Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bugün yaptığı 2019 yılının son Para Piyasası Kurulu Toplantısı'nda politika faizini 200 baz puan indirdi. Faiz indirimi sonrası BBC Türkçe'de değerlendirme yapan Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, "Enflasyonun sene içerisinde izlediği seyire baktığımızda, 2018'de yüzde 25'e kadar yükselen enflasyonun 2019 boyunca hızlı bir düzelme gösterdiğini ve seneyi yüzde 12 civarında kapatacağımızı görüyoruz" dedi.
Demiralp, "Peki enflasyondaki bu iyileşmenin ne kadarı Merkez Bankası'nın enflasyonu kontrol altına alacağına olan inançtan, ne kadarı ise baz etkisi ve talepteki yavaşlamadan kaynaklanıyor?" diye sorarak, değerlendirmesine şu şekilde devam etti:
"Teknik bir kavram olan baz etkisini bir örnek vererek anlatalım. Diyelim ki 100 cm lik bir fidan diktiniz ve bu fidanın boyu her ay yüzde 1 uzuyor. Ancak bir ay diyelim ki sıradışı elverişli mevsim şartları ile yüzde 3 büyüdü. Bu şekilde fidanın boyu sene içinde toplam yüzde 14 arttı. Sonraki sene mevsim normallerinden bir sapma olmadı ve fidan yine aylık yüzde 1'lik büyümesini devam ettirdi ve seneyi yüzde 12'lik bir büyüme ile kapattı.
Bu durumda ikinci sene bir önceki seneye göre fidanın büyüme hızında bir yavaşlama olduğunu söyleriz. Ancak bu tamamen baz etkisi kaynaklı yani bir önceki sene normalin üzerinde gerçekleşen artışın yansımasıdır.
Konu fidanın boyu değil de fiyatlar olunca büyüme hızının artması değil azalması cazip olan senaryo oluyor. Ancak yine önemli olan bunun ne kadarının bizim becerikli politikalarımızdan ne kadarının ise bir önceki senedeki anomaliden kaynaklandığı.
Şekilde mavi sütunlar 2018 içindeki aylık fiyat artış oranını turuncu sütunlar ise 2019 için aylık artış oranını gösteriyor. Buradan özellikle Ağustos 2018'de yaşanan kur şoku sonrasında enflasyonun ciddi şekilde arttığını, 2019 yılında ise uzun vadeli ortalamaların üzerinde olmakla birlikte bir önceki senenin altında kalan bir enflasyon performansı görüyoruz.
Buradan yola çıkarak şu çıkarımları yapmak mümkün: 2019 yılında enflasyonda gözlenen iyileşme, önemli ölçüde bir önceki yılda yaşanan sıradışı yükselişten kaynaklanıyor.
Bu sene içinde kurun sakin seyrini koruyup enflasyonun yüzde 20'li seviyelerde takılıp kalmayışında TCMB'nin yılın ilk altı ayındaki sıkı duruşunun önemli bir rolü var şüphesiz.
Ancak senenin son dört ayında gelen agresif faiz indirimleri, baz etkisinin daha ılımlı geçeceği 2020'ye girerken enflasyonu yüzde 12'nin altına çekebilme konusunda bir tehdit oluşturuyor.
2020 yılında baz etkisi bize bir nebze yardım etse de yüzde 7,5'lik bir enflasyonu bile yakalayabilmek için 2018 öncesi dönemdeki ortalama enflasyon performansına ulaşabilmemiz gerekiyor.
Beklentileri bu yöne çevirebilmek ise 2019 içinde kredibilitesi oldukça zayıflamış olan TCMB için çok kolay değil.
Yapmış olduğumuz bir araştırma, TCMB'nin politika faizini değiştirme yolu ile enflasyon beklentilerini düşürme kabiliyetinin giderek azaldığını gösteriyor.
Dolayısı ile 2019'da enflasyon beklentilerindeki düşüşün para politikasına olan inançtan ziyade manşet enflasyondaki düşüşten kaynaklandığını net söyleyebiliriz.
Keza kredibilitenin düşük ve enflasyon yapışkanlığının yüksek olduğu ülkelerde enflasyon beklentilerini etkileyen temel unsurun gerçekleşen enflasyon olduğunu görüyoruz.
İleriye dönüp baktığımızda bizim için esas zorluk manşet enflasyondaki düşüş hız kesip enflasyon yüzde 10'lar seviyesine yapıştığında TCMB'nin enflasyon beklentilerini önce yüzde 7-8 aralığına sonrasında ise yüzde 5'lik hedefe çekmesi olacak. Bu ise kredibilite gerektiriyor.
Yazıyı geçtiğimiz günlerde hayata gözlerini yuman, adı "enflasyonu öldüren Fed başkanı" olarak tarihe geçen Paul Volcker'dan bir alıntı ile sonlandırayım.
1979-1987 yılları arasında başkanlık yapan ve bu dönemde ABD enflasyonunu yüzde 11'lerden yüzde 4'lere çeken Volcker, para politasının etkili olabilmesi için dört koşul olduğunu söylüyordu:
Piyasaları zorlayıcı olması
Zamanında hareket etmesi
Sadece piyasalara tepki veriyor olmaması
Bu çok anlamlı söz, para politikasının beklentileri değiştirebilmek için pasif bir şekilde arka koltukta oturmayı bırakıp direksiyonu eline alması gerektiğini ve zamanında atacağı belki can yakacak adımlarla kredibilite kazanıp enflasyonu düşüreceğine işaret ediyor."
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.