Piyasaları yeni haftada neler bekliyor?
Zaman gazetesinden Selim Işıklar köşesinde hayli hareketli geçen bir haftanın sonrasında piyasaya dair önemli değerlendirmelerde bulun
Zaman gazetesinden Selim Işıklar bugünkü köşesinde hayli gergin ve hareketli geçen bir haftanın sonrasında piyasaya dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Işıklar, dolar ve BİST beklentilerini kaleme aldı...
İşte o yazı;
Borsa mayıs ayında dolar bazında rekor kırarken lira bazında 93 bin puana kadar yükselmişti.
Tahvil fiyatlarındaki yükseliş ve yabancı yatırımcıların not artışını fırsat bilerek satışa geçmelerinin ardından Gezi olaylarının başlamasıyla Borsa hızla 70 bin puana kadar gerilemişti. Geçen hafta açıklanan Amerika Merkez Bankası (FED) temmuz ayı tutanakları sonrası yabancı satışlarının hız kazanmasıyla borsa, 70 bin puanı aşağı doğru kırdı. Bu noktanın kırılmasıyla endeks hızla 67 bin puan sınırına kadar geriledi. Yabancıların haziranda başlayan satışlarına benzeyen yüksek sayılabilecek satış emirleri 70 bin puanın kırılmasında etkili oldu.
Şimdi teknik göstergelerin ‘sat’ sinyali üretmesiyle yeni dip arayışına giren endeksin 65-66 bin seviyelerinde destek bularak 70 bin noktasını direnç yapması beklenebilir. Borsa’nın hassas olduğu konularda bir değişim yaşanmazsa yükselişlerin satış fırsatı olarak kullanılacağı yeni bir sürece girmekteyiz. FED’in, para politikalarında gevşemeden sıkılaştırmaya doğru gitmesi an meselesi. Bu konu, biraz abartılarak gelişmekte olan piyasaların üstüne adeta karabasan gibi çöktü. Amerika Merkez Bankası’nın alacağı karar belki de gelişmekte olan piyasaları ilk anda etkilese de, verilecek karar sonrası borsaların toparlanması sürpriz olmayacaktır. Dolar bazında her geçen gün ucuzlamasına karşın, şirketlerin kur zararlarıyla fiyat kazanç oranlarının yükselmesi, satış baskısında bir süre daha etkili olmaya devam edecek.
Borsa’da döviz zengini şirketler ise eylül sonunda kurun bu seviyelerde ya da daha yüksek olması halinde ciddi kârlar yazacak. Tahvil fiyatlarındaki yükseliş, bankacılık sektörü kârlılığını etkileyecek kararlar, endeks üzerinde olumsuz yönde etkileyen diğer yan faktörler. Diğer bir husus ise iç ve dış siyasetteki gelişmeler. Yaklaşan eylül ayı, psikolojik olarak piyasalarda gerilim oluşturuyor. Paranın yön değiştirmesi ya da bu yönde algının oluşması, Borsa’da beklentilerin olmayışı, endekste büyük bir rallinin olmayacağı kanaati uyandırıyor. Hatta zaman zaman sert düşüş hareketleri bile beklenebilir. Bu son 5 yılın düzeltmesi. Dip arayışı, fiyatların kelepir olduğu ve dolar bazında endeksin bir önceki dip seviyeleri olan 26-27 bin dolar seviyelerine gerilemesiyle son bulabilir.
70 bin yukarı kırılmadığı sürece endeks yeni bir bant oluşturarak dengesini bulacaktır. Benzetmek gerekirse 2006 yılındaki düşüş gibi bir trend içindeyiz. Son 12 yılda oldukça iyi performans gösteren piyasalarımız, yabancı yatırımcıların kâr satışlarıyla karşı karşıya. Bir süre daha bu olumsuz hava sürer. Ama Avrupa ve ABD piyasalarında çok fazla umudu olmayan para, cazip bulduğu an dönecektir. Borsa’daki sert düşüş, dolardaki tırmanış, yabancılar tarafından fırsat oluşturabilir. Borsa şu an girmek için cazip mi derseniz, kısa vadede hayır ama uzun vadede alım için uygun şartların yakınlaştığını söyleyebilirim. Henüz hisseler tam anlamıyla kelepir sayılmaz.
Dolar, 2 lirayı aşar mı?
Bundan aylar önce sinyallerini vermeye başlayan doların lira karşısında yükseliş eğilimi cuma günü 2 lirayı gün içinde test etmesiyle başka bir boyut kazandı. Dolar 2 liraya ulaşmasına rağmen benzer ülke para birimlerindeki kayıpların daha fazla olduğunu söyleyerek analize başlayalım. Lira 11 yılda dolar karşısında geçen haftaki yükselişi dahil sadece yüzde 24,3 yükselmiş durumda. FED’in güçlenen ekonomik verilerin ardından tahvil alımlarını azaltmaya başlayacak olması tahvil piyasalarında yükselişlere sebep oluyor. ABD 10 yıllık tahvil fiyatları yıl içinde 1,60 seviyelerinden işlem görürken son aylarda hızlı bir yükseliş kaydederek 2,9 seviyelerine hızla yükselince korkulan oldu. Spekülatörlerin gelişmekte olan piyasalarda satışa geçmeleri Brezilya, Hindistan ve Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalarda hem tahvil piyasalarını bozdu, hem de döviz fiyatlarını zıplattı. Brezilya Reali dolar karşısında mart ayından bu yana yüzde 27 gerilerken, Brezilya merkez bankasının dolara 60 milyar dolarlık müdahale kararı sonrası zirve noktasından yüzde 3 geri gelerek cuma gününü kapattı. Dolar/ lira ise 2 liraya kadar yükseldiği günü 1,99 seviyesinden kapattı. Liradaki kayıp şubat ayındaki dip seviyesinden (1,742 ) yüzde 14’ü aşmış durumda. Lira hafta içi 1,973 (dolar/lira paritesi) seviyesinin kırılması ile yükselişini hızlandırdı. Açıkçası son 10 yılda bu tip yükselişlerde sürekli alıştığımız gibi satış gelmezken, ihalelere katılımın yüksek olması dikkat çekiciydi. Uzun vadeli bakıldığında aslında liranın halen dolar karşısında enflasyon dikkate alındığında değerinin üstünde olduğunu kabul etmeliyiz. Yükselişin daha ne kadar süreceği ise ABD’de açıklanacak olumlu bir istihdam verisine ya da enflasyon verisine bağlı. Bu veriler liranın dolar karşısında 2,1-2,2 liraya kadar gerilemesine yol açabilir. Brezilya’da 2001 yılında dalgalı kura geçilirken 1 doların 4 reale kadar yükseldiğini unutmayalım. Eğer Merkez Bankası, müdahalelerinde başarılı olamazsa sıkıntı yaşanabilir.