Müezzinoğlu: 'Tam gün'den taviz vermeyeceğiz
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "tam günden kesinlikle taviz vermeyi düşünmüyoruz" dedi.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, tam gün çalışma ilkesinde bir tereddütlerinin olmadığını belirterek, YÖK Kanunu'nda "Öğretim elemanları, üniversitede devamlı statüde görev yapar" hükmünü aynen koruyarak, tam günden kesinlikle taviz vermeyi düşünmediklerini bildirdi.
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nda, sağlıkta torba kanun tasarısının görüşmeleri sürüyor.
Görüşülmek üzere bir kez daha geri çekilen tasarı üzerinde söz alan Müezzinoğlu, getirecekleri düzenlemeler hakkında bilgi verdi.
Müezzinoğlu, konuyu, 5 ay önce yoğun bir şekide tartıştıklarını ifade etti. Müezzinoğlu, tasarıyı, bugün, yarın, gerekirse hafta sonu da görüşebileceklerini ancak gelecek haftaya bırakılmamasını istedi. Müezzinoğlu, tasarıyı tartışmadan, alelacele geçmesine yönelik dertlerinin olmadığını belirterek, "Her düşüncenin önerisini alalım, değerlendirelim. Ama artık bu işi derleyip toparlayıp bir an önce sonuca götürelim" dedi.
Hekimlerin ve diğer sağlık çalışanların tam gün çalışma ilkesinde bir tereddütlerinin olmadığını ifade eden Müezzinoğlu, YÖK Kanunu'nun 36. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Öğretim elemanları, üniversitede devamlı statüde görev yapar" hükmünü aynen koruyarak, tam günden kesinlikle taviz vermeyi düşünmediklerini bildirdi. Müezzinoğlu, yaptıkları görüşmeler ve gelen görüşlerde büyük bir uzlaşı olduğunu dile getirerek, bu durumun tam günün üniversite camiası tarafından benimsendiğinin göstergesi olduğunu söyledi.
Müezzinoğlu, 2010'dan önce üniversite hastanelerinde saat 13.00'ten sonraki part-time çalışmaya geri dönüş olmayacağını bildirerek, "Tam tersine hocalarımızın tam gün çalışmaları sonucunda elde edecekleri kazanç yanında, mesai sonrası da kazanç elde etmelerinin ortamını sağlamayı amaçlıyoruz. Çalıştıkları kurumda eğitim, araştırma ve uygulama faaliyetlerini daha verimli yapabilmeleri için gerekli ortamı ve mali imkanları sağlamak istiyoruz. Ayrıca mesai sonrası elde edilecek kazançtan, hocalarımıza döner sermaye payı olarak 50-60 aralığında bir imkanın sağlanmasının uygun olacağını düşünüyoruz. Kendi kurumunda devam etmeyle ilgili daha önce tartışmıştık. Burada yüzde 50 olan kararımızın yüzde 50-60 aralığına taşıyalım. Gelen öneriler sonrası yeni önerimiz bu" diye konuştu.
17.00'den sonra çalışmaya belirli sınırlarla izin
Mesai sonrası çalışmasını üniversitede değil de özel sağlık kurumlarında sürdürmek isteyen hocalara, Anayasa Mahkemesi kararı gereği saat 17.00'den sonra çalışmalarına belli sınırlarla izin verdiklerini kaydeden Müezzinoğlu, bu şekilde çalışacak doçent ve profesör sayısının, ana bilim dalındaki öğretim üyesinin yarısını geçemeyeceğini belirtti. Müezzinoğlu, isteyen üniversitenin daha düşük oranlarda bu oranı belirleyebileceğini ifade etti.
Müezzinoğlu, bu haktan yararlanmak isteyenlerin öncelikle çalıştıkları üniversiteye tıbbi uygulama ve akademik açıdan asgari katkı vermek durumunda olacaklarını vurguladı. Müezzinoğlu, üniversiteye en fazla katkıyı verenlerin, mesai sonrası özel çalışma hakkı verilerek, dinamik bir yapı kurulmasının beklendiğini söyledi.
Hocaların, mesai sonrası kendi üniversitesinde ya da özel sağlık kurumlarında çalışma haklarından birisini tercih etmeleri gerektiğini vurgulayan Müezzinoğlu, her iki hakkın birlikte kullanılamayacağını kaydetti.
Sözleşmelerin her yıl yenileneceğini dile getiren Müezzinoğlu, aynı haktan yararlanmak isteyenlerin kendi üniversitesine azami akademik ve tıbbi hizmeti sunacağını söyledi.
Getirilen yenilikler
Müezzinoğlu, yapılacak sözleşme tutarının profesörler için yaklaşık 16 bin liradan az olmayacağını, elde edilen bu gelirin yüzde 50'sinin hocaya ödeneceğini bildirdi. Müezzinoğlu, getirilen düzenlemelerden bazılarını şöyle sıraladı:
"Söz konusu hakkın kötüye kullanımında hem mesai sonrası özelde çalışan hocalarımız, hem de sözleşmeli çalışacakları özel kurum veya vakıf üniversitesi hastaneleri, 5 yıl süreyle aynı haklardan yararlanamayacaktır. Bu haktan yararlanacak özel hastane ve vakıf üniversiteleri, kendi kadrolarının yüzde 20'sinden fazla çalıştırma imkanları olmayacak. Bu düzenlemeyle özel kurulların kendi içinde rekabet eşitliğinin sağlanması amaçlanmaktadır. Uygulama, ilgili üniversite yönetim kurulları tarafından belirlendikten sonra YÖK onayıyla yürürlüğe girecek. Serbest çalışan hocalarımızın, üniversite ihtiyaçlarına göre dışarıdan yüzde 5'lik sözleşmeli çalıştırma hali aynen korunuyor. İşyeri hekimliğinin, aile hekimlerine ve kamuda çalışan tabiplere de tanınması sağlanıyor.
Çok tehlikeli işler dışındaki iş kollarında işyeri hekimliği sertifikası alma zorunluluğu kaldırılıyor. Sağlık meslek liselerinden 69 bin öğrenci kaydı geldi. Bu yılki rakamlarla gelecek 3 yıl daha devam ettiğinde, önümüzde eğitim standardını düşürdüğümüz bir yapıyla hemşire arkadaşlarımız çıkacak. 2014'ten itibaren kayıt olacaklar buralardan ebe, hemşire olarak mezun olamayacak. Hemşire ve ebe yardımcısı olacak ancak lisanslarını tamamladıklarında bu vasfı alabilecekler. Tıbbi gıdaların, eczaneler dışında bakanlıkça belirlenecek yerlerde satışına izin vererek, özellikle çölyak hastalarının mağduriyetini gidermek istiyoruz. Mecburi hizmete muhatap olan hekimlerimiz 3 kez mecburi hizmet kurasına giriyor. Bir kez gittiyse, bu alan kuralarından muaf olmasına ilişkin düzenlememiz var. Belki ilk düzenlemede bir teknik hata veya bakış acısı... Aile hekimlerimiz, yalnız aile hekimliği yapmaları için nöbet muafiyeti getirmişiz. Aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına asgari ayda 16 saat nöbet getiriyoruz."