Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Korona virüs aşılama sürecinin başlamasıyla birlikte işletmelerde yeni bir tartışmanın da fitili ateşlenmiş oldu. Çalışanlarına aşı şartı uygulamak isteyen şirketlere karşı ABD’de birçok eyalette böyle bir şartın uygulanmaması için aksi yönde yasa tasarıları oluşturuluyor. California Üniversitesi Hukuk Profesörü Dorit Reiss ve New York Üniversitesi Tıbbi Etik Bölümü Başkanı Arthur Caplan birlikte kaleme aldıkları yazıda özel şirketlerin bu tip şartları oluşturmakta haklı olduklarını dile getiriyor. İşte Financial News’te yer alan o yazı:
Amerika Birleşik Devletleri'nde bir işverenin birkaç istisna dışında işyeri kurallarına uymayı reddeden çalışanları işten çıkarması genellikle yasaldır. Hiç kimse herhangi birinin işsiz bırakılmasını desteklemese de bu hem etik hem de yasal olarak bu eyaletlerdeki işleyişte bir haktır ve Kovid-19 aşısı konusundaki koşullarda da bunun farklı olması için bir sebep yok.
En az 10 eyalet, özel şirket işverenleri çalışanlarının istihdamlarının bir şartı olarak Kovid-19'a karşı aşılanmasını zorunlu kılmasına yasaklayan yasa tasarısı önerdi. Bu tip eksik planlanmış yasalar akıllıca değil. Bu tasarılar yasalaşırsa işverenlerin işletmelerini güvenli bir şekilde yürütme hakkına haksız bir şekilde müdahale edilmiş olur. Federal yasalar bazı çalışanları haksız ayrımcılığa karşı koruduğu için bu yasalar aynı zamanda gereksizdir.
Kovid-19 sadece yüz binlerce Amerikalıyı öldürüp on milyonlarca insana zarar vermekle kalmadı, aynı zamanda Amerikan iş dünyası üzerinde de dramatik ve travmatik bir etki yarattı. Birçok küçük işletme kapandı. Diğerleriyse büyük miktarda para kaybetti ya da mesai saatlerini veya hizmet verdikleri müşteri sayısını ciddi şekilde azaltmak zorunda kaldılar. Pek çok işletme, ister salgının genel işgücü üzerindeki doğrudan etkisiyle olsun, ister yüksek vaka sayısı olan yerlerde iş yapmaktan korkmak, ister kritik halk sağlığı tedbirlerinin oluşturduğu durum yüzünden olsun, çalışanları işten çıkarmak zorunda kaldı.
Kovid-19 aşıları hem ölüm oranlarını azaltmak için hem de zor durumdaki ekonomi için umut teşkil ediyor. Aşılar güvenli ve işe yarıyor. Havayolu şirketleri, otel ve restoranlardan bakım evlerine ve üretim tesislerine kadar işletmeler, kendilerini gelecekteki salgınlardan korumanın bir yolu olarak son derece yüksek oranda aşılanmış bir işgücüne sahip olmayı görüyorlar.
Yasalar geleneksel olarak özel şirketlere çalışanlarını ve müşterilerini koruyan çalışma koşulları belirleme olanağı sağlıyor. Genellikle, bu tip durumlarda eğer devlet müdahale ederse, bu müdahale işverenlerin güvenlik önlemlerini engellemek için değil, güvenliği artırmak için yapılıyor. Daha az etkili güvenlik gereksinimleri oluşturması için işyerlerine müdahale ederek güvenli ve etkili Kovid-19 aşısını ayrı tutmanın bir mantığı yok.
Çoğu işverenin Kovid-19 aşılarını anında zorunlu tutması olası değil. Yakın tarihli bir anket araştırması, ankete katılan şirketlerin %1'inden azında aşı zorunluluğu olduğunu ortaya kondu. Bu araştırma 10 Fortune 500 şirketinin yaptığı gayri resmi anketiyle de uyumluluk gösteriyor. Söz konusu araştırma bu 10 şirketin hiçbirinin bir şart oluşturmaya hazır olmadığını gösteriyor. Aslına bakılırsa artan aşılama oranlarını inceleyen işverenler şu sıralarda çalışanlarını aşı olmaya teşvik etmek için farklı yöntemleri inceliyorlar. Starbucks her aşılanma için iki saatlik ücretli izin sunuyor. Diğerleriyse çalışanların aşılanması için ödeme yapıyor. Bu şirketler arasında 200 dolar ek ödeme yapan Lidl ve 100 dolar ek ödeme yapan Kroger da bulunuyor.
Eğer özel bir şirket, bu konuda bir talimatın işgücünü ve müşterilerini korumak için en iyi araç olduğuna karar verirse, devlet bunu yasaklamamalıdır. Sonuçta, özel sektörde bir işveren geleneksel olarak mevcut ayrımcılık karşıtı yasalara dayalı birkaç istisna dışında, herhangi bir nedenle işe kimi alacağına karar verebilir. Kimsenin özel bir şirketi güvenlik kuralını bozanları işe almaya zorlamaya hakkı yok. İnsanlar "Kurallarını sevmiyorum, onlara uymayacağım. Bareti ya da el yıkama kurallarını umursamıyorum. Yine de beni işe almak zorundasın" diyemezler.
Neden Kovid-19 aşısını istisna haline getiriliyor ve işverenler politikalarını sevmedikleri kişileri işe almaya zorlanıyor? Bu tip insanlar başka bir yerde çalışmayı da seçebilirler. Aşılar bir baret konusundaki sorumluluklarla aynı değildir, ancak daha önceki işyeri gereksinimleri ile uyumludur. Birçok sağlık tesisi halihazırda kabakulak, kızamık, kızamıkçık, hepatit B ve yıllık grip aşıları da dahil olmak üzere bir işyeri prosedürü olarak bir dizi aşıyı gereklilik addediyor. Bazı restoranlar, özellikle de salgınlardan sonra, hepatit A aşısı olunmasını bir şart olarak gösteriyor. Birkaç yerel istisna dışında, devletler büyük ölçüde işverenler aşı şartı oluşturmasına izin veriyor. Kovid-19 aşılarına neden farklı davranalım?
Tıbbi olarak aşılanamayan işçiler için federal korumalar da mevcuttur. Engelli Amerikalılar Yasası uyarınca, çok aşırı bir yük oluşturmadığı sürece, işverenlerin engelli çalışanlarına rahat çalışma ortamı sağlaması gerekiyor. 1964 Medeni Haklar Yasası uyarınca, işveren üzerinde gereksiz bir yük oluşturmadığı sürece, aşılar konusunda dini yasakları olanlar için de korumalar mevcut.
Çalışanların güvenli bir işyerinde çalışma hakkı var. Müşteriler de güvenli bir ortam isteyebilir ve bunu sunan işletmeleri tercih edebilir. Eğer işveren, bir aşı şartını güvenli bir işyerine ulaşmanın en iyi yolu olduğunu düşünürse veya özel bir işletme, aşıların zorunlu kılınması da dahil olmak üzere Kovid-19'u azaltmak için tüm önlemleri alarak kendisini pazarlamak isterse, bu seçeneği tercih edebilmelidir.
Türkiye salgına rağmen yabancı yatırımcıyı çekiyor
Bill Gates uyardı: Kovid-19'dan kurtulmak çok daha kolay
Öğretmenler için aşılama başlıyor
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.