<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkÖzince: Paraları gömüyoruz----

Özince: Paraları gömüyoruz

Özince: Paraları gömüyoruz
12 Mart 2015 - 05:18 www.finansingundemi.com

İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Özince: Altında tutulan para 150 milyar dolar. Emlaka gömdüğümüz para ise kötü bir tasarruf kullanımıdır

Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, 40 yıldır bankacılık sektöründe olduğunu aktüeryal hesabın ne olduğunu yeni öğrendiğini söyledi. Kadife Şahin'in Milliyet'teki haberine göre Türkiye’de kurumların ve kişilerin tasarruf bilinçlerinin yetersiz olduğunu, tasarrufa  yaklaşımlarının eksik olduğunu ifade eden Özince, “40 yıldır bankacılık sektöründeyim. Aktüeryal hesabın (finansal riskleri değerlendiren, çözümler öneren hesaplama yöntemleri) yeni olduğunu son 15 yılda öğrendim. Hala tasarruf denince bildiğimiz vadeli - vadesiz mevduat. Bunun ötesine geçemedik” dedi.

İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde düzenlenen tasarruf konulu sempozyumda konuşan Ersin Özince, en büyük müflisin devlet olduğuna işaret ederek, Türkiye’de hala ciddi bir ulusal bankacılık ve sermaye piyasasına ihtiyaç olduğunu söyledi.

Özince, “Karamsar olmasam da bazı konularda evham da üretiyorum. Türkiye’de ciddi ulusal bankacılığa ihtiyaç var. Tasarruflar yetersiz. Tasarrufların yetersiz olmasına karşın yatırımlarımız da gelişmekte olan diğer ülkelerin altında. Türkiye’de hala vadeli vadesiz mevduattayız. bugün Türkiye’nin emeklilik birikim sistemlerini yeniden kurmaya çalışıyoruz” dedi.

‘Almanya gibi değiliz’

Türkiye’nin ekonomisinin büyüklüğüne münasip bir mali sisteme sahip olmadığını ifade eden Özince şöyle konuştu:

“Cumhuriyeti kuranlar uluslararası devletlerin iyi örneklerini esas almışlardı. Bugün bir Almanya kadar tasarruf bilincimiz yok. Orada Yapı tasarrufları, teşvikler, birikim sandıkları var. Biz de ise bizim bankada bile şu anda çevreme soruyorum emlak Bankası’nı hatırlayan, bilen yok. Altında tutulan paranın 150 milyar dolar olduğu söyleniyor. Emlaka, gayrimenküle gömdüğümüz para kötü bir tasarruftur.
Bütün bunları ders çıkaralım diye söylemiyorum, çocuklarımızın geleceği için söylüyorum.
Ulusal mali müesseseler olmalıdır ulusal mali tasarruf olması için. Bana göre bu hesap herşeyden önce ulusal kaygıyla yapılmalı.”

‘Çalışan, emekli mülk alamaz’

Türkiye’de ekonominin boyutu ile mütenasip bir sermayeye ve tasarrufa hala sahip olunamadığını vurgulayan Ersin Özince, gelişmiş denilen toplumlardaki mali sektör çeşitliliğinin ve derinliğinin Türkiye’de olmadığını söyledi.

Özince, “Türkiye, ekonomisinin büyüklüğü ile mütenasip bir mali sektöre sahip değil. Bunun için de bankacılık ve sermaye piyasasının büyümesi gerekir. Hem farklı müesseselere hem de farklı araçlara ihtiyaç var. Tasarruf deyince sadece paramız olmadığına bağlamamak lazım. Türkiye’de bugün tasarrufu olan dahi ne yazık ki birçok konuda duyduğu endişeler nedeniyle tasarrufunu bankacılık ve sermaye piyasası dışında tutabiliyor. Keza, ülkemizde gayrimenkulün geldiği değerler; çalışanın emeklinin mülk sahibi olmasının ne kadar güçleştiği ortada” şeklinde konuştu.
YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Ali12 Mart 2015 12:44

    Bankada mevduat tutamuyoruz. Hiç birşey yapması banklar hesap işletim ücreti diye alıp götürüyor. Daha çok müşteri arar bankalar. Gayrimenkul güvenli liman.

  • AYDIN UÇAR12 Mart 2015 09:16

    Bir katılım bankası iç kontrol personeli olarak ülkemizin ekonomik istikrarının sürdürülmesi için siyasi istikrarın yanında ALTIN TIPA yöntemini uygulanması gerektiğini düşünüyorum. ALTIN TIPA yöntemi dış ticaret açığı verirken öncelikle tasarrufların artmasını, kredibilitenin düşmemesini ve vatandaşlarımızın katma değer üretmesine sağlayacaktır. Böylece Sayın Ersin Özince’nin bahsettiği tasarruf çeşitliliğimiz artacaktır.