MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, 15. MÜSİAD Ekonomi Basını Başarı Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, 2014 yılında Türkiye ekonomisinin siyasi ve iktisadi kargaşa çabalarına rağmen, istikrarı korumaya devam ederek 2014 yılının ilk çeyreğinde yüzde 4,8, ikinci ve üçüncü çeyrekte ise yüzde 2,2 ve yüzde 1,7 büyüyerek, 20 çeyrek üst üste büyüdüğünü söyledi.
İkinci ve üçüncü çeyrek büyümelerinin piyasa beklentilerinin bir miktar altında kaldığını aktaran Olpak, "Cari açığı azaltmak gibi doğru bir hedefle, piyasayı soğutarak, 2014'ün ilk çeyreğinden sonra yaşanan bu hızlı büyüme düşüşleri; ekonomide nispi bir ivme kaybına neden olmuş, ancak en büyük yapısal problemlerimizden biri olan cari açık, önemli ölçüde azalırken ve bütçe performansı tutturulabilirken, bence bu noktada sorulabilecek olan soru şu; 4 çeyrek üst üste yüzde 4'ün üzerinde büyümüş bir ekonomide hız kaybı daha yumuşak bir şekilde planlanabilir miydi?" ifadelerini kullandı.
Bugünlerde
faiz ve dövizin konuşulduğunu anımsatan Olpak, "Bu parite değişiminin, özellikle ihracat üzerindeki olumsuz etkisinin ki buradaki ciro kaybı, aslında direkt olarak kar kaybıdır ve dolaylı olarak tüm piyasadaki olumsuz etkisi, çok uzatılmadan hafifletilmelidir" şeklinde konuştu.
Doların, euro ve tüm gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında değerlenmesinin kimilerinin beklentisinin aksine, Türkiye'de bir krize yol açacağına inanmadıklarının altını çizen Olpak, bilakis Türkiye'nin yeni bir büyüme modeline geçmek için, mevcut durumu bir fırsata çevirmeyi başaracağının altını çizdi.
Olpak, bu noktada MÜSİAD olarak yeni bir ekonomik model ihtiyacı konusunda Öncelikli Dönüşüm Programı kapsamında yer alan yapısal dönüşümleri önemsediklerini söyledi.
Program kapsamında yer alan reformların bir an evvel hayata geçirilmesinin Türkiye ekonomisi için önemli olduğuna işaret eden Olpak, sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye'nin, sanayi sektöründen hizmet sektörüne hızlı bir şekilde kayan ekonomik yapısı, yeniden sanayi eksenine oturtulmalı ve yalnızca 'kur-faiz-enflasyon' üçlüsüne bağımlı ekonomik strüktürden, 'verimli üretim' odaklı bir ekonomik modele geçiş sağlanmalıdır.
Faiz konusunda değerlendirmemizi yaparken de, büyümeye olumlu katkı yapan yatırımların 2014 yılı içinde yaşanan
faiz artırımı sonrasında ilk 3 çeyrekte kamunun binde 7 azalması, özel sektör yatırımlarının ise sırasıyla yüzde 1,1 ve yüzde 3,6 küçülmesini son çeyrekte ise büyüyememesinin dikkatli bir şekilde gözlemlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Başbakanımız, ekonomi yönetimimiz ve Merkez Bankası arasında son günlerde yapılan görüşmeler sonrası piyasadaki gerginliği rahatlatan, risk algısını düşüren olumlu gelişmelerin yaşanmasını elbette görevi olduğu için hükümetimizden bekliyoruz."
"Eski Türkiye'deki gibi sık sık seçim gündemiyle uğraşmayı doğru bulmuyoruz"
Olpak, işsizlik rakamlarında son dönemde bir artma gözlemlediklerini belirterek, "Biz bu noktada sorunun temelinde iş hayatının temel ilkelerindeki bazı noktaların yattığını düşünüyoruz" dedi.
Bugünkü iş gücü katılımı ve uygulamaları ile bugünkü iş hukuku yargılama sistemi ve sonuçları ile iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının ağırlıklı olarak denetim üzerine gittiği bir yapı içerisinde, sonuçların böyle bir yere gidebildiğini anlatan Olpak, "İş alemi olarak önceliğimiz, huzur, güven ve pozitif istikrar ortamının korunmasıdır" ifadelerini kullandı.
Siyasete de bir çağrıları olduğunu, eski Türkiye'deki gibi sık sık seçim gündemiyle uğraşmayı doğru bulmadıklarını aktaran Olpak, bu yılki seçimden sonra 2019'a kadar Türkiye'de başka seçim olmayacağını anımsattı.
Olpak, uzlaşıyla bir Anayasa değişikliğiyle, milletvekilliği seçimleri de tekrar 5 yılda bir yapabilirse, iş alemi olarak kesintisiz 5 yıllık seçimsiz dönemlerle devam edip işlerine odaklanabileceklerini düşündüklerini vurguladı.