Amerikan Merkez Bankası (FED), uzun süredir ötelenen
faiz artışını gerçekleştirme üzere toplanıyor. Erdal Sağlam, Hürriyet'teki köşesinde, Fed'in
faiz artırımı sonrası iç piyasada Merkez Bankası'ndan hangi adımların beklendiğini yazdı.
İşte Sağlam'ın o yazısı:
Başbakan Davutoğlu FED'in
Faiz artışının Türkiye ekonomisinde travmatik bir etkisinin olmayacağını söyledi.
Bankacıların önemli bölümü Merkez’in önümüzdeki hafta hareketsiz kalmayacağını, taban ve politika faizinde yarım ile 1 puan arasında bir artırıma gideceğini tahmin ediyor.
Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) faiz artışı kesinleşirken bu kez de iç piyasaları “Merkez Bankası karar almakta gecikirse” tedirginliği sardı. FED kararına zamanında faiz tepkisi verilmemesi halinde, daha sonradan çok daha yüksek oranlı faiz artışları yapmak zorunda kalınacağından korkuluyor.
Burada önemli olan Merkez Bankası’nın bağımsız karar alıp alamayacağı, bunun da göstergesi önümüzdeki haftaki faiz artış kararı olacak. Volatilitenin çok yüksek olduğu bir iç piyasa hareketi gözlenirken, dün Başbakan Ahmet Davutoğlu konuyla ilgili piyasaları sakinleştirme amaçlı bir konuşma yaptı. Davutoğlu FED’in uykularını kaçıran konulardan biri olduğunu belirtirken, “FED’in faiz artışının Türkiye ekonomisi üzerinde travmatik bir etkisi olmayacağını” iddia etti. Başbakan Davutoğlu “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası araçsal bağımsızlık yönünden gerekli adımları atar” dedi. Başbakan yanı sıra piyasalara güven vermek için, mali disiplinden taviz vermeyeceklerini, 2017 yılı bütçesinin fazla vereceğini de söyledi.
Aslına bakarsanız piyasalarda Başbakan Davutoğlu’nun Merkez Bankası’nın özerk karar alma mekanizmasına karışmayacağı yönünde yaygın bir kanı var. Asıl merak edilen ise Cumhur-başkanı’nın bir haftalık sürede faiz konusunda konuşup konuşmayacağı.
Dün bazı piyasa uzmanları ile görüştüm. Çoğunluk içinden geçmekte olduğumuz hassas dönem nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu kez faiz konusuna müdahil olmasını beklemiyor.
Peki Merkez Bankası özerk karar alırsa FED faiz artışının ardından ne karar alır? Piyasa oyuncuları Merkez Bankası’nın faiz artırmak zorunda olduğunu, önemli olanın kaç puanlık artırım yapıp, uygulamada ne yapacağı olduğunu söylüyorlar. Bankacıların önemli bir bölümü Merkez’in önümüzdeki hafta “taban faizi ve politika faizinde yarım ile 1 puan arasında bir faiz artırımına gideceğini” tahmin ediyor. Ne kadar hareketsiz kalma ihtimalinden korkulsa de en azından bu artışın yapılacağı söyleniyor. Bu arada Merkez Bankası Başkanı Başçı’nın faizde yeni karar için FED’in kararını bekleyeceğini söylediğini hatırlatıyorlar.
DALGALI SEYRE DEVAM
Peki, nasıl ve hangi oranda faiz artışı olursa piyasa sakinleşir? Bazı bankacılar FED’in 0.25 puanlık artışının ardından, yarım ya da 1 puan taban ve gösterge faizi artırılırsa, bunun “Merkez Bankası’nın ben burdayım mesajı verdiği” biçiminde algılanacağını söylüyorlar. Bazı bankacılar ise bunun yeterli olamayacağı görüşündeler.
Önemli olanın şu anda 8.7 olan ağırlıklı ortalama faizin yükselmesi olduğunu kaydeden bir bankacı, “1 puanlık taban ve politika faizi artışından sonra piyasaya verdiği paranın maliyetini artırırsa ancak sıkı para uyguluyor diyebiliriz. Yoksa pratikte sıkılaşma algısı yaratılmaz” dedi.
Küçük adımlarla gider!
DÜN konuştuğum bir bankacı, zaten çekirdek enflasyonun politika faizinin üzerinde olduğunu hatırlatarak, “Asıl sıkı para göstergesi 10.75’lik üst tavanı tek faiz oranı olarak belirleyip, söyledikleri ortodoks politikalara bir kerede geçiş olur” derken, Merkez Bankası’nın böyle bir yola gideceğini ise sanmadığını söyledi.
Merkez Bankası’nın piyasaya verdiği paranın ağırlıklı ortalamasını en az yüzde 9’a çıkarma yoluna gidebileceğini söyleyen bu bankacıya karşılık, genel olarak bankacıların çoğu, Merkez Bankası’nın küçük adımlarla gitmeyi tercih edeceğini düşünüyor.
Peki, Merkez’in ağırlıklı ortalamayı değiştirmemesi halinde bu piyasalar tarafından nasıl algılanır? Belli ki radikal bir adım atılmadığı takdirde, piyasalarda inişli çıkışlı seyir devam edecek. Merkez Bankası’nın radikal bir adım atmasını şahsen de beklemiyorum.
Dolayısıyla Merkez FED’in arkasından faiz artıracak ama bu radikal ve birikmiş yükü absorbe edecek bir adım olamayacak, dolayasıyla bir süre daha TL istikrar kazanamayacak gibi gözüküyor.