Dün 2.04 TL’yi gören dolar, 2.08 TL’deki zirvesine doğru yükseliyor. Gelişmekte olan piyasalardan çıkış doları etkiliyor. Doların yılbaşından bu yana TL karşısındaki primi yüzde 14.6 oldu. ABD’de devam eden bütçe görüşmelerinde bir sonuca ulaşılamamasının yarattığı belirsizliğin yanı sıra ABD Merkez Bankası’nın (FED) tahvil alımlarını ne zaman azaltmaya başlayacağına yönelik endişeler doların değer kazanmasına neden oluyor.
Milliyet'ten Ayfer Yıldız'ın haberine göre, öte yandan,
banka ve şirketlerin üçüncü çeyrek dönem sonu bilançolarının belirlenmesi de kurda baskı yaratıyor. Ağustos sonunda Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, ‘doların belini kırarız, yılsonunda 1.92 TL olur.’ demişti. Ardından yabancı kurumlardan doların yılsonunda 2.20 TL olacağı öngörüsü gelmişti. Başçı, bu hafta da doların 2014’te 1.80 TL’yi görebileceğini söyledi.
Dolar 2 TL’yi taban yapmış durumda. Piyasalarda ‘dolar yılsonunda 1.92 TL mi yoksa 2.20 TL’ye mi çıkacak?’ sorusu soruluyor.
Volatilite yüksek olacak
Gözler Merkez Bankası’nın hamlelerinde. Öte yandan, ABD’deki bütçe görüşmeleri ve FED’den gelecek açıklamalar doların yönünü belirleyecek. FED’in ekim toplantısında da makro verilerdeki zayıflık nedeniyle tahvil alımlarında azaltmaya gitme ihtimali zayıf görülürken, kasımda toplantısı bulunmuyor.
Aralıkdaki toplantının ana konusu yine tahvil alımlarının azaltılıp azaltılmayacağı olacak. Bazı analistlere göre, FED bu hamleyi 2014’e bırakacak. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde piyasalardaki volatilite yüksek olacak gibi görünüyor.
Euro da zirvede
Piyasalar dolardaki harekete odaklanmış durumda ancak, euro da 2.76 TL’deki zirvesinden işlem görüyor. Euro, 2.7674 TL ile 28 Ağustos’ta zirve yapmıştı. Dün euro, 2.7608 TL’yi gördü. Euro ise yılbaşından bu yana yüzde 17.4 oranında değer kazanmış durumda.
‘Düşüş için Merkez’den hamleler görebiliriz...’
Gökhan Uskuay / Global Menkul Stratejist
“FED’in varlık alımı ertelemesi gibi pozitif bir gelişmeden bu yana TL tam 7 işlem günü değer kaybetti. 2 yıllık ve 10 yıllık faizler yeniden yatıklaşmayı işaret ediyor. Yabancı için FED’in varlık alımını ertelemesi bir bakıma çıkış fırsatı yarattı. FED sonrasında diğer gelişen para birimlerine göre TL daha zayıf kaldı.
Doları yurtdışından gelen haberler ve MB’nin müdahaleleri düşüremediyse, MB’den yeni hamleler gelebileceğini ve o hamlelerde etkisiz olursa istemediğimiz bir noktada kuru görebiliriz. Kuru istemediğimiz noktalarda görmek istemiyorsak; diğer gelişen merkez bankalarını izleyebiliriz. Politika faizinde ve alt koridorda artış gibi.”
‘Cari açık ve enflasyon etkisiyle oynaklık fazla’
Banu Kıvcı Tokalı / Halk Yatırım Başekonomist
“Özellikle cari açık ve enflasyon hassasiyetleri olan ülke para birimlerinde oynaklık daha fazla. ABD ekonomisinde toparlanmanın gücü, finansal koşullarda sıkılaşmanın büyümede yavaşlatıcı etki yaratıp yaratmayacağına ilişkin belirsizlikler kafa karışıklığının sürmesine neden oluyor.
ABD’de borç tavanı tartışmaları da ek bir risk unsuru. Ekonomilerin sağlıklı toparlanma sürecinde kalmaları, para politikaları otoritelerinin sıkılaşma sürecini yavaş ve kademeli gerçekleştirmeleri durumunda, küresel sermaye hareketlerindeki dalgalanmaların azaldığı gözlenecektir. Bu durumda da gelişmekte olan ülkelerde tekrar istikrar kazanma yönünde eğilim yaşanabilir.”
ABD’li finans devi dolar 1.95 TL iken ‘2.2 TL olur’ dedi...
ABD’li yatırım bankası Goldman Sachs 2013 yılının ağustos ayında piyasaların hareketlendiği bir dönemde ‘Dolar 2.2 TL olur’ kehanetinde bulunmuştu.
New York Times gazetesinde yer alan bir haberde, bir yıl içinde Türk Lirası’nın dolar karşısında yüzde 15 daha değer kaybına uğrayacağı ve 1 doların 2.2 TL olacağı öngörüsü yer almıştı.
Haberin çıktığı dönemde 1.95 TL seviyesinde olan dolar, eylülde 2.0840 ile tarihi rekorunu kırdı. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı daha sonra doların yıl sonunda 1.92 TL’ye kadar inebileceği öngörüsünde bulundu.