Piyasa tahvil fiyatları da bu süreçte yüzde 11’lerden yüzde 8,49 seviyesine gerileyerek
faiz indirimine paralel hareket etti. Borsa, bankacılık sektörü hisseleri ile 80 bin puana dayandı. Bankaların kârı geçen yıla göre ilk üç ayda yüzde 25 oranında erimesine rağmen Kuzey Irak petrolü parasının Halk Bankası’nda birikecek olması bu hisse öncülüğünde bankaların değerlenmesini sağladı. Hiç şüphesiz yabancı
banka raporları bu yükselişe katkıda bulunan diğer bir gelişmeydi. Bazı büyük ölçekli yatırım bankaları yeni fiyat hedeflerini açıkladı. Buna göre
banka hisse hedefleri yukarı revize edildi. Alımlar devam edince endeks 79 bin puanı kolaylıkla aştı. Zaman Gazetesi yazarı Selim Işıklar , Türkiye'de hangi gelişmelerin fiyatlandığını ve piyasaları nasıl bir haftanın beklediğini yazdı. İşte o yazı:
Ağustos ayındaki cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi piyasalar oldukça iyimser hareket etmeye devam ediyor. Ancak bazı kuşkular da söz konusu. Düzeltme olmadan yaşanan yükselişlerde olduğu gibi yatırımcılar kâr satışlarının geleceğinden endişe ediyor. Önümüzdeki hafta boyunca çok önemli veriler söz konusu 3 Haziran Salı günü enflasyon rakamları açıklanacak. Nisan ayı enflasyonu oldukça yüksek çıkmıştı. Para politikalarında sert bir
faiz indiriminin gerçekleşmesinin önündeki en büyük engel enflasyon oranındaki yükseklik. Yüzde 9,38 oldukça yüksek bir seviye. Dış ticaret açığında olumu bir seyir izleniyor. İthalattaki azalma ve ihracattaki artış geçen yıla oranla dış ticaret verilerinde bir iyileşmeyi beraberinde getirdi. Bu yıl cari açıkta bir dengelenme söz konusu olacak, ancak bütçede tahminlerin üzerinde bir açıkla karşılaşmak zorunda kalınabilir. Zira her cari açık azalışı olduğu sene bütçede açıklar söz konusu olabiliyor.
Yabancı yatırımcılar mart ayı ortasından bu yana borsadan ilgilerini kesmedi. Dolar bazında düşündüğümüzde geçen yıl 51 bin seviyesinde olan borsa bu son dalga yükselişine rağmen henüz 38 bin dolar seviyesini aşamamış durumda. Gezi olayları sonrasında ve 18 Aralık’ta FED’in tahvil azaltım kararı ile birlikte yüzde 43 değer kaybeden borsa, bu kayıplarının önemli bir kısmını geri almasına rağmen eski zirvesine ulaşması için dolar bazında yüzde 37 daha yükselmesi gerekiyor. Bu noktayı yakalaması için dış piyasaların da yardımcı olması gerekiyor. ABD borsaları zirve noktalarında hareket ediyor. Özellikle ABD bankacılık endeksinin 2007 zirvesini yüzde 20 geçerek 1.919 puana ulaşması diğer borsaları da tetikliyor. Çin ve gelişmekte olan piyasalar henüz ABD’de yaşanan bu sert yükselişlere ayak uyduramadı. Önümüzdeki hafta hem Avrupa Merkez Bankası’nın
Faiz kararı hem de ABD işsizlik ve tarım dışı istihdam verileri haftanın merakla beklenecek dış verileri olacak. Borsa geri çekilse bile beklentiler devam ettiği için dolar bazında 40 bin hedefini gözeterek (84 bin) dalgalanmasını sürdürebilir. Yerel seçimlerin iptal edildiği şehirlerde yeniden yapılacak seçim sonuçları piyasaları hafif de olsa etkileyebilir. Ama şimdilik söylenebilecek şey şu: Yabancı yatırımcılar henüz fiyatların yeterince yükseldiğini düşünmüyorlar ve ABD borsalarındaki yükselişleri görerek Türkiye’yi değerlendirmeye devam ediyorlar.
Gelişen piyasalarda faizler ve enflasyon
Son haftalarda ciddi bir polemik konusu olan Merkez Bankası faiz politikası doğru mu ve diğer ülkelerde faiz ve enflasyon ilişkisi ne durumda? Tabloda görüldüğü gibi Çin ve Brezilya oldukça düşük enflasyona rağmen yüksek bir politika faizi uygularken, Türkiye ve diğer 3 ülkenin politika faizi enflasyon oranına paralel belirlenmiş durumda. Kıyaslama yapacak olursak gelişmiş ülkelerde sıfıra yakın bir faiz uygulaması söz konusu ama enflasyon verileri de oldukça düşük bu ülkelerde. Ve risk algıları önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ülke piyasalarına göre yumuşama yaşıyor. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası politika kurulu eğer 29 Ocak’ta şok faiz artırım kararı vermeseydi dolar o günlerde 2,5 lira seviyesini geçebilir ve sıkıntı devam edebilirdi. Şu an piyasa ortamı daha sakin ve gerilimi düşük olduğu için önümüzdeki toplantılarda da Merkez Bankası faiz indirimine devam edecektir. Ancak unutmayalım, kış aylarında ABD, istihdam açısından olumsuz sayılabilecek gelişmeler yaşadı ve önümüzdeki haftadan itibaren işsizlik oranı ve istihdamda daha olumlu veriler açıklanabilir. Dünya borsalarının zirve noktalarında olması, Avrupa Merkez Bankası’nın faiz kararından sonra gerilimi tırmandırabilir. Önümüzdeki hafta açıklanacak olan mayıs ayı enflasyon verileri, faizlerin yönü hakkında bir fikir verebilir. Şu an Türkiye, enflasyon açısından oldukça yüksek bir noktada ve hedeflerden bir hayli uzak. Enflasyon faiz ilişkisinde paralel bir seyir var. Politika faizi 9,5, enflasyon 9,38. Enflasyonun düşmesi için hem doların gerilemesi hem de enflasyona neden olan ürünlerin fiyatlarının düşmesi gerekiyor. Brezilya ve Çin Merkez bankaları düşük enflasyona rağmen neden yüksek faiz uyguluyor, bunu biraz incelemek gerekir.