Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Merkez’in dünkü toplantısında üst bant indirimlerine ara vermiş olması kurla ilgili endişelerini gösteriyor. 22 Eylül toplantısından bugüne geçen bir aylık dönemde dolara karşı yüzde 4.5 civarında değer kaybeden TL, eğer bu seviyelerde kalırsa enflasyon üzerinde yaklaşık 60-70 baz puanlık bir artış yaratabilir. Peki, kur bu seviyelerde kalır mı? Öyle gibi görünüyor. Çünkü Moody’s tarafından gelen not indiriminin başlattığı sermaye çıkışının aralıkta Fed kanadından gelecek bir faiz artırımıyla daha da hızlanması muhtemel.
Şekilde faiz koridoru ve bu koridor içinde dalgalanan ortalama fonlama faizi (OFF) görülüyor. Mart sonrası dönemde üst banttaki indirimleri takiben OFF’nin de bir iniş trendi izlediğini gözlemliyoruz. Sadeleşmenin bizi götürmesi beklenen klasik koridor sisteminde ise nihai amaç üst ve alt bantlara eşit uzaklıkta bir haftalık repo faizi ve ortalama fonlama faizinin haftalık repo faizine eşit olması. Henüz o noktada değiliz.
Merkez’in yapabileceği üç şey
Kurdaki yükselişin enflasyona yapacağı etkiden rahatsız olan bir merkez bankasının yapabileceği üç şey olabilirdi.
1) Eğer aktif koridor politikasının uygulandığı dönemde olsak, Merkez kurda hızlı değer kaybı yaşanan bu dönemde OFF’yi koridorun üst bandına yaklaştırabilirdi. Böylelikle yeni PPK toplantısı beklenmeden hızlı hareket edilip kurdaki hareket kontrol altına alınırdı. Ancak Merkez artık aktif koridor politikası uygulamıyor. Zaten “sadeleşme” sürecinin bütün amacı da bu geçişi yumuşak bir şekilde sağlayabilmek. Dolayısıyla OFF’de 22 Eylül sonrası dönemde yukarı yönlü bir hareket olmamasını Merkez’in kurdan rahatsız olmaması olarak değil, klasik koridor uygulamasına geçiş olarak yorumlamak daha mantıklı.
2) Klasik koridor uygulamasında ise enflasyon baskısı hisseden ve bundan rahatsızlık duyan bir merkez bankasının en yakın toplantıyı bekleyip bu toplantıda bir Faiz artırımına gitmesi beklenirdi. Sadeleşme kavramıyla da tutarlı olarak üst bant sabit tutulup alt bant ve haftalık repo faizi yükseltilerek simetri sağlanabilirdi. Ancak merkez politika faizinde herhangi bir yükselişe büyümeyi köstekler endişesiyle sıcak bakmıyor.
3) Kurdan rahatsız olan ancak faizleri yükseltecek kadar da sert bir adım atmak istemeyen Merkez Bankası ise faiz indirimlerini durdurarak görece sıkı bir adım atabilirdi ki dün yapılan da bu oldu.
Bu açıdan bakıldığında Merkez’in kurdaki yükselişten ve bunun enflasyon üzerinde yaratabileceği baskıdan endişe duyduğunu ancak büyümeye zarar vermemek adına atabileceği en küçük sıkılaştırma adımını atmış olduğunu söyleyebiliriz.
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.