Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Türkiye sularında 15 tür denizanası bulunduğunu belirten İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, küresel ısınma ve evsel-endüstriyel atıklar nedeniyle denizanalarının aşırı miktarda çoğaldığını açıkladı.
İstanbul Boğazı’nda Bebek, Kuruçeşme, Arnavutköy, Emirgan gibi zayıf akıntılı yerlerde denizanaları adeta denizin yüzeyini kapladı. Teknelerin arasında her boşluğu dolduran, çıpa iplerinin ve halatların arasındaki yüzeyde yoğunlaşan denizanaları görüntü kirliliği oluştururken su kalitesini düşürüyor. Bilim insanları Boğaz’ın Avrupa kıyısında görülen denizanası artışının kirliliğin sonucu olduğu görüşünde.
SEBEBİ KÜRESEL ISINMA VE EVSEL-ENDÜSTRİYEL ATIKLAR
Milliyet'ten Gökhan Karakaş'ın haberine göre; Türkiye sularında 15 tür denizanası bulunduğunu belirten İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, küresel ısınma ve evsel-endüstriyel atıklar nedeniyle denizanalarının aşırı miktarda çoğaldığını açıkladı.
“Marmara Denizi 50 yıldır doğru yönetilmiyor. Azot ve fosfor yüküyle ortaya çıkan müsilaj, Doğu Marmara’da büyük sorunlara yol açacak. İstanbul Boğazı’nda güçlü akıntıya rağmen iklim değişikliği ve habitat bozulmasını fırsata çeviren denizanaları devasa sayılara ulaşıyor. Bu ekosistemin ciddi tahrip edildiğini gösteriyor, radikal kararların alınmalı” diyen Prof. Dr. Okyar, denizanası popülasyonundaki artışta aşırı balık avcılığının da rolü bulunduğunu söyledi.
"OKSİJEN DÜŞÜŞÜYLE AVANTAJI ELE ALIRLAR"
Açıkta görülen deniz analarının evsel ve endüstriyel kirlilikle kıyılara yaklaştığını anlatan Okyar şunları söyledi: “Denizanaları sıcaklık ve tuzluluğa uyum sağlar. Kıyı suları geçmişe oranla daha sıcak. Ayrıca, denizlerimiz artık besin tuzu yönünden ötrofik yani kirli. Oksijen oranının düşmesiyle denizanaları baskınlık kurar ve olumsuz çevre koşullarına kolayca uyar. Oksijen düşüşüyle avantajı ele alırlar. Ölen bireyler parçalanır ve dibe çöker. Çürüyen denizanası oksijeni azaltır. Denizanaları larval dönemde sert zemin arar. Kıyılarda dolgu ve beton üreme ve gelişme alanları artar. Boğaz’da aşırı denizanası görmek şaşırtıcı değil, çünkü larval dönemleri için gerekli betonlaşmayı görüyoruz.”
"DENİZ ÖLÜRSE MÜSİLAJ VE DENİZANASI ARTAR"
“Marmara Denizi’nde Chrysaora hysoscella pusula denizanasını saymazsak çok zehirli denizanası yoktu. Fakat yüzücüler için tehlikeli Drymonema sp. kaydedildi” diyen Prof. Dr. Okyar, şu uyarılarda bulundu: “İklim değişikliği, habitat tahribatı ve kirlilikte tehlikeli türlerin artışı kaçınılmaz. Kıyılarımızda zehirli denizanası türleri artıyor. Cotylorhiza tuberculata, Aequorea vitrina ve Drymonema sp. gibi zehirli türler artık görülüyor. Ay denizanası Aurelia aurita ve fıçı denizanası Rhizostoma pulma gibi türler de. Büyük kümelerle görülen bu denizanası artışı turizm ve balıkçılığı olumsuz etkiler. Onları yok edemeyeceğimize göre ekonomik kazanca dönüştürebiliriz. Uzakdoğu’da besin olarak tüketiliyor. Balıkçılar için ihraç ürünü olabilir. Ekonomik gelir için kozmetik, ilaç ve tıp sanayinde kullanabiliriz, çünkü kolajen kaynağıdır. Denizanası, mikroplastik parçacıklarını tutkal gibi yakalar. Gübreden, balık yemine hatta insan gıdasına kadar işlenebilir.”
ZEHİRLİ TÜRLER MARMARA’DA
İstanbul’a geldiğinde deniz anası istilasıyla karşılaştığını söyleyen Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, henüz havalar ısınmadan beliren bu artışın kirliliğin göstergesi olduğunu belirtti. Dr. Kesici, “Bunun temel nedeni, denizlerdeki kimyasal ve organik kirlilik. Müsilajla su yosunları artarken denizdeki azot, fosfor, karbon yükünün yanı sıra evsel, endüstriyel ve tarımsal atıklardan kaynaklanan besi elementlerinin oluşturduğu su yosunları da denizanaları için besin kaynağı oluyor. Besin bulmakta güçlük çekmeyen istilacı denizanaları doğal dengenin bozulması ve tür çeşitliliğinin azalmasıyla baskın oluyor. Marmara Denizi’nin 1970’lerden beri kirlendiği bilinmekte ve yanlış uygulamaların ağır sonuçları yaşanmakta. Kimyasalları biriktiren dip çamurunun bilimsel yöntemlerle temizlenmemesiyle Marmara Denizi adeta ölü bir deniz oldu” dedi.
İzmit Körfezi yeniden deniz salyası ile kaplandı
Deniz salyası turizm ve balıkçılığı öldürüyor
Antalya körfezinde denizanası yoğunluğu
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.