<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaFinans KulisMezeci Çırağı'nın hikayesi----

Mezeci Çırağı'nın hikayesi

Mezeci Çırağı'nın hikayesi
04 Nisan 2017 - 12:20 www.finansingundemi.com

Minteks’in sahibi Özkan İrman’ın Bursa’daki Pirinç Hanı’nda elinde bir askıyla mezeci çıraklığı yaptığı çocukluk yıllarına ait gözlemlerinden izler bulunan 'Mezeci Çırağı' adlı film 14 Nisan’da tüm Türkiye’de gösterime giriyor.

"Mezeci Çırağı", havlu satışı ile başladığı iş hayatında 67 ülkeye ev tekstili markasını ihraç eder konuma yükselen Minteks’i kuran ünlü iş adamı Özkan İrman’ın aynı adlı kitabındaki hikâyeden yola çıkılarak senaryolaştırıldı. Özkan İrman mekânları kitaptaki atmosfere uygun hale getirecek çalışmaları yürütmek üzere filmin yapımcılığının yanı sıra sanat yönetmenliğini üstlendi. 2015 yılında çekilen filmin kurgu, montaj, renk ve müzik çalışmaları büyük bir titizlikle sürdürüldüğü için bu yıl tamamlandı.

İrman’ın babası Mezeci İsmail Hakkı’yı usta oyuncu Yusuf Atala canlandırdı. Filmin kadrosunda Murat Ercanlı, Süleyman Kabaali, Pınar Gordie, Deniz Oral, Nazlı Kar, Ekrem Şenel, Ersin Özkan, Ahmet Ünal, Aydan Çakır, Ferda Erişkin, Zeynep Derin Şenyiğit, Ahmet Karakman gibi isimler yer aldı.

ÇOCUKLUĞUNU OĞLU CANLANDIRDI

Filmde yazarın sahne sanatlarına ilgi duyan ve birçok oyunda rol almış öğrenciler olan iki oğlunun da rolü var. Babasının çocukluğunu Mezeci Çırağı karakterinde üstlenen Tuna ve Kula Recep’i canlandıran Arda bu rolleri diğer adaylarla birlikte girdikleri deneme çekimleri sonucu aldılar. Çekimler sonuna kadar ekibin büyük çoğunluğu onların kim olduklarını bile bilmedi.

Dram türündeki film, 1970’li yıllardaki Bursa Pirinç Hanı’nda derme çatma binalarda ekmek parası derdindeki esnafın yoksulluk, çaresizlik, gariplikle örülü hikâyelerini barındırıyor. Aynı zamanda dostluğun ve dayanışmanın da yaşandığı han, tüm hanlar içinde en ağır işlerin yapıldığı, en zor şartların olduğu yer, aslında yaşamın kendisiydi.

Mezeci Çırağı kitabındaki hikâye Özkan İrman’ın Pirinç Hanı’nda babasının yanında elinde bir askı çıraklık yaparken gözlemlediklerini anlatıyor. “Orası benim hem oyun parkım hem işyerimdi. Aslında oyun neydi, iş neydi, onun bile ayrımında değildim tam. Yıllar sonra babamın hayatını yazayım derken, fark ettim ki ben çocukken sessiz bir tanığıymışım Pirinç Hanı’nın. Kitabımın önsözünde de vardır; biz çocukları uyuyor, oynuyor, ders yapıyor sanırız. Oysa onlar sessiz tanıklarıdır yaşamın. Esasında bilinçsiz bir kayıttır bu ve yazılmadığı için kaybolup gidiyor” diyen İrman, yazarak olanları gün yüzüne çıkarttı.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)