Habertürk ekonomi yazarı Abdurrahman Yıldırım bugünkü yazısında geçtiğimiz hafta açıklanan bankacılık verilerini ele aldı. Yıldırım paradan paranının kazanılmadığı bu ortamda bile bu verilerden parlak sonuçları çıkardı.
İşte Yıldırım'ın o yazısı;
Paradan para kazanma döneminin geride kalmasına karşılık böyle bir gerçekleşme oluyor. Çünkü işin içinde sadece finansal araçlara yatırım yok, gayrimenkule yatırım da, Türk halkının çok sevdiği altına yatırım da var.Finansal yatırım araçlarını reel yatırım araçlarıyla harmanlayınca, paradan para kazanılamadığı bir ortamda bile, parlak sayılabilecek sonuçlar alınabiliyor.
Bankacılık verileri 26 Haziran itibarıyla yayımlandı. Biz yıl ortası itibarıyla hem yerleşiklerin finansal servetine ve yabancıların portföyüne, hem de enflasyon karşısında yatırım araçlarının reel getirilerine baktık. Bilanço şöyle:
- Yılın ilk yarısında dolar yüzde 15 ve Euro yüzde 6 arttı.
- Altın dünyada artmadı ama dolarla ithal edildiği için, yurt içinde yüzde 12.7 yükseldi. TÜFE ise yüzde 4.76’da kaldığından para sahipleri hem dolardan hem altından reel bir kazanç sağladı.
- Kurun yükselmesi vatandaşın daha fazla dövize yönelmesine, bu yönelme de kurun daha yükselmesine yol açabiliyor. Birbirini besleyen böyle bir süreçte yurtiçi yerleşikler tasarruflarını döviz üzerinden büyütmeyi tercih etti. Hatta bu tercihlerini seçim bile değiştiremedi. Çünkü 13 yılın ardından seçimden koalisyon çıktı. Bitişikte yer alan tablodan izlenebileceği gibi, yerleşiklerin bu yıl döviz hesaplarındaki artış yüzde 15’e ve 21.3 milyar dolara vardı. Buna kurun etkisi de eklendiğinde yurtiçi yerleşiklerin döviz hesapları 331.4 milyardan 426.3 milyar liraya yükseldi. Yerlilerin tasarruf kalemleri arasında yüzde 28.6 ile en çok artan döviz hesapları oldu. Kur da arttığı için vatandaş bu yatırımından kârlı çıktı.
- Dördüncü köşeyi ise gayrimenkul yatırımı oluşturuyor. Tablolar arasında bunun verisi yok. Ama vatandaş en büyük yatırım artışını emlak sektöründe yapıyor. Konut satışları bu yıl rekor düzeye yükseldi. Fiyatlar da nisan sonu itibarıyla yıllık yüzde 18.5 arttı. Buna yıllık yüzde 7.5 kira artışı da eklendiğinde altı ayın toplam getirisi yüzde 13’ü bulur.
- Dolar, altın, döviz hesabı artışı ve konut yatırımı vatandaşa yılın ilk yarısında iyi kazandırdı ve dört köşe yaptı. Türk insanının klasik yatırım araçları arasındaki bu dördünün çakıştığı dönemler çok nadirdir. Onlardan birini yaşıyoruz. İkinci yarıda bu durum sürmeyebilir. Eğer kur yoluna devam edecekse gayrimenkul tahtından olabilir. Ya da altın dış piyasalarda değer kaybedebilir.
TÜRKİYE'DEKİ SICAK PARA STOKU 2 YILDA 50 MİLYAR DOLAR AZALDI
Türkiye’deki yabancı portföy yatırımları 110 milyar dolarla son yılların en düşük düzeyine indi. 100 milyar doların altına inen sıcak para stokunu en son 2011 yılında görmüştük. Ardından küresel sermaye akımlarının kuvvetlenmesiyle Mayıs 2013’te 158.4 milyar dolara kadar çıkan sıcak para stoku, Haziran 2015’te yeniden 110 milyar dolar indi. 2 yıllık sürede stok erimesi 48.4 milyar dolara vardı.
Erimenin tamamı hisse senedi ve devlet iç borçlanma senetlerindeki azalmadan kaynaklandı. Yabancıların mevduatlarında ise azalma meydana gelmedi.
- Bu yılın ilk yarısındaki azalma da 21.3 milyar dolara vardı. Oran olarak yüzde 16.2 azalmayı ifade ediyor. Bu azalma daha çok devlet iç borçlanma senetlerinde gerçekleşti. Yabancıların yıl başına göre DİBS portföyü 12.6 milyar dolar, hisse senedi portföyü de 9.2 milyar dolar azalma gösterdi.
- Sıcak paradaki azalma uluslararası sermaye hareketleriyle birebir bağlantılı. Çünkü geçen yılın aralık ayından itibaren gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarında kayda değer zayıflamalar dikkati çekiyor.
FED’in
faiz artışına hazırlık yapmak amacıyla gelişmekte olan ülkelerde hisse senedi ve tahvillerden çekilen para dolara ve dolar bazlı menkul kıymetler ile varlıklara yöneldi.
- Bu dış etki yanında Türkiye’de genel seçim atmosferinde yaşanan
faiz tartışması ve bizzat genel seçimin kendisi de yabancı portföy yatırımlarını itici etki yaptı. Dış koşullar parayı çekerken, iç koşular itici rol oynadı. Çifte etkinin sonucunda da bazı aylarda cari açığın finansmanı ancak Merkez Bankası’nın rezervleri kullanılarak yapılabildi.
- Borsanın performans düşüklüğü,
Faiz oranlarındaki kısmı yükselmenin bir kısım etkisi de yabancıların Türkiye’den tedrici biçimde çıkmasının sonucu gerçekleşti.
SEÇİM SANRASI 4 MİLYAR $'LIK ALARM
Yurtiçi yerleşiklerin dövize olan ilgisi ocak sonrası arttı. Ocak sonunda 138.6 milyar dolar olan yerlilerin döviz hesabı seçimle bitmedi. Seçimlere kadar bu tutar 156.2 milyar dolara çıkarken, seçim sonrasındaki 3 haftada 26 Haziran itibarıyla 160 milyar dolara yükseldi. Kısaca yerliler seçim sonrasındaki 3 haftada dövize 4 milyar dolar daha yatırdı.
Bu yatırımda da sandıktan koalisyon çıkması, böyle bir hükümetin kolay kolay kurulamayacağına yönelik tahminler, koalisyon hükümeti kurulsa bile ömrünün kısa vadeli olacağı ve Türkiye’nin yakın zamanda yeniden bir seçim yaşayabileceği ihtimalleri bir ölçüde etkili olmuş olabilir.
Bir ölçüde diyoruz, çünkü burada da sadece yurtiçi siyasi gelişmeler tek etken değil. Küresel sermaye akımları gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere ve özellikle ABD’ye doğru dönüyor. FED’in faiz artıracak olması doları güçlendiriyor ve bu sermaye akımını teşvik ediyor. Eylül ayı gibi beklenen bu faiz artırımının yaklaşması da Türk insanını hazırlıklı ve tedbirli olmaya itiyor. Döviz hesaplarının yükselmesinin bir nedeni de bu olabilir.