisyonun” KDV’si ve üç kat cezası,
3) Üç yıldan beş yıla kadar “hapis” cezası.
Maliye, bir süredir kuyumcu ve kontör satanları inceliyor. İncelenmeyenler de sırada…
Vergi müfettişi için olayı çözmek çok kolay.
Kontör satışlarına bakıyor; kimine 5, kimine 15 bin liralık kontör satmış. Kontör satışları hep yüklü tutarlar. Normalde 20 liralık ya da 50 liralık kontör almaları gereken ve içlerinde odacı, kapıcı, sekreter, tezgahtar, şoför vb düşük gelir grubunda olan kişilerin de olduğu alıcıları çağırıp soruyor;
- Arkadaş sen 10 bin liralık kontör almışsın. Bu nedir?
Karşı taraf, “sahte belge ve hapis cezasını” da duyunca;
- Efendim paraya ihtiyacım vardı. Kartımdan 12 taksitte 6 bin lira çekildi. 5 bin lirası bana verildi diye ifade veriyor.
Benzer sorgulama, “altın aldı” gözükenlerde de yapılıyor.
Banka hesapları, para trafiği, işyerinin özelliği, satıcının ifadesi vs alınarak olay ortaya çıkarılıyor.
TEFECİLİK SUÇU
Olay yukarıdakilerle de bitmiyor. Satıcı ayrıca “tefecilik suçu işlemiş” sayılıyor.
Satıcıya bir de “2 yıldan 5 yıla kadar hapis” ve 500 bin lira para cezası uygulanıyor.
YARGITAY KARARI
Yargıtay, buradaki “tefecilik ve hapis suçu” uygulamasını onaylıyor. Bir karara göre;
“....Sanık, vergi kaydına göre kuyumcu ve kontör ticareti yapıyor gözüküyor. İşyerinde ani baskın sonucu yapılan aramada, altın ve kontöre rastlanmıyor. Sanığın işyerinde herhangi bir alışveriş yapılmadığı halde, alışveriş yapılmış gibi kendilerine para ihtiyacı nedeniyle başvuran kişilere ait kredi kartları ve pos cihazları aracılığıyla, kendi komisyonları da eklenerek borç verme işleminde “zincirleme şekilde TEFECİLİK suçu işlendiği” sonucuna varılmıştır (Yargıtay 5. Ceza D.29.04.2013 tarih ve E.2012/7317,K.2013/3989)
Görüldüğü gibi olay son derece ciddi.
KART FAİZLERİ İNMELİ
Hürriyet okuyucularından aldığımız e-postalarda özetle;
“Tamam, olay yanlış. Bunu anlıyoruz ama ‘POS tefeci’ denilen kişiler, bankanın yarısı kadar
faiz alıyorlar. Bu çözülmezse, biz yine aynen devam ederiz” diyorlar. Onlar da kendi açılarından haklılar.
Bu olaya “kalıcı çözüm” bulunması için;
1. Banka kredi kartı borcunu ödeyemeyenlere (kamuya olan borçlara uygulanan gecikme zammı oranını aşmayacak şekilde) “faiz oranının düşürülmesi”,
2. Kredi kartı borcunu ödeyemeyenlere, aylık yüzde 1.20 civarında “tüketici kredisi kullandırmanın” uygulanması ve bu krediyi kullanmanın kolaylaştırılması,
3. Dün ayrıntılı yazdığımız gibi 1.6 milyon borçluya “Kredi Kartı Barışı” çıkartılması, yoluna gidilmeli.