Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi başta olmak üzere bakanların 'Faizi indirin' çağrılarının ardından dün Erdem Başçı başkanlığında toplanan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, haftalık repo faizlerini yüzde 8.25'ten yüzde 7.75'e çekti.
Uğur Gürses, Hürriyet'teki yazısında PPK kararını değerlendirdi. İşte o yazı:
Merkez Bankası dün, merakla beklenen kararı verdi ve yüzde 8.25'de olan haftalık repo faizlerini yarım puan düşürerek yüzde 7.75'e çekti. Politik baskı ve erken yaptığı yönündeki potansiyel eleştirilere de verdiği mesajla zımnen şunu söyledi; 'temkinli gideceğim'.
Banka, yüzde 7.50 olan gecelik borç alma ile yüzde 11.25 olan gecelik borç verme faizini değiştirmedi. Merkez Bankası tahvil piyasasında piyasa yapıcısı olan bankalara da yüzde 10.75'le para verebiliyor, bu
faiz oranı da değiştirilmedi.
Merkez Bankası açıklamasında, para politikasındaki sıkı duruşun ve alınan makro ihtiyati önlemlerin enflasyonu, özellikle enerji ve gıda dışı (çekirdek) enflasyon göstergelerini ve enflasyon beklentilerini olumlu yönde etkilediğini, ayrıca petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüşün de enflasyondaki düşüş sürecini desteklediğini vurgulayarak, 'ölçülü bir indirim yapılmasına' karar verildiğine yer verildi.
Devamı için temkin ve 'bekle gör'
Merkez Bankası, enflasyonun 2015 yılının ortalarında hedefle uyumlu seviyelere geleceğini öngördüğünü söyleyerek, 'enflasyondaki düşüşün kalıcı olması için para politikasında temkinli bir yaklaşım gerekmektedir' vurgusu yapıyor. Bu, Temmuz ayından bu yana sürdürdüğü sıkılığın devam edeceğini düşündürüyor. Nitekim 'temkinli yaklaşım' vurgusundan sonra, akla gelen 'faiz indirimi devam edecek mi?' sorusunun yanıtını da şöyle veriyor; "Bu çerçevede, önümüzdeki dönemde para politikası kararları enflasyon görünümündeki iyileşmenin hızına bağlı olacaktır." Yani, 'faiz indirimini erken yaptım, temkinli biçimde sıkılığı devam ettireceğim, enflasyon da beklendiği gibi düşmeye devam ederse
faiz indirimlerine devam edebiliriz' diyor.
Faiz indirimi ne getirecek?
Banka, piyasanın ihtiyacı olan ana likiditeyi, dün faizi yüzde 8.25'den yüzde 7.75'e çekilen haftalık repo kanalından veriyor. Merkez Bankası bu likiditeyi kısma yoluna giderek gecelik faizleri yükseltebiliyor. Buna da 'ilave sıkılaşma' adını veriyor. Bugüne kadar repo kanalından yüzde 8.25'le piyasanın ihtiyacı olan parayı sağlayan Merkez Bankası, Aralık ayı başından beri gecelik
Faiz oranlarının ortalama yüzde 10.8 civarında seyretmesini sağlıyor. İşte bu yüzden, Merkez Bankası'nın piyasaya verdiği paranın faizi yanında, gecelik piyasada faiz oranlarının nasıl seyrettiğine de bakılıyor.
Dün repo faizlerinin 0.50 puan indirilmesine karşılık, bankanın gecelik faiz koridorunu yüzde 7.50-11.25 arasında bırakması, bankanın likidite politikasının nasıl seyredeceğine dair soru işaretlerini doğurdu. Repo faizini yüzde 7.75'e çekmesine karşın, taban faizi sadece 0.25'lik bir marjla yüzde 7.50'de tutması bu açından dikkat çekici.
Hem açıklamasındaki temkinlilik ve sıkı duruşun sürdürülmesi vurgusu, hem de faiz koridorunun alt ve üstünde değişiklik yapmaması; politik baskı ile birkaç ay sonra yapabileceği faiz indirimini öne aldığı görülen Merkez Bankası'nın, gecelik faizlerin yine aynı şekilde yüzde 10.8 civarında seyretmesini sağlaması olasılığı hiç de az değil.
Öte yandan, Rusya ve Yunanistan'daki çalkantılar, Avrupa Merkez Bankası'nın Perşembe alacağı kararlar gibi mali piyasaları ve TL'nin değerini etkileyecek potansiyel birçok unsur hala etkili olmaya devam ediyor. Bu yüzden, hiçbir dönemde olmadığı kadar 'önden koşulmaması' gereken bir süreç söz konusu; Merkez Bankası'nın da temkini elden bırakmaması gerekiyor.