Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un askeri vesayetin büyük ölçüde kalktığını, sırada Merkez Bankası, üst kurul ve yargı vesayetinin olduğunu söylemesi büyük tartışma yarattı.
Hürriyet'ten Aysel Alp'in haberine göre, CHP, ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'a "Merkez Bankası ile hangi yolla mücadele edeceksiniz? Yasal olarak fiyat istikrarını korumakla sorumlu Merkez Bankası’nın fiyat istikrarını sağlamak için tercih ettiği araçlar anti demokratik midir, örgütlü vesayet girişimi midir" diye sordu.
Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde partinin başına geçmesi muhtemel isimler arasında sayılan Numan Kurtulmuş Hürriyet'e askeri vesayetin büyük ölçüde kalktığını sıranın merkez bankası, üst kurul ve yargı vesayetine geldiğini söyledi. “Araçsal bağımsızlığa eyvallah, ama hükümet başka telden Merkez Bankası başka telden çalarsa bunun adı araçsal bağımsızlık olmaz. TC Merkez Bankası AŞ bağımsız olsun, peki TC devletinin bağımsızlığı ne olacak? Askeri vesayeti görmek kolay, çünkü elinde tüfek, tankı topu kullanıyor ve üniformalı. Türkiye bu anlamda görünür vesayetlerle mücadele safhasını geride bırakmıştır. Önümüzdeki süreç görünmez, örtülü vesayetlerle mücadele etme dönemidir. Bundan sonraki süreçte bu mücadele hükümetin ana gündem maddelerinden biri olacaktır, gerekli yasal düzenlemeler de yapılabilir” dedi.
ASKERDEN SONRA SIRA ‘MERKEZ’DE
Kurtulmuş'un bu sözlerini CHP İstanbul Umut Oran, bir soru önergesiyle Meclis'e taşıdı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde şu soruları yöneltti:
1- T.C. Merkez Bankası bir vesayet kurumu mudur? Hükümetlerin görevi Merkez Bankası ile mücadele etmek midir? Merkez Bankası hangi araç ve uygulamalarla hükümetinize “vesayet” yapmaktadır? Bağımsız para politikası oluşturulması vesayet midir? Merkez Bankası’nın bağımsız olması Türkiye’nin bağımsızlığına gölge mi düşürmektedir?
2- Sizin ekonomik koordinasyonunuz altında faaliyet gösteren Merkez Bankası, görev süreniz içerisinde kaç kere hukuka ve demokrasinin temel ilkelerine aykırı bir müdahale girişiminde bulunarak hükümete vesayet etmeye çalışmıştır?
3- Yasal olarak fiyat istikrarını korumakla sorumlu Merkez Bankası’nın fiyat istikrarını sağlamak için tercih ettiği araçlar anti demokratik midir, örgütlü vesayet girişimi midir?
4- Hükümetiniz Merkez Bankası ile hangi yollarla mücadele edecektir? Kanuni bir değişiklik düşünülmekte midir?
KURTULMUŞ NE DEDİ?
Askeri vesayetin büyük ölçüde kalktığını sıranın Merkez Bankası, üst kurul ve yargı vesayetine geldiğini belirten Kurtulmuş,
faiz indirimine ilişkin hükümetle karşı karşıya gelen Merkez Bankası’na ilişkin şöyle konuştu:
“Araçsal bağımsızlığa eyvallah, ama hükümet başka telden Merkez Bankası başka telden çalarsa bunun adı araçsal bağımsızlık olmaz. TC Merkez Bankası AŞ bağımsız olsun, peki TC devletinin bağımsızlığı ne olacak? Askeri vesayeti görmek kolay, çünkü elinde tüfek, tankı topu kullanıyor ve üniformalı. Türkiye bu anlamda görünür vesayetlerle mücadele safhasını geride bırakmıştır. Önümüzdeki süreç görünmez, örtülü vesayetlerle mücadele etme dönemidir. Bundan sonraki süreçte bu mücadele hükümetin ana gündem maddelerinden biri olacaktır, gerekli yasal düzenlemeler de yapılabilir.
2008 krizinden sonra dünyada neo liberal tezler gözden geçirildi. Bunlardan biri de 'Merkez bankalarının yeni rolleri ne olmalı' konusu. ABD Başkanı Obama, yeni FED Başkanının niteliğine ilişkin 'orta direği, gelir adaletini savunan, kalkınmacı biri olacak' dedi. Dünyanın en liberal ülkesinin bile böyle siyasi anlamda müdahale ediyor olması gibi bir tartışma yaşanırken, bizim kastettiğimiz de bu.
Yüzde 5 enflasyon hedefini ortaya koymak önemli bir hedeftir ama ülkenin normal gelişme potansiyelini ortaya koymak için yüzde 5 kalkınmayı da ortaya koymak zarureti vardır. Bu iki politika birbiriyle çelişiyorsa, ‘efendim Merkez Bankası bağımsızdır, önce aslolan budur biz buna göre hareket ederiz’ demem mümkün değildir. Kalkınma, büyüme, istihdam oluşturma yok, yasası ona sadece fiyat istikrarını vermiş. Ancak enflasyonu önlemek için atacağınız adımlar örneğin kalkınma hızını düşürebilir, Merkez Bankası, bununla ilgilenmiyor, benim sorumluluğum değil diyor, bunu da düşünmek zorunda. Dışardan IMF üzerinden nasıl bastırıldı biliyoruz, 2001’de resmen hükümet değiştirildi, dışarıdan başbakan atanmak istendi bizde tutmadı, ama İtalya ve Yunanistan’da oldu, kastettiğim bu.”