<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılık“Merkezi otoritenin yanlışları”----

“Merkezi otoritenin yanlışları”

“Merkezi otoritenin yanlışları”
20 Ekim 2013 - 16:33 www.finansingundemi.com

Bankalar hangi baskı altında? Merkezi otorite ne istiyor? Makro ihtiyati önlem nedir?

Habertürk Gazetesi yazarı Ercan Kumcu, “Serbest piyasa ekonomisine yakışmıyır” başlıklı yazısında tüketici kredisi veren bankaları merkezi otoritenin engellemesiyle karşılaştığını belirtti, “İki yanlış birden yapılıyor” dedi. Bu arada BDDK’yı da sert eleştirdi. İşte o yazı…
**
Bir piyasada ya fiyatı ya da miktarı kontrol edebilirsiniz, ikisini birden değil. Hangisini kontrol ederseniz edin, arz-talep dengesinin gösterdiği fiyat ya da miktarı seçmemişseniz, ya arz fazlası (talep eksikliği) ya da talep fazlalığı (arz eksikliği) yaratırsınız.
Otoriteler farklı amaçlar için olanaksız olanı yapmaya çalışıp fiyatı tespit edip miktarı kısıtlamayı çok severler. 1980’li yıllara kadar Türkiye bu oyunu çok oynadı. Döviz kuru düşük tutuldu, ithalat kotalar yoluyla kısıtlanmaya çalışıldı. Faizler düşük tutuldu, banka kredileri sektörler arasında tahsis edildi. Akaryakıt fiyatları düşük tutuldu, benzinliklerin önünde araç kuyrukları oluştu. Adamını bulan kışın ısınmak için yakıt bulabildi. Bütün bunlar ekonominin sağlığı için yapıldı! Serbest piyasa ekonomisinde fiyat bir sinyaldir. Fiyatı sinyal olarak kullanmak istemeyen otoriteler miktarı kontrol yoluyla arzuladıkları piyasa dengesini oluşturmaya çalışırlar. Başarılı olamazlar. Son dönemde fiyatı sinyal olarak kullanmayı bırakıp miktarı kontrol etmeye yönelik arzular kabardı. Tüketici kredilerindeki artış frenlenmek isteniyor. Ama, fiyatın (faizin) bir sinyal olarak kullanılması istenmiyor.
O nedenle tüketici kredilerine ağırlık veren bankalar, daha fazla karşılık tutmak zorunda bırakılarak ve daha fazla sermaye bulundurmaya zorlanarak tüketici kredisi vermeleri miktar yoluyla engellenmek isteniyor. Bunun adına makro ihtiyati önlem deniyor. KOBİ kredileri daha az riskli de, tüketici kredileri daha çok mu riskli? Makro ihtiyati önlem adı altında aslında bankaların sağlığına yönelik kullanılması gereken araçlar arzulanan makroekonomik dengeleri oluşturmak için kullanılıyor. İki yanlış birden yapılıyor, ama iki yanlış bir doğru olmuyor. Fiyatı sinyal olarak kullanmaktan kaçınan merkezi otorite bambaşka amaçlar için oluşturulmuş bağımsız olması amaçlanan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu‘nu (BDDK) amaçlarına alet ediyor. Belli ki, BDDK da halinden memnun, sesi çıkmıyor, söyleneni yapıyor. Ama, yapılanlar serbest piyasa ekonomisine yakışmıyor. ERCAN KUMCU-HABERTÜRK
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)