<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemMedikal şirketler borç indiriminden endişeli----

Medikal şirketler borç indiriminden endişeli

Medikal şirketler borç indiriminden endişeli
21 Mayıs 2018 - 10:00 www.finansingundemi.com

Alacaklı firmalar devletin uygulayacağı indirim oranının yüksekliğinin kendilerini zor durumda bırakacağını dile getirirken, döviz kurundaki artışın ve enflasyon kaybının hesaba katılmadığını savunuyorlar

Geçen ay, üniversite hastanelerinin tıbbi malzeme ve ilaç alımlarıyla ilgili biriken borçlarının Maliye Bakanlığı bütçesinden ödeneceği konusunda çıkarılan yasanın içeriği firmaları kaygılandırdı. Firmalar, Bakanlığın iskontolar ile ilgili çalışmasının önce sektöre umut verdiğini ancak hiç umulmadık şekilde, yüzde 27’lere varan iskonto oranlarının endişelere sebep olduğunu ifade ettiler. Ayrıca iskontoyu kabul etmeyen firmalara, vadesi geçmiş borçlarının ödemesinin ne zaman yapılacağı muamma olarak kalınca, sektör temsilcileri bu belirsizlik içinde iskontoları bir şekilde kabul etmek zorunda kalacaklarını dile getirdiler.

Tüm Tıbbi Cihaz Üreticileri Derneği (TTÜDER) Başkanı Mustafa Daşçı, “Paramızı tahsil edebilmek için devlet bizden bağış alıyor! Biz artık dayanamayacak duruma geldik. Üç buçuk yıl önceki döviz kurları euro 2.905 TL, dolar 2.188 TL. Firmaların döviz kuru, enflasyon kaybı hesaba katılmıyor” diye konuştu.

Yerli firmalar, global firmalara göre dezavantajlı

Dünya genelinde, yerli üretimi yönetmelik ve kanunlarla minimum yüzde 20 avantajlı hale getiren ülkelerle rekabet etmeye çalıştıklarını söyleyen Mustafa Daşçı, “Yerli üretici rekabete minimum yüzde 36, maksimum yüzde 45 geriden başlıyor. Kendi ülkemizde yabancı muamelesi görüyoruz. Belli ülkelere mal satabilmek için oranın belgelendirme kuruluşlarından belge alabilmek için milyonlarca lira ödüyoruz. Ama bizim ülkemizde CE belgesi olan geliyor, satıyor ve bizden daha iyi konumda” ifadelerini kullandı.

DMO’dan alımlar iflas sebebi

Dernek olarak 1360 üretici sayısından 800’ün altına düştüklerini belirten Daşçı, ithalatçı sayılarının da 3 bin 200’den 1900’e gerilediğini kaydetti. Bu düşüşün nedenini de DMO’dan toplu büyük alımlara bağlayan TTÜDER Başkanı Daşçı, “Kamu hastanelerinin genel sekreterliklerinin toplu alımlarıyla başlayan bir süreç gerçekleşti. Önce kamu için planlanan projeye şimdi özel hastaneleri ve üniversite hastanelerini de dahil ediyorlar. Halkın da reçeteyle alınan ürünleri buradan alabileceğini söylüyorlar. Hangi küçük ithalatçı, hangi küçük sermayeli üretici bu markete mal verebilecek” diye konuştu.

“EKK kararları bir an önce uygulanmalı”

Marmara Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçileri Derneği (MASSİAD) Başkanı Tolga Sözen de üniversite hastanelerinin yapısal düzenlemelere ihtiyaç duyduğunu söyledi. Sözen, “Yaşanan problemler çoğu zaman kısmi müdahalelerle çözülmeye çalışıldı. Bu da sorunların çoğalarak birikmesine neden oldu. 2016 yılında alınan Ekonomi Koordinasyon Kurulu kararları bir an önce uygulamaya konulmalı” şeklinde konuştu.

Tıbbi cihaz firmalarından birçoğunda kapanma tehlikesi

Tüm Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyonu (TÜMDEF) Yönetim Kurulu üyesi Onur Akgün, özellikle üniversite hastanelerine satılan tıbbi cihazların ödemelerini alamayan firmaların bazıları kapanırken birçoğunun da kapanma tehlikesi altında olduğunu kaydetti. Akgün, sivil toplum kuruluşları olarak bir araya gelip Tıbbi Cihaz Sektör Platformunu oluşturarak yaşanan mali sıkıntıları her mecrada “tek ses” olarak dile getirdiklerini ifade ederken şunları aktardı: “Tıbbi Cihaz Sektör Platformu olarak asıl talebimiz herhangi bir iskonto uygulanmadan ve sözleşme tarihlerine bakılmaksızın alacaklarımızı tahsil etme yönündeyken, yapılan görüşmeler neticesinde bu durumun kabul edilmeyeceğine kanaat getirilince Maliye Bakanlığı’na 2013, 2014 ve 2015 yıllarına dair alacaklarımızla ilgili herhangi bir iskonto yapılmaksızın, 2016 yılı için aylık yüzde 0,5 ve 2017 yılı için aylık yüzde 1 iskonto oranı uygulanması hususundaki önerilerimizi sunduk. Maalesef yayımlanan mevzuatlar beklentilerimizi karşılamadı.”(Sibel Sancaklı/Dünya)

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)