MB daha sert silah çekmek zorunda kalabilir

Merkez Bankası dün yapılan  PPK toplantısının ardından politika faizini sabit tuttu, faiz koridorunun üst bandını 75 baz puan artırdı. Faiz 21 ay sonra ilk kez yükselince "Bundan sonra ne olacak?" sorusuna cevap aranmaya başladı.
Bu konuda çarpıcı bir yorum da Prof. Dr. Kerem Alkin’den geldi. Alkin, Gazeteport’taki köşesinde, olası ‘piyasaları bekleyen sert müdahaleyi’ kaleme aldı. İşte Alkin’in yazısından o bölüm…
 TCMB, ŞİMDİLİK 'ÇİFTE'Yİ KULLANMAK İSTEMEDİ
Repo ihalelerindeki üst limitin kaldırılması ve TL'de istisnai gün uygulaması, Merkez Bankası'nın TL likiditesi açısından belirsizlikleri arttırarak, dövize olan ilgiyi ve yönelimi, TL'yi 'kıymetli' kılarak sağlamayı hedeflediğini gösteriyor. Piyasalar, dünkü PPK kararlarını, en azından, Merkez Bankası'nın piyasayı sakinleştirmek adına niyetinin ciddi olduğunu, bununla birlikte, büyüme trendini etkilememek ve önümüzdeki dönem için devreye alacağı olası tedbirlerin tümünü şimdiden sahaya sürmemek adına, tedbirleri ölçülü düzeyde tutmayı tercih ettiğini yönünde yorumladı.
Merkez Bankası, açıkladığı tedbirlerle, bankaların kredi maliyetlerinin önemli ölçüde etkilenmesine sebep olacak bir tedbir eğilimi içerisinde de gözükmemiş oldu. Bankaların TL cinsinden pozisyonlarını iyi yönetmeleri ve eğer TL'ye sıkışılar ise, kendisine başvurmamaları anlamında, ödünç vereceği TL'nin maliyetini bir kademe daha arttırdı. Ancak, TL'nin maliyetini ve banka kredi maliyetlerini arttırmak konusunda bir eğilimi olmadığını göstermek adına, faiz koridorunun alt bandını yüzde 3,5'te bırakırken, üst bandı yüzde 6,5'den 7,25'e çıkardı.
Esasen piyasa 1 puanlık, ya da 100 baz puanlık artış bekliyordu. Bu nedenle, ne 50 baz puan yaparak hayal kırıklığına sebep oldu, ne de 100 baz puan arttırarak, sonraki aylar için atabileceği yeni adımları şimdiden tüketmek istedi. 1 sayfalık kararın genel üslubu ve 75 baz puanlık adım, TCMB'nin 'piştov' ile piyasaya müdahaleyi tercih ettiğini, 'çifte'yi kapı arkasında tutmayı sürdüreceğini gösteriyor. Umarız, 'bazuka'yı depodan çıkarmayı gerektiren bir durum olmaz.
75 baz puanı, şimdilik piyasa kabullenmiş ve satın almış gözüküyor. Bununla birlikte, yapılan ayarlama dolar kurunu 1,90 TL'nin altına getirecekmiş gibi gözükmüyor. Bu noktada, ABD Merkez Bankası (FED) ile ilgili, ABD ekonomisine yönelik verilerle ilgili, FED Başkanı Bernanke'nin açıklamalarıyla ilgili her yeni gelişme, TCMB'nin 'piştov'la piyasaya ayar vermeyi tercih etmesi açısından, ya işini kolaylaştıracak, ya da TCMB'yi daha sert bir silahla, tedbir paketiyle piyasaya müdahaleye zorlayacak.
Görünen o ki, bankaların kredi maliyetlerini önemli artıracak ve büyüme performansını olumsuz yönde etkileyecek bir gelişme istenmiyor. Kaldı ki, Türk ekonomisinde büyüme performansıyla ilgili tablonun da yeterince güçlü olmadığı görüşüyle, TCMB PPK cari açık ve enflasyonla ilgili de önemli bir risk görmediğini de belirtti.
Geçtiğimiz haftaki yazımızda da hatırlanacağı üzere, TCMB para politikası uygulamasında, bir yandan Hazine'nin borçlanma maliyetini, bir yandan da büyümeyi de kollayan bir taktik izliyor. Bu nedenle, Faiz koridorunda 150 veya 200 baz puanlık bir yukarı yönde ayarlama, hem Hazine'nin borçlanma maliyetleri açısından, hem de büyüme boyutunda sıkıntıya sebep olabilecek bir adım olarak okunuyordu.