BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaFinans KulisMerkez'e ‘zorunlu karşılık’ ayarı----

Merkez'e ‘zorunlu karşılık’ ayarı

Merkez'e ‘zorunlu karşılık’ ayarı
23 Şubat 2011 - 08:50 www.finansgundem.com

Merkez Bankası'nda Banka Meclisi, yetkilerinden bazılarını 'sınırları belli olmak üzere', PPK ve Yönetim Komitesi'ne kullandırabilecek

Torba Yasa’ya eklenen hükümle, Merkez Bankası’nda Banka Meclisi, yetkilerinden bazılarını ‘sınırları belli olmak üzere’, Para Politikası Kurulu ve Yönetim Komitesi’ne kullandırabilecek. Zorunlu karşılık oranlarını yüzde 50 artırma veya azaltma konusunda PPK yetkilendirilebilecek. Ancak temelde bu yetki Banka Meclisi’nde kalmaya devam edecek.
Merkez Bankası’nın finansal istikrar hedefi doğrultusunda son dönemde aldığı bir dizi tedbir, MB yönetimine “zorunlu karşılık” ayarı getirdi. Söz konusu tedbirlerin alınma sürecinde banka yönetiminde bazı karar sürelerinin hızlanması gerektiği ortaya çıkınca, hükümet MB yönetiminin de isteğiyle yeni bir düzenlemeye gitmiş, Torba Yasa’ya bir hüküm koyarak yeni bir yetki düzenlemesi yapmıştı. Başbakan yardımcısı Ali Babacan’ın da önceki gün gündeme getirdiği düzenlemenin arka planından ise “zorunlu karşılıklar” çıktı. Bu düzenlemenin yasalaşmasının ardından yetki düzenlemesinin işleyişi MB yönetimi tarafından ana hatlarıyla belirlenmiş durumda. MB, gerekli düzenlemeyi yapacağı ilk toplantısı için yasanın yürürlüğe girmesini bekliyor.
Buna göre Torba Yasa’ya eklenen hükümle, 1211 sayılı yasanın 22. maddesinde Banka Meclisi’nin görev ve yetkilerinin sıralandığı ve 15 fıkralık maddeye 16. fıkra eklenecek. Bu fıkrayla Banka Meclisi, yetkilerinden bazılarını “sınırları belli olmak üzere”, Para Politikası Kurulu ve Yönetim Komitesi’ne kullandırabilecek. Burada kritik düzenlemeyi “sınırları belli olmak üzere” ifadesi belirliyor. Buna göre Banka Meclisi kendisinde bulunan yetkileri devretmeyecek ancak belirli şartlar ve oranlarda kullandırabilecek. Örneğin, zorunlu karşılıklara ilişkin yetkisini “Oranları yüzde 50 artırma ve/veya azaltmak” konusunda Para Politikası Kurulu’nu yetkilendirebilecek. Ancak temel olarak bu yetki Banka Meclis’inde kalmaya devam edecek.
Yeni düzenlemeyle Banka Meclisi’nin hangi yetkilerini kullandıracağına dönük çerçeve de ana hatlarıyla çizilmiş durumda. Buna göre Banka Meclisi, idari yetkiler dışındaki, bankanın para politikasına dönük kararlarını kullandıracak. Bu kapsamda Banka Meclisi’nin, başka zorunlu karşılıklar olmak üzere, açık piyasa işlemleri, döviz ve efektif işlemleri, reeskont ve avans işlemleri ve reeskont ve avans faiz oranlarını, umumi disponibilite ve diğer para politikası işlemlerindeki yetkisini yine belirlediği sınırlar kapsamında kalmak şartıyla Para Politikası Kurulu veya yönetim komitesine kullandırabilecek. Bu kapsamda Banka Meclisi ülke altın ve döviz rezervlerinin yönetimi konusunda da yetki verebilecek.
3 günlük gecikme fitili ateşledi
Söz konusu düzenlemenin MB yönetimi tarafından tercih edildiği öğrenilirken, bu ihtiyacın MB’nin finansal istikrara dönük kararları hızla uygulamaya soktuğu süreçten kaynaklandığı ifade edildi. Özellikle Para Politikası Kurulu, 20 Ocak’ta sürpriz faiz indirim kararı vermiş ve zorunlu karşılıkların da artırılacağını işaret etmişti. Kararla büyük bir şaşkınlık yaşayan bankacılık sistemi, zorunlu karşılıklara ilişkin kararı beklemeye başlamış ancak karar bir türlü alınmamıştı. Merkez Bankası‘nın zorunlu karşılık kararı 3 gün gecikmeli olarak 24 Ocak Pazartesi günü alınınca da Banka Meclisi ile Para Politikası Kurulu arasında bir uzlaşmazlık olduğu yorumları yapılmıştı. Ancak zorunlu karşılıklar konusunda karar alma yetkisi, ayda bir toplanan Banka Meclisi’nde olduğu için, hızla alınması gereken karar gecikmişti. Banka yönetiminin de bu gecikmeden rahatsız olduğu, bundan sonraki dönem için de bu düzenlemeyi gündeme getirdiği öğrenildi.
Petrol ve emtia fiyatlarındaki artış enflasyon için risk unsuru
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), işlenmemiş gıda fiyatlarının baz etkisiyle Şubat’ta gıda grubunun yıllık enflasyonunda belirgin düşüş tahmin edildiğini, enerji ve diğer emtia fiyatlarındaki hızlı artışların enflasyon üzerinde arz yönlü ilave bir risk unsuru olduğunu bildirdi. Merkez Bankası, Şubat ayı PPK toplantısında ağırlıklı Faiz indirimi olmayacağı yönündeki piyasa beklentilerine paralel politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 6.25 seviyesinde sabit bırakırken, düşük düzeyde politika faizi, geniş faiz koridoru ve yüksek zorunlu karşılık oranlarından oluşan politika bileşiminin sıkılaştırıcı yöndeki etkilerinin bir sonraki toplantıya kadar yakından izleneceğini ve gerekli görüldüğü takdirde aynı doğrultuda ilave tedbirlerin alınacağını açıkladı. PPK toplantısına ilişkin özetlerde, “Son dönemde işlenmiş gıda ve akaryakıt fiyatlarındaki artışlar hizmet grubu fiyatları üzerinde maliyet baskısı oluşturmaktadır. Kurul, yıllık enflasyonun Şubat ayında bir miktar daha düşüş gösterdikten sonra, ikinci çeyrekten itibaren dalgalı bir seyir izleyerek yıl sonunda Ocak Enflasyon Raporu’ndaki tahmine yakın bir düzeyde gerçekleşeceğini öngörmektedir. Özellikle işlenmemiş gıda fiyatlarında geçtiğimiz yıl gözlenen dalgalı seyrin oluşturduğu baz etkisinin yıllık enflasyon üzerinde belirleyici olmaya devam edeceği tahmin edilmektedir. Bunun yanı sıra, ithalat fiyatlarında gözlenen artışların yol açtığı maliyet baskıları önümüzdeki dönemde temel enflasyon göstergelerinde yükselişe yol açabilecektir” denildi.
Alınan parasal sıkılaştırma kararlarının enflasyon üzerindeki iç talep kaynaklı baskıları sınırlayacağı değerlendirmesinde bulunulan açıklamada, öncü göstergelerin yılın ilk çeyreğinde iç piyasa siparişlerinde 2010 yılının son çeyreğine kıyasla daha ılımlı bir seyre işaret ettiği belirtilerek, enerji ve diğer emtia fiyatlarında gözlenen hızlı artışların enflasyon üzerinde arz yönlü ilave bir risk unsuru teşkil ettiğine dikkat çekildi ve fiyatlama davranışlarının yakından izlenmesi gerektiği vurgulandı. Vatan

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)