Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Referandum anketlerindeki ‘kararsızları’ merak ederken, TÜİK önceki gün Yaşam Memnuniyeti Araştırması’nı yayımladı. Buradan, referandum öncesi anketlere ışık tutan izler var.
Yaşam memnuniyeti anketi, 2003 yılından beri resmi istatistik programı içinde. Her yıl kasım ayında hanelere anket düzenlenip 18 yaş ve üstü bireylerden veri toplanıyor, sonuçlar da izleyen şubat ayında yayımlanıyor.
Geçen hafta içinde açıklanan 2016 sonuçları şaşırtıcı; 2016’da mutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı yüzde 61.3’e fırlamıştı. 2015’teki yüzde 56.6’dan 4.7 puanlık bir artış vardı. Böyle bir durum daha önce, 2009 yılından 2010’a gelindiğinde yaklaşık 7 puanlık bir artışla kendini göstermişti. Bu durum anlaşılabilirdi; çünkü 2008 sonunda patlayan küresel kriz, Türkiye’yi de 2009’da ekonomik olarak sarsmış, 2001’den sonra ilk defa ekonomi küçülmüştü. İşsizlik tavan yapmıştı. 2010’da yeniden sert biçimde ekonomik toparlanma olunca moraller yerine gelmişti. Kötünün geride kalması hissi mutluluğu kayıtlar üzerinde de yükseltti.
2010’daki mutluluk artışı anlaşılabilir. Peki 2016’daki ‘mutluluk patlamasını’ nasıl açıklayacağız? Bombalı terörizm eylemleri yaşanan, 36 yıl sonra kanlı bir darbeyle yüz yüze gelen, turizmi çöken, döviz kuru zıplayan ve en önemlisi anketin yapılmasından önce ekonomisi 3. çeyrekte yüzde 2’ye yakın küçülen ülkede ‘mutlu hissedenlerin’ oranı nasıl oldu da son 13 yılın ikinci büyük rekoru olan 5 puana yakın artış gösterdi? Hem de bir sır olmalı ki; tüm bu bir dizi melanete karşın, son 13 yılın en mutlu ikinci yılı olma şerefine nail eden neden nedir 2016’yı?
Hemen aklınıza istatistik kurumu ‘rakamlarla oynadı’ gelmesin. Acaba anketi yanıtlayanların gerçek hissiyatlarını söylememiş olması önemli neden olabilir mi? Malum olağanüstü hal var, kasım ayına kadar da nasıl uygulandığına dair yeterince deneyim elde ettik. Ankete katılanların, “acaba ‘mutsuz hissediyorum’ dersem başıma bir şey gelir mi?” hissiyatı önemli bir katkı yapmış olmalı.
Bunun ipuçlarını, anketin ayrıntılarında arayalım.
Birincisi, 2016’da ekonomik gelişmelerin bireyler üzerine etkisinin ‘Alice harikalar diyarında’ tablosu verdiği görülüyor; daha ucuz ürün tüketenler yüzde 6.5 azalmış, borçlananlar 4.8 puan azalmış, borçlarını ödeyenler 3 puan, tasarruflarında azalma olanlar da 2.7 puan düşmüş. Toplumun yüzde 76.8’i umutlu ve bu oran son 13 yılın tavanına yakın.
İlginç ayrıntı; sıfır ile bin 361 TL arasındaki hane halkı geliriyle hane halkı ihtiyaçlarının karşılanması soruluyor, “zor” ve “çok zor” yanıtı verenlerin oranı 2015’e göre 4.7 puan azalarak yüzde 61.4’e düşmüş.
Hatta öyle ki hanedeki birey sayısına göre gelirin hane ihtiyaçlarına yetişip yetişmemesi konusunda çok hızlı bir ‘iyileşme’ oluvermiş 2016’da. Hane gelirinin hane ihtiyaçlarına yetişmesi konusunda “zor” ve “çok zor” olarak yanıtlayanların toplamı 2015’de yüzde 46.9’dan 2016’da yüzde 40.4’e düşmüş.
İkincisi, yaşam memnuniyetinin en önemli parçalarından biri olan kamu hizmetlerinden duyulan memnuniyetteki büyük artışlar dikkat çekiyor. Neredeyse tüm kamu hizmetlerine dair memnuniyet ‘patlamış’; eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, adalet, güvenlik ve ulaştırma hizmetlerinden memnuniyet ortalama 6 puan yükselmiş. Seçim yılı olan 2015’teki artışın ortalama 0.8 puan olduğunu not düşerek çıtayı da anımsatalım.
Toplumun neredeyse her kesiminin şikayetçi olduğu, darbe girişimi sonrasında 5 bine yakın hakim ve savcının görevden atıldığı adli hizmetlerde; memnun olanların oranı, 2016’da tam 7.5 puanlık artışla yüzde 57.9’a çıkmış. Bu memnuniyet oranının bir rekor; 2003’ten bu yana en yüksek zirve olduğunu not düşelim.
Üçüncü nokta da; eğitim durumuna göre mutluluk oranının dağılımı bize tüm fotoğrafı özetliyor. 2015’ten 2016’ya gelindiğinde üniversite eğitimi olanların yaşam memnuniyeti sadece 0.6 puan artarken, bir okul bitirmemişlerde 5.8, ilkokul mezunlarında 8.9 puanlık artış olmuş. Özetle, düşük eğitimli bireylerde 2016’da ‘mutluluk patlaması’ olmuş.
Özeti şu; OHAL’de, ‘mutlu hissedenler’ birden bire patlamış. Potansiyel neden ise olasılıkla ankete katılan yurttaşların kaygılarla olumsuz yorumdan kaçınmaları ve gerçek fikirlerini saklamaları. Merakım şu; bu durum referandum anketlerine de bu biçimde mi yansıyor?
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.