Millenium Bank'ın adı ne olacak?
Türkiyede yeni bankaların kurulmasına izin verilmiyor. Banka sahibi olmak için kurulu bir bankayı satın almak gerekiyor. Hüsnü Özyeğin, Millenium Bankı çok başarılı bir banka olduğu için değil, tabelası için satın aldı. Deneyimine dayalı olarak tabelayı başarılı bir banka haline getirmeye...
Güngör Uras / Milliyet
Bundan 4 yıl önce doğurup büyüttüğü bebeği Finansbankın sattığını duyunca Hüsnü Özyeğini aramıştım. Piyasa şartlarına uymak lazım. İyi müşteri buldum diyordu.
Türkiyede faaliyetini sürdüren yabancı sermayeli bir banka olan Millenium Bankı satın aldığını duyunca dün gene aradım.
Piyasa şartlarına uymak lazım. İyi fiyatla aldım dedi.
Hüsnü Özyeğin, Yurtdışındaki banka sayımız arttı. Çok ülkede bankalarımız ve çok ülkede de bu bankaların şubeleri var. Finansbank satıldıktan sonra bu bankalar Türkiye ile ilişkileri başka bankalar üzerinden geliştiriyordu. Türkiyede bir ayağımız olması gerekiyordu. Finansbankın satış sözleşmesiyle getirilen rekabet yasağı süresi sona erince, kendi bankamıza sahip olmaya karar verdik diyor.
Hüsnü Özyeğin, ABDde ve ABde bankalar ciddi sorunlarla karşılaşırken, banka sisteminin sağlam yapısı nedeniyle Türkiyedeki yerli ve yabancı bankalarının krizden en az etkilenen bankalar olduğuna ve de Türkiyedeki bankaların karlılığının yüksekliğine dikkat çekiyor.
Devam ediyor: Finansbank deneyimine ek olarak yurtdışı deneyimimiz var. Zengin ve birikimli kadromuz var. Dünya piyasasını biliyoruz, Türk piyasasını biliyoruz: Bir yabancı banka uzun süredir satışta, müşteri arıyor. Bu durumda Millenium Bankı satın almaktan doğru ne olabilirdi?
Bankanın isminin değiştirilip değiştirilmeyeceğini sordum: Bizim yurtdışında yerleşen markamız Credit European Bank. Ama henüz isme karar vermedik. Hele formaliteler tamamlansın. Belki daha başka bir isim düşünebiliriz cevabını aldım.
Alan, (1) Türkiyede bir banka sahibi olmak için, (2) Türkiyede yeni banka kurulmasına izin verilmediği, banka sahibi olmak isteyenlerin ancak mevcut bir bankayı satın alabilecekleri için (3) Satış fiyatı uygun olduğu için Millenium Bankı satın aldı.
İyi de satan neden sattı? İlk akla gelen Acaba yabancılar Türkiyeden kaçıyor mu? endişesi olacak. Kötümserler, Bunun arkasından başkaları da satar diyecek. Hayır... Böyle değil.
Millenium Bank uzun süredir satışta. Krizden önce satışa çıktı..
Türk pazarına girmek için büyük para harcayan Portekizliler, banka yönetimindeki hatalar sonucu en canlı döneminde ve de diğer bankalar alıp başını giderken bankanın yerinden kıpırdayamadığını görünce müşteri aramaya başladılar. En ciddi müşteri geçen yıl bankayı satın almak isteyen İsrailli
Bank Hapoalim idi. Ama pazarlık netice vermedi.
Hüsnü Özyeğinin çatı kuruluşu olan Fiba yurtdışı ve içinde finans kuruluşlarına ve finans dışı kuruluşlara sahip. Fibanın 18.6 milyar dolarlık aktifinde, yurt dışındaki finans kuruluşlarının payı 13.2 milyar dolar, yurtiçi finans kuruluşlarının payı 1.3 milyar dolar, finans dışı kuruluşların (otel, perakende ticaret, ulaştırma ve enerji yatırımlarının) payı 3.1 milyar dolar.
Önce Finansbankın kuruluşunda, gelişmesinde ve daha sonra Fibanın büyümesinde Türkiyenin riskler ülkesi olduğu kadar fırsatlar ülkesi olmasının da büyük etkisi vardır ama bu gelişmeler gerçek anlamda bir one man show (tek adam becerisi)dir. Daha önce de yazmıştım. Tekrarlayayım. Bütün bunların arkasındaki tek adam olan Hüsnü Özyeğinin hayat çizgisi, Türkiyede çalışan, beceri sahibi, risk almayı bilen insanların önlerinin ne kadar açık olduğunu sergilemektedir.
Özyeğin, 19 yılda sadece Finansbankı kurup büyütmedi. Bankacılık, sigortacılık, aracılık hizmetleri, leasing, factoring, ticaret ve turizm sektörlerinde otuza yakın şirket kurdu. 1987 yılında Finansbanktan sonra kurduğu ikinci şirket, 1987 yılında kurulan Commercial Union Sigorta şirketidir. 1989 yılında Fiba Holdingi kurdu. 1990 ve 1991 yıllarında yurtdışında 2 banka kurdu. 1994 yılında yurtdışındaki üçüncü bankayı kurdu.
Hüsnü Özyeğinin büyüme hızı insanı şaşırtır. 4 yıl önce Finansbankı satacağını duyduğumda bu sütunda yayımlanan yazı şöyle bitiyordu:
Hüsnü Özyeğin, 2.8 milyar doları cebine koyarak, ceketini alıp çıkıyor ama gene de portföyünde satacak çok şirket, çok mal var. Özyeğin bugüne kadar şirket alıp satmakta, kurduklarını ve aldıklarını değerlendirerek yüksek fiyatla tekrar satmakta çok başarılı oldu. Bundan sonra da bu başarısını sürdürür.
Dört yıldır yapılanlar ve son satın alma başarının devam ettiğini gösteriyor.