Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
İş dünyasına dair yayınlanan son bir rapor liderlerin çalışanların refahı konusunda ‘güçlü bir bilgiye’ sahip olmadığını gösteriyor. CNBC’nin haberine göre Deloitte ve Workplace Intelligence tarafında yapılan mart ayı tarihli bir araştırmada 3.150 katılımcının büyük çoğunluğu geçen yıl sağlık durumlarının kötüleştiğini veya aynı seviyede kaldığını paylaştı.
Yönetici kesimi ise tabloya tamamen farklı bir perspektiften bakıyor. Habere göre dört yöneticiden üçü çalışanlarının refahının arttığı yönünde yanlış bir izlenimi taşıyor.
Workplace Intelligence Yönetici Ortağı Dan Schawbel konuyla ilgili açıklamasında araştırma için, “Yöneticilerin iş güçlerinin gerçekliği ile bağlantısının koptuğunu gösteriyor” dedi.
Schawbel, “Üst yöneticiler organizasyonlarının makro resimlerine o kadar odaklandılar ki çalışanlarının refahının makro resmini görmek onlar için zor hale geldi” diyor.
Raporda, yöneticilerin %77'si çalışanların mental durumunun iyileştiğine inanıyor. Ankete katılanlarınsa sadece %33'ü böyle hissettiği belirtiyor. Üstelik çalışanların daha düşük bir yüzdesi sosyal ve finansal durumlarının iyi bir yerde olduğunu düşünüyor. Ankete katılanlar arasında sosyal refahının iyileştiğini düşünenlerin yüzdesi %27, finansal refahının iyileştiğini düşünenlerse %30.
Deloitte ve Workplace Intelligence anketinde katılımcıların çoğunluğunun refaha ulaşmak için motive olduğu görülüyor. Katılımcıların %84'ü mental, fiziksel ve finansal sağlıklarını iyileştirmenin bu yıl "en önemli öncelik" olduğunu söyledi. Katılımcıların %74’ü bu hedefi kariyerlerini ilerletmekten bile daha önemli olarak görüyor.
Bununla birlikte, ağır bir iş yükü, uzun çalışma saatleri ve stres gibi engeller, katılımcıların refahlarını iyileştirmesinin önüne geçtiğini söyledikleri engeller listesinin başında yer aldı. Örneğin, çalışanların yaklaşık dörtte üçü işten izin almak veya işle bağlantısını koparmak konusunda zorlandığını belirtiyor. Çalışanların yaklaşık yarısı her yıl "her zaman" veya "sıklıkla" tüm tatil sürelerini kullandıklarını bildiriyor.
Habere göre birçok çalışanın sık sık olumsuz duygular paylaşması veya yorgunluk hissettiğini söylemesi şaşırtıcı değil. Zira katılımcıların yaklaşık yarısı ‘her zaman’ veya ‘sıklıkla’ kendilerini yorgun (%52) veya stresli (%49) hissettiğini söylüyor.
Schawbel konuyla ilgili açıklamasında “Her geçen yıl iş hayatı tükenmişliğin önde gelen sebeplerinden biri oluyor. Çalışanlar aşırı iş yapıyor ve son altı aydaki işten çıkarma dalgası da çok daha az personel için çok daha fazla iş anlamına geliyor” ifadelerine yer verdi.
İş dünyası uzmanı yarı zamanlı ofiste çalışma yöntemlerinin iş saatlerini ve tükenmişliği azaltabileceğini söyledi. Ancak Schawbel şirketlerin yine de ‘iyi bir yönetime’ ihtiyaç duyduğunu ve çalışma düzenlemelerinden bağımsız olarak çalışanların refahına öncelik verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Şirketler ne yapabilir?
Raporda, çalışanların mental ve fiziksel refahının zayıflamasının özellikle liderler için endişe verici olması gerektiği vurgulandı. Zira araştırma çalışanların daha rahat hissedebilecekleri bir başka firma için mevcut işlerini bırakabileceğini gösteriyor.
Schawbel, yöneticilerin günlük olarak çalışanlarla bağ kurmalarının refahı artırmada çok önemli bir rol oynadığını söyledi.
Bununla birlikte, anket araştırması, yöneticilerin katı zamanlama gereklilikleri ve doğru becerilerle donatılmamak gibi "organizasyonel engeller" nedeniyle ekip üyelerine destek sağlamakta da zorlandıklarını ortaya koymuştur.
Sonuç olarak, yöneticilerin sadece %42'si "tamamen" donanımlı hissettiklerini ve şirketlerinin refah taahhütlerini yerine getirmelerine yardımcı olabileceklerini söylüyor.
Rapora göre sadece yöneticilerin daha donanımlı olması da yeterli değil. Şirketlerin de ‘insan sürdürülebilirliğini’ oluşturmak için çalışması gerekiyor. Raporda, "Bu kavramı benimseyen organizasyonlar, çalışanlarının daha sağlıklı, daha yetenekli ve bir amaç ve aidiyet duygusuna daha bağlı olmalarına yardımcı olur" denildi.
CNBC haberine göre insan sürdürülebilirliği kavramı, çalışanlara becerilerini geliştirme, kariyerlerini ilerletme fırsatları vermeyi, adil ücret sağlamayı ve dört günlük çalışma haftaları gibi pilot uygulamalarla işgücü sağlığını destekleyen yeni uygulamaları benimsemeyi içeriyor.
Schawbel, “Organizasyonlar işgücünün refahını iyileştirmeye veya insan sürdürülebilirliğini ilerletmeye direnirse kritik görevlere değer veren yetenekli çalışanlar bulmakta giderek daha çok zorlanacaklar” açıklamasında bulundu.
"Büyük İstifa" hareketi devam ediyor
İşkolik Hollywood yıldızından ‘ofise dönün’ çağrısı
Psikolojik yönden güçlü olmanın 16 yolu
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.