Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Bu hafta açıklanacak veriler piyasaları hareketlendirecek. Gözler özellikle Fed’in yakından izlediği ABD istihdamında olacak. Dolar, borsa rakamları takip edecek
Birleşmiş Milletler Genel Konseyi; Suriye’de 30 günlük ateşkes ilanı konusunda bir karar almış durumda. Bu karar Doğu Guta’da ve İdlib’deki rejim güçlerinin saldırılarının durdurulması başta olmak üzere “vakit geçirmeksizin” ateşkesin başlaması yönünde bir karar. Ancak bu kararın ne zaman başlayacağı, ateşkesi denetleyecek BM güçlerinin bölgeye intikal edip, etmeyecekleri; etmeyeceklerse bu görevi kimin ya da kimlerin üstleneceği netlik kazanmış değil.
Ancak bu kararın çıkmasında Rusya’nın onayı önemli görünüyor. Suriye hava sahasının kontrolünü elinde bulunduran, Afrin harekatımızın bir anlamda hızını kontrol eden Rusya’nın geçtiğimiz haftalarda Dışişleri Bakanı Lavrov aracılığıyla Türkiye’ye “Esad ile görüşün” demesinin ardında yatan başka stratejik adımlar varmış. BM kararından politika yapıcılarımızın haberdar olduğu varsayımı ile bu konuda herhangi bir adım atılmamış olması basit şekilde bu kararın bizim harekatımızı ilgilendirmediği şeklinde yorumlanabilir. Nitekim, karar sonrasındaki resmi açıklamada BM kararının “terörist” olarak tanımlanan tarafları içermediği şeklindeki yorum sonrasında yapılan açıklamalardan, Afrin’deki harekatın devam edeceği anlaşılıyor.
Ancak bu konunun politika yapıcıları tarafından dikkatle ve yeniden değerlendirilmesinde fayda var. Zira BM Güvenlik Konseyi kararı genel bir ateşkes çağrısını içeriyor ve içinde Afrin özel olarak geçmese de bizim harekatımızı da kapsıyor olabilir (Diplomasi ve istihbarat çevresi farklı yorumlayabilir) veya gelecekte aleyhimize “delil” olarak kullanılabilecek bir durum hasıl olabilir.
İyimserlik depreşir mi?
Eğer bu karara biz de “katılacak” olur isek; şimdiye kadar atılan adımlar bir anlamda işe yaramaz hale gelebilir. Diğer yandan karara katılmaz ve ‘yolumuza devam’ edecek olur isek bu durumda Rusya ve belki de ABD ile karşı karşıya kalabiliriz. Diğer yandan Rusya’nın hava sahasını kapattığı (ki Rusya Güvenlik Konseyi daimi üyesidir) bir durumda sadece karadan yürütülecek bir harekatın ne denli başarılı olacağını sorgulamak için askeri strateji uzmanı olmaya gerek yok. “Yeniden dostumuz” gibi davranan Rusya’nın neden bu yolu izlemiş olacağı da çok iyi analiz edilmelidir.
Bu karar öncesinde Cumhurbaşkanı’nın yaptığı konuşmada “Sefer görev emri olanlar göreve hazır olsunlar. Ama şu anda ihtiyaç yok” şeklindeki söylemi sonrasında seferberlik görev emri sorgulama nedeniyle e-devlet linki kilitleniyor. Akıllara “Yarım milyondan fazla profesyonel askere sahip ordusu olan ülke; sınırlı bir terörle mücadele için seferberlik mi ilan edecek yoksa bilmediğimiz bir şeyler mi var?” sorusu akıllara geliyor. Belki de ‘kürsü heyecanı’ ile yapılan bu konuşma sosyal medyada hareketliliği artırmış.
Bu iki faktör bir araya geldiğinde; finansal piyasaların bundan tedirgin olması ihtimali hiç de az değil. Kısa vadede geçtiğimiz hafta küresel piyasalardaki iyimser kapanış haftanın başında bizdeki iyimserliği de depreştirebilir. Ancak BM kararı başta olmak üzere bölgeye yönelik adımlar bundan sonra daha da kritikleşecek ve uluslararası kamuoyunun söylediklerini yeniden değerlendirmeyip, kafamıza göre takılacak olursak ileride çok daha ciddi açmazlarla karşı karşıya kalabiliriz.
Yeni Fed Başkanı şahin mi olacak?
Salı günü ilk kez Temsilciler Meclisi Finansal Servisler Komitesi önünde “sahne alacak” yeni Fed Başkanı Jerome Powell... Piyasalara bu yıl 3 veya 4 faiz artışı yapılıp yapılmayacağına vurgu yapıp, yapmayacağına bakılacak. Ha keza bu Bej Kitap için de geçerli...
Powell’ın bu konuşması belki çok önemli olmayacak. Ancak 20-21 Mart tarihlerinde gerçekleştirilecek FOMC toplantısında yaptıkları, sonrasındaki basın toplantısında söyledikleri çok daha dikkatle izlenecek. Tabii ki her yeni merkez bankası başkanı gibi Powell da piyasalar tarafından çok da uzak olmayan bir gelecekte; bir ara teste tabi tutulacaktır.
Dolar/TL’de 3.81 aşılır mı?
Bizim piyasalarımız BM Güvenlik Konseyi kararına olumlu yönünden bakmaya çalışabilir. Ancak bunun çok da “işe yarar” bir tavır olacağını sanmıyorum. Zira önümüzdeki 30 günlük süre yepyeni bir belirsizlik demek. Bu durumda dolar/TL kurunda; paritedeki gelişmelerden bağımsız; aşağı yönlü potansiyelin azaldığını, yukarı yönlü potansiyelin arttığını düşünüyorum.
Geçtiğimiz haftayı 3.7910 seviyesi ile 3.7840’daki BHO’nın üzerinde kapatan dolar/TL kurunun bu hafta içinde kısa vadeli direnci olan 3.8180, bu seviye aşılırsa da 3.8410 seviyelerine yükselmesi ihtimali artacak. Parite kaynaklı (Yeniden 1.2450’lerin üzerine çıkılmadıkça) önemli bir hamle olmadığı takdirde 3.7550 seviyesinin de altına inebilecek bir hareket beklemiyorum.
Verisi bol bir hafta
Bu hafta ABD’den bir çok veri gelecek. Çarşamba günü; işsizlik başvuruları (Geçen ay 222 bin artış açıklanırken, beklenti 226 bin olmuş), “Bej Kitap-Beige Book” ve geçtiğimiz hafta beklentilerin çok altında kalan petrol piyasasına dair stoklar açıklanacak. Perşembe günü Richmond Fed’in İmalat ve Hizmet beklenti anketi açıklanacak. Bizde de Şubat ayı Satın Alma yöneticileri (PMI) verileri duyurulacak. Ancak hiçbiri Cuma günü açıklanacak Tarım Dışı İstihdam (TDİ) verisi kadar dikkatle izlenmeyecek. Ocak ayında 200 bin kişi artış gösteren TDİ’ın 180 bin kişi artması bekleniyor. Verinin bu minvalde (+/- 10 bin) gelmesi büyük ihtimalle piyasalarca pek de fazla dikkate alınmayacaktır. 200 bin kişinin üzerindeki bir artış, piyasalar için negatif, 170 binin altındaki bir artış Fed’in (Powell net bir şey söylememiş ise ne demiş fark etmeyecek) ikiden fazla faiz artışına gidemeyeceği düşüncesiyle piyasalar olumlu hareket edecektir.
Borsada iniş çıkış sürer mi?
Dolar/TL ile ilgili yorumumda bahsettiğim gibi, BM kararı 30 günlük bir süreden bahsediyor. Bu da bir başka endişe kaynağı zira piyasalar yine bir bekleme havasına girebilir.
BIST cephesinde eğer Suriye’deki ateşkes meselesi olumsuz yorumlanırsa ilk aşamada geçtiğimiz Cuma günü geride bıraktığımız 116.841 ile 117.031 arasındaki “boşluk” kapanacaktır. Sonrasında 115.350-500 bandına doğru bir geri çekilme yaşanabilir. Bu seviyelerin altındaki bir günlük kapanış, 113.900 seviyelerini resmin içine sokacaktır.
Yok eğer BM kararı “yok hükmündedir” şeklinde algılanır/algılatılırsa o zaman da yukarıda (Geride bıraktığımız boşluk kapanmadan) 119.800-120.400 bandını hedeflenecektir.
Borsada okeye devam. Ülke kriz içinde herkes borçlu ama büyük şirketler karda.
Obo var borsa çok tehlikeli balon
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.