<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaMerkez Bankası korkmamalı----

Merkez Bankası korkmamalı

Merkez Bankası korkmamalı
08 Mart 2015 - 07:26 www.finansingundemi.com

Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli dolar ve Merkez Bankası hakkında açıklama yaptı

Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, dolar artışının Türkiye’deki iç tartışmalardan kaynaklanmadığını, tüm dünyada bunun yaşandığını kaydetti. Dalgalanmaların normal olduğunu belirten Canikli, gelişmelerden kriz bekleyenlerin hayal kırıklığına uğrayacağını kaydetti. Canikli, Milliyet’in ekonomideki gelişmelerle ilgili sorularına şu yanıtları verdi:
 
Dolar neden yükseliyor?
Artış trendine baktığımızda bunun temel nedeninin FED’in faiz artırımına yönelik beklentilerinin oluşturduğunu görüyoruz. Dünyadaki bütün para birimleri karşısında dolar değer kazanıyor. Artış Türkiye’deki tartışmalardan kaynaklanmıyor.
Birçok kişi, muhalefet, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına bağlıyor.
Aynı kanaatte değilim. Cumhurbaşkanımızın açıklamaları denk geldi. Bu tür tartışmalar eğer siyasi istikrarı bozacaksa o zaman etkileyebilir. Ama bu risk sıfır. Bu olmadığına göre, tartışmalar hiç bir şekilde etkilemez. Karar verici Merkez Bankası’dır. Ama bu, Sayın Cumhurbaşkanımız dahil görüşlerin ortaya konulmasını engellemez.
 
Dolardaki artış sürer mi, etkileri ne olur?
Kur artışının kalıcı olduğunu söyleyemeyiz. Tamamen piyasa şartlarında dalgalandığı için yarın faiz beklentisi, FED’in faizlere yönelik açıklamaları değişir, politikaları başka yöne kayarsa tam tersi olabilir. Bu dalgalanmanın kendine göre kuralları vardır. Kendi iç dengesi içinde bu dalgalanma meydana gelir. Normaldir. Doların yükselmesi kısa vadede elbette bazı şeylerde ufak tefek fiyat artışlarını tetikleyebilir. Ama 2002 öncesindeki Türkiye ekonomisi gibi dolarize ekonomimiz yok artık. Dolarda artış meydana geldiği zaman bütün fiyatlarda bir artışa yol açmıyor artık.
 
‘İlave bedel öderiz’
 
Merkez Bankası’na neden bu kadar çok eleştiri yöneltiliyor?
Merkez Bankası’nın bu politikalarının sonucunda birileri etkilenecekse, hesabını siyaset kurumu verecek. Ve halk tarafından doğrudan seçilmiş Cumhurbaşkanımız verecek. Bizde Merkez’in aşırı bir hassasiyeti var. O şuradan kaynaklanıyor. Geçmiş dönemlerde en büyük problem kurdaki artışı frenlemekti ve enflasyondu. Merkez bankaları uzun yıllar böyle ortamlarda faaliyette bulundu. 1990’lı yıllarda dünyada enflasyon kontrol altına alındı. Bizdeki Merkez Bankası hâlâ o geçmiş dönemin alışkanlıklarını, korkularını atamadı. Atması gerekiyor. Neden gerekiyor? Şimdi enflasyon meselesi dünyada da, Türkiye’de de çözüldü. Son 10 yılda net bir şekilde başka hedefler ön plana çıkmaya başladı.
 
Merkez Bankası ne yapmalı?
Bütün ekonomiler daralma tehlikesi ile mücadele ediyor. Dünyanın enflasyon problemi yok. Tam tersine üretimin artırılması, durgunlukla mücadele edilmesi çalışmaları var. Bu yapılırken de faizler düşürülüyor, yatırımın artırılması için. Yatırımcının kararlarını etkileyen faktör faizdir. Negatif reel Faiz uygulayanlar var. Faizleri daha çok düşürmesi gerekir. Böyle trendler her zaman ortaya çıkmaz. 100 yılda 200 yılda belki ortaya çıkar. Hassasiyetimiz bundandır. Dünyadaki ekonomik ortam faizlerin düşürülmesini gerektiriyor. Düşürülmesi gerektiği halde düşürülmüyorsa bu bir yüktür ekonomi için. Bir bedel ödüyoruzdur. Bu bedel ağır. Yapılması gereken bir yatırım yapılmıyor yüksek faiz nedeniyle... Merkez Bankası’nın bu korkaklığı atması gerekir. Korkaklık devam ederse Türkiye ilave bedel öder.
 
‘Özel sektör borcu çevirir’

“Özel sektörün borçları nedeniyle kriz olabilir” deniliyor.
Tartışma konusu yapılan özel sektörün döviz cinsinden borçları ve bunların bir kısmının da kısa vadeli olması. Bazılarının risk olabileceğini söylüyorlar. Kurda birtakım hareketlenme olduğu zaman hemen kriz deniyor. Ancak özel sektörün bu borcunun karşılığı var esasında. Onlar içeride ve dışarıda döviz cinsinden bu paraların karşılığının önemli bölümünü tutuyorlar. Yani karşılığı olmayan bir para değil. Bir kısmının yurtdışında olduğu biliniyor. Bir kısmı yurtiçinde başka kaynaklarda. Dolayısıyla o anlamda herhangi bir sıkıntı yok. Ayrıca bunlar yenileniyor. Sadece maksimum yüzde 10’luk kısmı ödeniyor net olarak. Diğer kısımları yenilendiği için bir sıkıntı da olmuyor, olmayacak da.
 
‘Cari açık artık eskisi gibi sıkıntılı değil’
 
Cari açık yönünden tehlike var mı?
Yumuşak karnımız olarak gösterilen ve kırılganlığın temel faktörü olarak gösterilen cari açıkta da 2014’te ciddi bir azalma meydana geldi. İlk iki ayın rakamları bu trendin devam ettiğini, edeceğini gösteriyor. Cari açık da artık eskisi kadar sıkıntılı değil ve daha da azalacak. Bir sıkıntı yok. Finansmanında da bir sıkıntı yok. Daha kalıcı kaynaklarla finanse ediliyor.

İşsizlik artıyor, burada iyileşme nasıl sağlanacak?
İstihdamda inanılmaz iyileşmeler var. Virgülden sonraki rakamlarda sapmalar oluyor bu da doğaldır. İşsizlik oranları bir miktar yükselmiş gibi gözüküyor. Bunun nedeni de kadınlarımızın istihdam piyasasına daha fazla girmeleri. Kriz beklentisinde olanlar varsa hayal kırıklığına uğrayacaklar. Haksız saldırılara ve ekonomiyi dışarıda kötü gösterme çabalarına rağmen dimdik ayaktayız, hiçbir sıkıntımız yok. Dalgalanmalar son derece doğaldır.
​Abdullah Karakuş / Milliyet
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)