Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Mustafa Kemal Atatürk Çanakkale savaşları sırasında şarapnel parçasıyla yaralandığında, kendisini ölümden göğsündeki cep saatinin kurtardığını neredeyse bilmeyen yok. Ancak o saatin akıbeti meçhul. Çeşitli müzelerde Atatürk’e ait pek çok eşya sergilenirken aralarında o saat bulunmuyor. Peki saat şimdi nerede? İşte hayat kurtaran o saatin ilginç hikâyesi...
Mustafa Kemal Atatürk, Ruşen Eşref (Ünaydın) ile 1918 yılında yaptığı röportajda Çanakkale Muharebeleri Conkbayırı Cephesi’nde 9-10 Ağustos 1915 günlerinde yaşananları şöyle anlatıyor: “Muharebe meydanında cereyan eden hali temaşa ederken bir şarapnel parçası göğsümün sağ tarafına çarptı. Cebimde bulunan saati parça parça etti. Vücuduma nüfuz edemedi. Yalnız kalınca, derin bir kan lekesi bıraktı. Bu saat enkazını bilâhare, bugünün hatırası olmak üzere, Liman (Von Sanders) Paşa’ya verdim. O da aile asalet armasını hâvi, kendi saatini bana verdi.”
250 BİN FRANGA ALALIM
Atatürk’ün hayatını kurtaran saatle ilgili sağlığı boyunca kamuoyunda bilinen bir gelişme yaşanmıyor. Ancak Ulu Önder’in ölümünden kısa bir süre sonra saatin akıbetiyle ilgili haberler çıkıyor. Son Posta gazetesinin, 16 Ocak 1939 tarihli nüshasında, “Çanakkale’de Atatürk’ün hayatını kurtaran saatini, bir saat fabrikası 250 bin franga almak istiyor. İsviçre’deki maruf saat fabrikası, İzmir’deki mümessiline gönderdiği bir telgrafnamede, Conkbayırı’nda Atatürk’ün hayatını kurtaran saatin aslının veya fotoğrafının kimde bulunduğunu bildirene 1000 İsviçre Frankı vereceğini, saati de 250 bin franga satın alacağını bildirmiştir” haberi yayınlanıyor. Daha sonra çıkan haberlerde de bu saat firmasının Omega olduğu yazılıyor.
ÇALINDI MI SATILDI MI?
Conkbayırı’nda iki komutan arasında saatlerin değişimine de şahitlik eden Çanakkale muharebeleri komutanlarından Albay Haydar Mehmet Alganer, Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında Münih Konsolosluğu görevindeyken görüştüğü General Sanders’in saati çok kıymetli bir hatıra olarak sakladığını aktarıyor. Yine Alganer’in anlatımlarına göre, Çanakkale Cephesi Komutanı Alman General Sanders’in 1929 yılında ölümünden sonra Türk hükümeti saati eşinden alıp müzeye koyma talebinde bulunuyor. Ancak Sanders’in eşi, “Saatin Paşa’nın ölümünden sonra eve giren hırsızlarca çalındığı” yanıtını veriyor. 1933-34 yıllarında Milli Eğitim Bakanı olan Yusuf Hikmet Bayur ise saatin Liman Von Sanders’in ölümünden sonra ailesinden istendiğini ama gelen cevapta, saatin diğer vitrin eşyalarıyla birlikte satıldığının ve nerede bulunduğunun bilinmediğinin bildirildiğini aktarıyor.
ALMANYA’DAN BİR İHBAR
ÇANAKKALE 18 Mart Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Dr. Mithat Atabay, Atatürk’ün hayatını kurtaran saatin bilimsel çalışmayla izini sürerek genişçe bir makale yazdı. Atabay, o çalışma sırasında ilginç anekdotlara ulaştı:
1939 yılı şubat ayında Prof. Ludwig Bairer isimli bir rahip Berlin’deki Türk Büyükelçiliği’ne başvurarak, bir İsviçre saat fabrikasının Atatürk’ün hayatını kurtaran saatin yerini bildirene ödül vereceğini Alman gazetelerinde okuduğunu ve saatin nerede olduğunu bildiğini haber verdi. Rahip, saatin zemberek kapağında Türkçe bir kelime kazınmış olduğunu ve Sanders tarafından bir Alman subaya hediye edildiğini söyledi. Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Hamdi Arpağ durumu Dışişleri Bakanı Şükrü Saracoğlu’na bildirdi. Saracoğlu da 21 Mart 1939 tarih 33542/108 sayılı yazı ile Başbakanlığa müracaat etti. Saracoğlu yazısında saati tanıyabilecek kişilerin kimler olduğunun araştırılmasını istedi. Atatürk’ün hayatını kurtaran saat olması halinde nasıl bir işlem yapılacağını da sordu. Başbakanlığın 27 Mart 1939 tarih 1469 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı’na yazdığı yazıda, “Keyfiyetin tetkik ile bu saatin mübayası hakkındaki mütalaalarının ve satın alınması istenirse karşılığının vekaletinizce temininin mümkün olup olamayacağının bildirilmesi” istendi.
Mithat Atabay’a göre Milli Eğitim Bakanlığı’nın ne cevap verdiği bilinmiyor. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı, Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı arasında yazışmalar ve saati tanıyanların araştırması sürerken, İkinci Dünya Savaşı patlak verdi ve ihbarı yapan rahiple bir daha temas kurulamadı. (Hürriyet / Ömer Erbil)
Büyük ihtimalle saat çok hasar görmüştür.Aslında konu burada saat değil meselenin özü bu olayda bir mucize yatmaktadır.Tesadüf olma ihtimali belki de milyarda bir , kader anı eğer şarapnel parçası atamızın ölümüne sebep olsaydı kesinlikle tarihin akışı değişecek yeni olaylar , yeni oluşumlar meydana gelecek hepimizin kaderi değişecekti.Tarihe yön veren insanlar , vatan millet sakarya uğruna şehit olan insanlar.Hepsinin ruhu şad olsun.
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.