Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
ABD başkanlık önseçimlerinde heyecanlı bir yarış başlarken, bazı Demokratlar bu sürece kafalarındaki İskandinav modeliyle katılıyor. Kuzey Avrupa'nın İsveç, Danimarka ve İzlanda gibi küçük ülkeleri zengin ve teknolojik açıdan ileri. Ancak bu ülkelerin asıl önemli özelliği dünyanın geri kalan zengin ülkelerine kıyasla çok daha cömert refah devleti modeli geliştirmiş olmaları. Gelir dağılımındaki adaletsizliğin yükselişte olduğu bir dünya düzeninde, Amerikan solu bir yandan kapitalist rekabetle uyumlu bir yandan da orta ve alt sınıflara daha fazla ekonomik güvence sağlayan İskandinav modelini mercek altına almakla meşgul. Demokratların başkanlık aday adayı Bernie Sanders, ABD'nin yeni anne babalara ücretli izin, bedava sağlık hizmeti ve eğitim parası desteği gibi İskandinav ülkelerinin sunduğu olanakları kopya etmesi gerektiğini belirterek, "Bu ülkelerde hükümet büyük ölçüde sıradan insanlar ve orta sınıf için çalışırken, ülkemizde ise milyarder sınıf için çaba harcanıyor" diyor. Nobel ödüllü Joseph Stiglitz gibi ekonomistler de ABD'li politikacıların İskandinavya'yı model alması gerektiğini belirtiyor.
London's Center for Policy Studies'den araştırma görevlisi Nima Sanandaji ise, bu düşünce sistematiğinin kolaycılık olduğunu söylüyor. Sanandaji, daha az harcamayla daha geniş çaplı refah devletlerine atıfta bulunarak eğer yüksek hükümet harcamalarının etkileri ölçülmek isteniyorsa, "Neden İtalya ya da Fransa'ya atıfta bulunulmuyor?" diyor.
Sanandaji, bölgenin ekonomik politikası sayesinde değil ekonomik politikasına rağmen büyüdüğünü söylüyor. Araştırması, bu ülkelerin vatandaşlarına sundukları serveti sol fikirlerin ortaya çıkışından çok önce oluşturduklarını ortaya koyuyor. Örneğin, 1870 yılından 1936'ya kadar olan sürede İsveç dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisiydi. 1975 yılından sonra yani refah devleti genişlemeye başladığında, İsveç ekonomisi kayda değer bir şekilde yavaşlayarak, dünyanın en zengin dördüncü ülkesiyken 1990'larda 13'üncü sıraya geriledi. Kısa süre önce de, hükümetlerin bütçelerini kısıtlama girişimleri başladı. 1990'lardan itibaren İsveç ekonomisinde toplam vergilendirmenin GSYIH'ye oranı yüzde 5'in de altına gerilerken, Danimarka'da işsizlik ödeneklerinin kısıt¬lanması gibi emek piyasası reformları gündeme geldi. Kısacası, Sanandaji'nin dediği gibi, İskandinavya yavaş yavaş "serbest pazar köklerine dönüyor". (Chris Matthews/Fortune Dergisi)
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.