Merkez Bankası zorunlu karşılıklarda değişikliğe gitti. Zorunlu karşılıklardaki faizleri artıran Merkez Bankası'nın dolar kurunu kontrol altına almak istediği göründü.
Vatan Gazetesi yazarı Ali Ağaoğlu konuyu köşesine taşıdı. İşte o yazı:
Geçen haftaya Çin ve Jackson Hole toplantısı damgasını vurdu. Fed Başkan Yardımcısı Fischer’ın mesajları piyasaları çok memnun etmese de korkutmayacaktır. Bu hafta dolarda sakinleşme olmasını bekliyorum. Bu düzeltmenin 2.86-2.88 bandına kadar devam etme olasılığı var.
Geçen haftanın ilk günü “Kara Pazartesi” olarak anıldı, bence o kadar da kara değil, daha çok “kırmızıydı”. Neredeyse tüm varlık piyasaları Çin borsasının yüzde 9’a yaklaşan düşüşü sonrasında sert bir şekilde değer kaybettiler. Birçok finansal ürün teknik analiz bakış açısından “ayı piyasasına” döndü veya dönüş sinyalleri verdi, gelişen ülke para birimleri dolar karşısında değer kaybettiler. Hafta sonuna doğru yaşanan toparlanma bu hafta da devam edecek mi?
Bu hafta piyasalara ABD’den gelecek haberler yön verecek. Fed Başkan Yardımcısı Stanley Fischer’ın hafta sonu Jackson Hole’da yapacağı konuşma merakla bekleniyordu. Fischer ihtiyatlı konuşmasında; son 1 yılda güçlenen doların, düşen petrol fiyatlarının ve ABD iş gücü piyasasındaki “kesatlığın” enflasyonu baskılayan etkilerinin azalmaya başladığını belirtti. Bunlara bağlı olarak enflasyon beklentilerinin yükselmeye başlayacağını,
faiz artışına başlamak için illâ ki yüzde 2 hedefine varılmasının beklenmemesini söyleyerek Eylül’de
faiz artışını masada tutmuş oldu.
Fischer Faiz mesajını verdi
Piyasaların “Godot’u bekler” gibi bekledikleri bu faiz artışı gelse belki belirsizliğin ortadan kalkması adına çok daha iyi olacak. “Mini faiz artışı, ardından da uzun bir bekleme dönemi” tercihi piyasalar adına en doğru strateji. Fischer da bu olasılığı göz ardı etmeyecek şekilde; “faiz artışının ne zaman başlayacağından çok faiz politikalarıyla ilgili izlenecek yol daha önemli demiş”. Görünen o ki hafta sonu gelen mesajlar piyasaları çok memnun etmese de korkutmayacaktır.
Taa ki Cuma günü açıklanacak ABD Tarım dışı istihdam (TDİ) rakamlarına kadar. 223 bin kişilik bir artış beklenti ortalaması var. Beklentilerin üzerinde ABD’nin yüzde 2.3 büyüme beklenen ikinci çeyreğinde yüzde 3.7 büyüdüğünün açıklanması sonrasında TDİ’da beklentilerin üzerindeki bir istihdam artışı, piyasaları ‘Çin faktörü’ kadar olmasa da tedirgin edecektir.
Merkez’den zorunlu karşılık hamlesi
Çin Merkez Bankası neredeyse gelenekleşmiş bir şekilde önemli kararlarını hafta sonlarında açıklar. Bizim Merkez Bankamız da bu modaya mı uydu da önemli bazı kararları Cuma günü kapanışından sonraya veya hafta sonlarına getirmeye başladı bilemiyorum ama geçtiğimiz Cumartesi günü önemli kararlar açıkladı.Döviz depo işlemlerinde bankaların toplam işlem limitleri yüzde 130 artırılarak 50 milyar dolara çıkarılmış. Döviz likiditesi sağlama adına olumlu ancak döviz kurları üzerinde çok da etkili olmayacak bir adım.
Diğer yandan üç yıldan uzun yükümlülükler için zorunlu karşılık oranları yüzde 7’de sabit bırakılırken, 1 yıla kadar olanlar için yüzde 20’den 25’e, iki yıla kadar olanlar için yüzde 13’ten 20’ye ve 3 yıla kadar olanlar için de yüzde 8’den 15’e yükseltilmiş. Arka bahçede yapılan düzenlemeler yerel bankaların MB’ye bağımlılığını artırırken, yabancı yatırımcıların karar ve hareketleri üzerinde önemli bir etkisi olmayacaktır.
Petrol şaşırttı
Her ne kadar benim için sürpriz olmasa da geçtiğimiz hafta yaşanan “çalkantının en hırçını” petroldü. Hafta başında 42.19 varil/dolar seviyesine kadar gerileyen Brent petrolü, Cuma günü 50.95 seviyesini gördükten sonra günü 49.88’den kapattı.
Petrolün özellikle ABD’deki “çıkarma maliyetine” yaklaşılmış olması, Brent ile WTI (ABD ham petrolü) arasındaki farkın 4 doların altına inmesi, ABD’deki ham petrol stoklarında 1.9 milyon varillik bir artış beklenirken 7.3 milyon varillik bir azalma ve Nijerya’da Shell’in “zorunlu hal” ilân etmesi gibi sebepler bir araya gelince petrol fiyatlarındaki sıçrama sert oldu. Bu hafta Brent petrolünün 52.65-54.10 bandına kadar yükselmesi olasılık dahilinde. Ancak bu seviyelerde kalması zor ve yeniden 47.50-48.70 bandına kadar bir geri çekilme yaşanabilir.
Dolar kuru gevşer mi?
Merkez Bankası’nın hafta sonu attığı adımların kurlar üzerinde kısa vadede bir etkisi olmasını beklemiyorum. Fischer’ın konuşması ve uluslararası derecelendirme şirketlerinden geçtiğimiz hafta gelen açıklamalar ve yorumlar daha fazla etkili olacaktır. Görünen o ki derecelendirme şirketleri erken/yenilenen seçimin Türkiye’nin yaklaşmakta olan fırtınaya karşı zamanında hazırlık yapmasına mani olabileceğini, bunun da ekonomi üzerindeki riskleri artıracağından dem vuruyorlar. Haksız sayılmazlar. Ancak bir karar vermeden önce seçim sonuçlarını görmek isteyeceklerdir.