Nefes darlığı olanlar dikkat
Nefes darlığı, yutma güçlüğü ve boyunda yumru oluşması durumlarında kanser şüphesi doğurabiliyor
Tiroit kanseri son yıllarda ülkemizde oldukça sık görülmeye başladı. En fazla yakalananlar ise kadınlar. Sinsi ilerleyip fazla belirti göstermese de ses kısıklığı, nefes darlığı, yutma güçlüğü ve boyunda yumru oluşması durumlarında kanser şüphesi doğuyor.
Tiroit bezi, boynumuzun ön tarafında yer alan, vücudumuzun enerji ve protein metabolizmasında görevli hormonları üreten en önemli organlarımızdan biri. Ancak burada gelişen kanser çoğu kez belirti vermiyor. Bazı vakalarda boyunda kitle meydana gelmiş ya da lenf bezleri büyümüş olabiliyor. Central Hospital’dan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. M. Rafet Yiğitbaşı özellikle ses kısıklığı, nefes darlığı, yeme zorluğu ve boyunda lenf bezlerinin şişmesinin ilerlemiş tiroit kanserinin belirtisi olabileceğini söylüyor.
Zaman'ın haberine göre tiroit kanseri her yaşta görülebilmekle beraber, 40 yaşın altındaki insanlarda ve kadınlarda daha sık ortaya çıkıyor. Çocukluk veya ergenlik çağında radyasyona maruz kalma, iyot maddesinin vücudumuza normalden az veya fazla girmesi, genetik mutasyonlar, tiroit dokusunun bazı yangıları (Hashimoto tiroidi), özel hücre yapısına sahip bazı nodül (yumru) tipleri tiroit kanseri gelişimine yol açabiliyor. Yaşanılan çevreden maruz kalınan radyoaktivite ve diğer zararlı ışımalar, şehir insanı için önemli bir risk faktörü.
Her nodül kanser mi?
İnsanların yaklaşık yarısında bulunan ve tiroit organı içinde kitle, yani nodül problemi çoğunlukla zararsız olsa da kanser tanısında önemli. Tiroit kanseri, çok sık görülen iyi huylu tiroit nodülleriyle aynı bulguları taşıdığından önemli bir sağlık sorunu. Tiroitte tek ve sert bir nodül tespiti, diğer nodüller arasında baskın ve ilerleyen birinin fark edilmesi, ultrason ile inceleme sonucunda ve boyun lenf bezelerinde büyüme durumunda tiroit kanserinden şüpheleniliyor. Bu durumda mutlaka ince iğne biyopsisi yapılmalı. Tanı, şüpheli tiroit nodülü veya lenf bezesinden, ultrason rehberliğinde yapılacak ince iğne biyopsisinin incelenmesi sonucunda kesinleşir. Boyun ultrasonu ve biyopsi bu yüzden önemli.
Cerrahi tedavi olumlu sonuç veriyor
Tiroit kanseri tedavisinin en önemli adımı cerrahi işlem. Boyutu 1 santimden küçük, erken olgularda tiroit organının bir kısmının çıkarılması bile yeterli olabiliyor. Organın tümünün çıkarılmasıysa tavsiye edilen cerrahi yöntem. Tümörün boyutu, hastaya ait risk faktörleri ve ameliyat öncesi tetkiklerin sonucuna göre tiroit organı dışında, boynun merkezi veya yan bölgelerindeki lenf bezelerinin çıkarılması da gerekebilmekte. İşlemin boyutuna göre, kanama, ses siniri hasarı, kalsiyum metabolizmasının bozulması gibi tehlikeler düşük oranlarda da olsa söz konusu olabiliyor. Bazı tip kanserlerin cerrahi tedavisini takiben, hastaya hücresel düzeydeki kalıntıları yok etmek için ‘radyoaktif iod tedavisi’ de uygulandıktan sonra, hastaların tamamına yakını 10 hatta 20 yıl sağlıklı bir hayata kavuşabiliyor. Tedavisi tamamlanan hastalar, organ eksikliğine bağlı hormonal dengesizlik için ilaç kullanmak suretiyle hayatına devam ediyor.
Korunmak için…
* Özellikle çocuk ve gençler radyasyona maruz kalmaktan kaçınmalı.
* Yediğiniz gıdalar normal düzeyde iyot içermeli. Bilhassa fazlasından uzak durun.
* Baş ve boyun bölgenizi sıkça kontrol edin.
* Boyun bölgenizde ele gelen bir kitle tespit ederseniz mutlaka bir genel cerraha başvurarak gerekli tetkikleri yaptırın.