<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemMerkez Bankası kuru nasıl frenler----

Merkez Bankası kuru nasıl frenler

Merkez Bankası kuru nasıl frenler
29 Aralık 2013 - 03:04 www.finansingundemi.com

Siyasal kriz kurları zıplattı da zıplattı… Peki Merkez Bankası nasıl bir tedbir almalı?

Yolsuzluk ve rüşvet soruşturması ile başlayan yürütme-yargı çatışması boyutundaki anayasal kuvvetler krizi döviz kurlarını zıplattı. Siyasal kriz, tek bir günde dolar kurunu yüzde 3.1, euro kurunu ise yüzde 4 fırlattı.
Şirketler kesimimizin 2007’de 54 milyar dolar döviz pozisyon açığı (döviz varlıklarının, döviz borçlarından az olması), 2013 ortası itibariyle 165 milyar dolara ulaştı. Kurdaki her bir kuruşluk artış, 800 milyon dolar zarar yazdırıyor. Sadece Cuma günkü artışın yarattığı zarar 5 milyar dolar oldu. Aralık ayı içinde dolar toplamda yüzde 7.1, euro ise 8.8 artmış oldu. Aralık kaybı ise 12 milyar dolara yakın.
Peki, şirketlerin umutla baktığı Merkez Bankası’nın yeni bir ‘oyun planı’ olacak mı? İşte seçenekler...
DÖVİZ SATIŞINI ARTTIRMAK
17 Aralık gününden itibaren Merkez Bankası, döviz satış ihaleleri yolu ile toplam 2.8 milyar dolar sattı. Gelen teklif toplamı ise 4.5 milyar dolardı. Satış miktarı salı günü 450 milyon dolara yükseltildi. Merkez Bankası, pazartesi için ilan ettiği satış miktarı ise 600 milyon dolara çıktı. Bankanın bu miktarı daha da arttırma seçeneği her zaman var.
Kur yükseldikçe satış miktarını artırması, aşırı değer kaybı bölgesine yaklaştıkça başka satıcıları da harekete geçirebilir. Ancak, eğer kriz derinleşir de beklentiler kötüleşirse döviz alımı için fırsat kollayan ya da çıkmak isteyen yatırımcılar için ‘toptan alım’ fırsatı da yaratabilir. Bu olağanüstü koşullarda, döviz satış programı çerçevesinde ilan ettiği takvimdeki toplam satış miktarı taahhüdünü (Ocak sonuna kadar 6 milyar dolar) en az miktarlar kalacak biçimde açık uçlu hale getirdiğini ilan edebilir. Bunun anlamı, eğer spekülatif bir atak durumu varsa ‘elini saklamak’ amaçlı olmalıdır.
TL LİKİDİTESİNİ SIKMAK
İkinci seçenek, bankanın bir taraftan da piyasaya verdiği Türk Lirasını sıkılaştırmasıdır. Hatta daha fazlası, kısa süreli periyotlarla, örneğin bir hafta süreyle döviz satışlarını sterilize etmemektir. Yani, sattığı dövizlerden kaynaklanacak ilave TL talebini bu süre zarfında karşılamamaktır. Bunun negatif tarafı, büyük bir siyasal kriz sürerken, TL likiditesini bu biçimde sıkmak fazlasıyla ilave tedirginliğe neden olabilir. Bu, daha sonraki aşamalarda yapılabilir.
DOĞRUDAN MÜDAHALE
Üçüncü seçenek, doğrudan müdahale yöntemidir. Özellikle aşırı şişmiş bir döviz fiyatı varsa fazlasıyla balon durumunda ise doğrudan müdahaleler, hele ki düşük miktarlarla yapıldı ise fiyatın ekonomik temellerden kopuk olduğunu göstermek bakımından etkili bir yöntemdir. Sadece satmak değil, Merkez Bankası bankaları arayarak fiyat ‘check’i yapabilir. Kurların ‘uçtuğu’ bir anda, bu yöntem bile fazlasıyla etkili bir yöntemdir. Kimi merkez bankaları bir ‘cent’ dolar bile satmadan kendini gösterir piyasalara.
Merkez Bankası rezervlerinin tamamını kullanabilir, o da 135 milyar dolardır. Mademki zorunlu karşılık uygulamak gibi bir yaptırım gücü var, o rezervi korumak için bunu kullanabilir. Bu yüzden ‘net döviz pozisyonu’ satabileceği döviz için kısıt değildir.  
Tahminim; hem hisse senedinde, hem de tahvilde toplam içinde yüksek payları olan yabancı oyuncular bu krize tatilde yakalandılar. Fiyat düşüşleri ve kur artışı bu dönemde oldu. Çıkma fırsatı bulamadılar. Tatilden döndüklerinde, düşmüş fiyatlardan ve yükselmiş kurdan dolayı çıkma cesaretleri kırılmış olacak muhtemelen. Bu yüzden, mevcut krizde yeni bir derinleşme olmazsa hem piyasa hareketlerinin sert dalgalanması hafifleyecek, hem de bu yatırımcıların hareketleri muhtemelen zamana yayılacak biçimde gerçekleşecek.
SERT FAİZ ARTIRIMI
En son seçenek sert bir faiz artırımı olacaktır. 2011’i anımsayalım; kısa vadeli faizlerin yüzde 6’lı seviyelerden yüzde 9-10’lu seviyelerde oluşması sağlanmıştı. Döviz kuru ile baş edemez ya da rezerv kaygısına kapılırsa sert faiz artırımı kaçınılmaz olur. Bu, Merkez Bankası’nın sona saklayacağı bir seçenek olacaktır. (UĞUR GÜRSES-HÜRRİYET)
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)