Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türk ekonomisinin 1 Kasım seçimlerinin ardından canlanacağını belirterek, "Türk ekonomisi 2016 dan itibaren şu anda hükumetimizin aldığı tedbirlerle gerek tüketim gerek büyümede gerek piyasalarda inanılmaz bir canlanma yaşayacak" dedi.
"Türkiye'nin sıkıntıya düşecek hiçbir şeyi yoktur"
Türkiye'nin ortalama yaşam süresi artışında ve 2008 krizinden sonraki istihdam artışında dünyada lider olduğunu dile getiren Zeybekci, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu anda sadece Rusya ve Ukrayna'ya yaptığımız ihracatta yüzde 40 geri gittik yüzde 38'ler civarında. Ukrayna ve Rusya'nın kendi ihracatları yüzde 40'ın üzerinde düştü. 2014 ve 2015'in 8 ayında Türkiye cari açığını yüzde 42 iyileştirdi. Geçen gün uluslararası kuruluşlar, Türkiye'nin cari açığının yüzde 9,4'ten bu sene yüzde 4,6'ya düşeceğini belirtti. Böyle bir cari açığınız olduğunuz zaman siz merak etmeyin, endişe edeceğimiz bir şey kalmaz. Türkiye şu anda bütçe açığından yüzde 1,02'yle dünyada ilk üçte yer alıyor. Türkiye'nin kamu borçlarının milli gelirine oranı yüzde 33, Avrupa Birliği ortalamasının yüzde 90, 2014'ün başından itibaren merak etmeyin.
Türkiye'nin sıkıntıya düşecek hiçbir şeyi yoktur. Türkiye'nin 396 milyar dolar kamu ve özel toplam borç stoğu. Bunun yüzde 70 civarında özel sektöre ait. Kısa vadeli borcu 120 milyar dolar. Bir yıl içinde kapatmak zorunda kalabileceği borçtan bahsediyorum 120 milyar dolar. Merkez Bankası kaynaklarının şu anda kullanılabileni 100 milyara yakın. Önümüzdeki süreçte Merkez Bankası'nın rezervleri çok hızlı bir şekilde artacak. Onun da neden artacağını ileriki günlerde açıklayacağım."
Zeybekci, Merkez Bankası'nın altın rezervinin 20 milyar dolar olduğunu ve artmaya devam ettiğini dile getirerek, "Türkiye'de bankalardaki herkese ve şirketlere ait döviz tevdiat hesapları tam 200 milyar dolar. Size soruyorum bu şirket tefeciye düşer mi? Döviz sıkıntısına girer mi? Bu şirkete bir şey olmaz. Bu şirket bu sıkıntılardan dolayı yüksek
faiz ödemek zorunda kalır mı, hayır. Ama dönüp dönüp ülkede birileri 'Merkez Bankası artık
faiz artırmalı, böyle bir milli ekonomi olur mu, böyle bir anlayış olur mu?' şeklinde konuşuyor. Eldeki varlık belli, her şeyimiz belli. 2014 yılında bu güne kadar söylediğimizin altında yatan çok sağlam gerekçeler vardır" ifadelerini kullandı.
"Hükümetin kurulmasıyla kayıplar telafi edilecek"
Zeybekci, 1 Kasım seçimlerinin ardından hükumetin kurulmasıyla 7 Haziran'ın ardından yaşanan kayıpların hızlı bir şekilde telafi edileceğini ve 2016'nın Türkiye için bir kalkınma ve şahlanma yılı olacağını kaydetti.
Geçen yıl dışı ticarette euro-dolar paritesindeki hareketliği öngördüklerini aldıkları tedbirlerle 2015 yılı ihracat tahminlerinin büyük ölçüde gerçekleştiğine dikkati çeken Zeybekci, şunları kaydetti:
"(Parite 1,11 ortalamada olursa petrol fiyatları ortalama 65 dolar varil fiyatı olursa Türkiye'nin ihracatında sadece pariteden dolayı 10 milyar dolar, enerji ve hammadde fiyatlarının aşağı inmesinden dolayı da 8-10 milyar dolar, toplamda da 18-22 milyar dolar civarında düşürücü etki olacak) dedik. 'Düşecek' demedik. Ve bire bir aynı. 1,36 parite 2014 ilk 8 ayı 1,10 ortalaması 2015 ilk 8 ayı parite 1,36 olmuş olsaydı Türkiye'nin ihracatı şu anda ilk 8 ayda yüzde 8,7 düşen ihracatımız artıda olacaktı. Tüm ihracatımızı avro bazında yapmış olsaydık ve avro olarak hesaplamış olsaydık Türkiye'nin ihracatı yüzde 10 seviyesinde artmış olacaktı. İthalatımıza ilgili aynı öngörüde bulunduk. Öngörüde bulunduğumuz tüm değerler tek tek tutuyor. Risk aldık belki. Bundan iki buçuk ay önce doların geleceği noktayı söylemekle ilgili belki risk aldık ama biz söylemeye devam edeceğiz."
Türkiye'nin ihracatında yaşanan düşüşün dünyadaki ekonomik gelişmelerden kaynaklandığına işaret eden Zeybekci, şöyle konuştu:
"Şu anda ihracat ile ilgili rakamlar bizim yüzde 8,7 düştüğümüz, ihracatımızın düştüğü bir ortamda Avrupa Birliği ortalaması yüzde 16. Rusya ve Ukrayna'nın yüzde 40'lar, Hindistan'ın yüzde 16,5'ler seviyesinde ihracatı düşmüş durumda. Almanya'nın yüzde 13 seviyesinde ihracatı düşmüş durumda. Bunu bizim ihracatımızdaki düşüş daha iyi diye söylemek istemiyorum. Bakın başka ülkelerin ne olduğunu ve bizim ne olduğumuzu söylemek için söylüyorum. 2014 yılında dünyada doğrudan yabancı sermaye akışı yüzde 16 düştü. Bakın
finans piyasalarında,
Faiz piyasalarında,
banka piyasalarında değil doğrudan yabancı sermaye yatırımları dünyada yüzde 16 oranında düştü. Türkiye'de ise yüzde 3'ün üzerinde arttı. Türkiye'ye ilk 8 ayda gelen yabancı yatırım yüzde 35,5 arttı. Tam yüzde 35,5, Türkiye'nin gelecek vaat eden ülke potansiyelinin altını çizmek için söylüyorum bunu."
Zeybekci, orta vadeli programda 2016, 2017 ve 2018 yılı için hedeflenen büyüme rakamlarını fazla muhafazakar bulduğunu dile getirerek, sözleri şöyle tamamladı:
"Türkiye'de ertelenen bir yıl var. Bu ertelenen bir sene aynı şekilde dünyada da böyle. Bizim en büyük pazarımız olan Avrupa Birliği 2015 yılının sonuna doğru şu anda beklentiler seviyesinde kıpırdamaya başladı. 2016'da daha da artacak. Türk ekonomisi 2016'dan itibaren şu anda hükumetimizin aldığı tedbirlerle gerek tüketim gerek büyümede gerek piyasalarda inanılmaz bir canlanma yaşayacak. Onun için diyorum 2016 büyümesi yüzde 5 rakamını artık çok dokunduğumuz bir noktaya gelecek belki yakalayıp geçebildiğimiz bir noktaya gelecek."