Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı yıl sonu dolar tahminini 1.92 olarak açıklamıştı. Bu tahmin sonrasında Başçı, başta Zafer Çağlayan olmak üzere pek çok kişi tarafından eleştirildi. Yıl sonuna sayılı günler kala Başçı'nın bu tahminin tutabilme ihtimali düşünülüyor. Ama bu ihtimal çok zor gözüküyor.
Vatan ekonomi yazarı Ali Ağaoğlu bugünkü köşesinde yeni yıla sayılı günler kala Başçı'nın bu tahminini değerlendirdi. Ağaoğlu'na göre de 'Merkez'in işi çok zor'...
İşte Ağaoğlu'nun o yazısı;
Merkez Bankası Başkanı Başçı’nın dolarda “1.92” tahmininin tutup tutmayacağı tam 7 gün sonra belli olacak. Doğrudan müdahale olsa bile Merkez’in işi zor. Çünkü ABD parasal genişlemede frene basıyor.
Merkez Bankası da Başkanı da bir yere gitmiyor, yanlış anlaşılmasın! Başkan Başçı’nın Anadolu Ajansı’ndaki toplantısında yaptığı “tahminin” gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin anlaşılmasına sayılı günler var. Yılın son iş gününe bugünle beraber 7 iş günü kaldı.
27 Ağustos’ta; Jackson Hole toplantısı sonrasındaki tatilini yarıda keserek “piyasaları sakinleştirmek” üzere yurda dönen MB Başkanı Başçı, “ülkeye fon girişleri artarsa, yılsonunda dolar/TL kuru 1.92’nin altına inerse şaşırmayın” diyerek bir “tahminde” bulunmuştu.
Şartlar çok değişti!
Bu “tahminin” en önemli varsayımı atlandı ve hemen herkes “Kur, yılsonunda 1.92 olacakmış, MB Başkanı söyledi” havasına girdi. Ancak Başkan’ın çok temel bir varsayımı vardı: “ülkeye fon girişleri artarsa” idi bu varsayım.
Mayıs ayında “daraltmaya” başlayacağı “tüyosunu” piyasalara veren Fed’den sonra bu varsayımın hayata geçmesi hayli zordu ve geçtiğimiz hafta Fed’in resmi olarak”parasal genişlemeyi 10 milyar dolar daraltacağını” açıklamasıyla bu varsayımın hayata geçme olasılığı iyiden iyiye azaldı.
Son 10 yılda kamunun yerine altyapı yatırımlarını “üstlenen” özel sektörün döviz borçlanması ve dolayısıyla “kur riski” hiç olmadığı kadar yükseldi. İş dünyasını “yılsonu kuru ne olacak?” kaygısı sarmış durumda. Kur 1.92’lere gelir ise hem bilançolar rahatlayacak, hem de “kur zararı” sınırlı olacak. Ancak geçtiğimiz hafta 2.0984 ile yeni bir “tarihi rekor” kıran dolar/TL kurlarının 1.92’lere gerilemek yerine daha da yukarıda yılı kapatması döviz borçlusu ve üretim için ithalat yapmak zorunda olan iş dünyasını endişelendiriyor.
Benzer bir endişeyi MB de taşıyor gibi. Sırf para politikasında
faiz artışı yapmamış olmak adına; zorunlu karşılık ve bankacılık sistemine sağlanan fonların maliyetlerindeki artışlarla işi götürmeye çalışan MB, günlük araç ve politika değişikliklerinden birine daha Cuma günü imza attı. Günlük 50 milyon dolarlık döviz satış rakamını 10 katına kadar arttırabileceğini ilân etti!
Piyasalardaki oynaklığın arttığı günlerde MB piyasalara müdahale etmesi normaldir. Ancak bu müdahalenin önceden bildirilerek “tarifeli” bir şekilde yapılması yerine, para ve maliye politikalarıyla desteklenmiş bir strateji çerçevesinde bunun yapılması çok daha mantıklı. Ancak tek başına, bölük pörçük dövize müdahalelerle herhangi bir hedefe ulaşılması mümkün değildir. Nitekim Merkez Bankası’nın attığı “ürkek” adımlar yükselişi yavaşlatsa da “kayıp” devam ediyor ve şimdiye kadar yapılmış olan satışlar bir işe yaramamış görünüyor. Üstelik bunun bir başka zararı da “güven kaybı” olarak ortaya çıkıyor. Başkan’ın “1.92 tahminine” güvenip de döviz almamış, hatta satmış olanlar da kurlar yukarı gittikçe dövizde alıcı olmaya başlıyorlar. Üstelik de bunu yabancı yatırımcıların tatilde olduğu bir zamanda yapıyorlar.
Merkez 31 Aralık’ta müdahale eder mi?
Şimdi herkesin sormaya başladığı soru bu. 30 Aralık 2011 tarihinde dolar/TL kurları 1.92’lere “tırmandığı” çıktığı bir dönemde, MB dövize 3.5 milyar dolarlık “durup dururken” müdahale etmişti. İlk başta kimse bunun sebebini anlayamamıştı. O zamanda ağırlıklı olarak borçlu olan iş dünyası; bu durumdan memnun olmuş, gerek iş dünyasından gerekse de finansal piyasalardan kimsenin bir “itirazı” olmamıştı. Ancak o günlerin, bugünlere göre en büyük farkı ve MB’nin o müdahale sonrasında başarılı olmasının ardındaki en önemli sebep; Fed’in ikinci “Bedava para Paketi” ile parasal genişlemeye devam etmesiydi. Ancak bugün durum aynı değil. Tam tersine Fed “daraltmaya” başladı! MB; 31 Aralık günü yine bir “bilanço kurtarma”, “rakamları güzel gösterme” ve belki de “Başkan’ı haklı çıkarma” adına dövize “müdahale” edebilir. Ancak bu sefer yapılan müdahaleyi bir parasal genişleme desteklemeyecek. Olası müdahale “kadük” olabilir! İster 31 Aralık, ister öncesinde “sadece” döviz müdahalesi ile kurdaki yükselişin kontrol altına alınabileceğine inanmıyorum!
Dolarda kritik seviye 2.10 TL
Gösterge bono bileşik faizleri; Temmuz 2013’teki yüksek olan yüzde 9.59 seviyesinin de üzerine çıktı ve Başçı’nın “1.92 tahminini” yaptığı günlerdeki 10.24’lere doğru yol almaya başlamış görünüyor. 10 yıllıklar da Temmuz 2013’ün çok üzerine çıkarak yüzde 10.20’ye kadar yükseldi. Yüzde 10.83’teki zirveye az bir yer kalmışa benziyor. Geçtiğimiz hafta Cuma günü “Bir “kavga” vurdu, bir de Fed vurdu” başlıklı yazımda da belirttiğim üzere dolarda 2.08 TL ve 2.10 TL seviyeleri “opsiyonlar” açısından kritik eşikler. İlki aşıldı. İkincisi de aşılacak olur ise 2.1215 TL seviyesi bir sonraki yıla bile kalmadan görülebilir.
Önümüzdeki “sayılı günde” MB çok çalışmak zorunda, çok...