Merkez Bankası PPK şubat ayı toplantısı bugün yapılacak. Erdal Sağlam, Hürriyet'teki köşesinde, piyasaların PPK'dan beklentilerini ve Merkez Bankası'nın tavrının kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye notları üzerindeki etkisini yazdı.
İşte Sağlam'ın o yazısı:
BUGÜN Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) yılın ikinci toplantısını yapacak ama piyasaların pek umurunda değil.
Gelişmeler ne olursa olsun, kimse Merkez Bankası’nın harekete geçmesini beklemiyor. Başka bir deyişle Merkez Bankası yönetiminden umut kesilmiş durumda.
Kaldı ki, küresel piyasalardaki son gelişmeler, geçen aylara kıyasla çok daha ılımlı seyrediyor.
Yani daha önceki toplantılarda
faiz kararı almayan Merkez Bankası’nın bu ay karar alması çok daha küçük bir ihtimal.
O nedenle de piyasalarda PPK öncesi beklentinin sıfırlandığını söylemek mümkün.“Küresel piyasalar iyiyse, piyasaların beklentisinin tersine bu kez
faiz indirir mi?” derseniz; bugünkü siyasi ve ekonomik koşullarda bir de
Faiz indirirse, o zaman piyasalar herhalde tutulamaz.
Bir hatırlayalım; enflasyon çif hanenin sınırına geldi ve açıkca dillendirilmese de, ekonomi kurmayları bile bu yıl, hem de birkaç ay içinde, enflasyonun yüzde 10’un üzerine çıkabileceğini tahmin etmeye başladılar.
Görevi enflasyonla mücadele olan Merkez Bankası buna rağmen faizde harekete geçmedi, hem de daha önce defalarca söylemesine rağmen, normalleşmeyi başlatmadı.Şimdi bunun üzerine bir de siyasi risk realize olmaya başladı.
Piyasalar Rusya ile krizden sonra satın almadıkları siyasi riski, Batı ile ters düşüp, Suriye’ye askeri harekat ihtimali artınca,geçen hafta satın almaya başladılar.
Son dönemde küresel iklim, FED faiz artırımlarının gecikme beklentisi nedeniyle olumluya dönünce diğer para birimleri dolar karşısında değer kazandı ama TL’nin siyasi riskle erimeye devam ettiği görüldü.
Uluslararası belirsizliklerin arttığı bir ortamda Merkez Bankası hareketsiz kalıp, piyasalar beklentiyi kesince, olumsuz sonuçları da görülmeye başladı. Yerli ve yabancı piyasa uzmanları her şeye rağmen Merkez’in hareket etmediğine kanaat getirince, Türkiye’ye de artık eskisinden çok daha çekimser bakıyorlar.
FİTCH GÖRÜNÜMÜ DEĞİŞTİREBİLİR
Bunun sonucu olarak Türkiye ekonomisinde yeniden “rating korkusu”nun başladığını da söylemek gerek. Not indirimi şimdilik beklenmese de, Türkiye’nin ekonomik görünümünde bozulmanın rating raporlarına girmesi beklenmeye başladı.
Önümüzdeki Cuma günü uluslararası rating kuruluşlarından Fitch’in Türkiye raporu ve notu açıklanacak.
Fitch Türkiye’ye yatırım yapılabilir seviyeyi temsil eden “BBB-” kredi notu vermiş, görünümü de durağan olarak saptamıştı. Dün bir açıklama yapan Bank of America Merrill Lynch (BofA), Cuma günü Fitch’in Türkiye’nin kredi notuyla ilgili bir değişiklik yapmazken, durağan olan görünümü negatife çevirmesini beklediklerini açıkladı.
Yatırım yapılabilir seviyeyi gösteren not değişmeyeceğ için Fitch’in böyle bir karar açıklamasının piyasalara etkisi sınırlı olabilir.
Ancak yine de görünümün negatife çevrilmesi, ileride indirim ihtimalinin arttığını göstereceği için, moralleri bir miktar bozabilir.
Böyle bir açıklama Türkiye ekonomisindeki seyrin çok daha hassas bir noktaya geldiği anlamına gelecek. Enflasyondaki seyir çok daha yakından takip edilip, Suriye başta olmak üzere iç ve dış siyasi riskler çok daha dikkatle izlenecek.
Zaten azalan Türkiye’ye olan güvenin daha da erimesi, ihtiyaç duyulan sermayenin gelişinin daha zorlaşacağını gösterecek.
Unutmayalım ki; dünkü turizm paketinde olduğu gibi, içine girdiğimiz durum gün geçtikçe bütçe ve harcamalar üzerindeki yükün artmasına neden oluyor.
Kalitesi bozulsa bile, çıpa olabilecek tek gösterge olarak kalan mali disiplinin bozulması riskini de önümüzdeki dönemde konuşmaya başlarsak şaşırmayalım.